NEVA

5K 239 64
                                    

Anayola henüz çıkmışken Ruslan direksiyonu yeniden patika bir yola kırdı. Meraklı gözlerim anında ona dönmüştü.

"Nereye gidiyoruz"

Dudağının kenarı kıvrılmıştı.

"Belliki bir süre el ele tutuşup Kremlin'i gezemeyeceğiz, hazır fırsatımız varken seni biraz gezdireyimde o kadar zamandır Rusya'dayım beni hiç gezdirmedin deme bana"

Dişlerim onu kızdırmak için kamaşmıştı.

"Çok canımı acıtıyor biliyor musun Ruslan"

Sesi de bakışları gibi anında ciddileşmişti.

"Ne acıtıyor canını"

Ciddi durabilmek için ciddi bir mücadele veriyordum.

"Uğruna ilk defa kurşunların önüne atladığım adamın Kremlin'de el ele tutuşup gezeceğim ikinci adam olacak olması canımı acıtıyor"

150 km hızla giderken aniden frene basan Ruslan, yediği kurşun yüzünden bandajlı koluyla kafamı cama vurmamam için ikinci bir emniyet kemeri olmuştu.

"HAZANNN!
Tarihi eser mi yıktırtmak istiyorsun sen bana!"

İki elim anında yanaklarında birleşmişti.

"Şaka yapıyorum sevgilim şaka yaptım gerçekten şakaydı. Gülelim diye"

Öfkeden ateş atan gözleri hiç gülmemişti. Ben de zaten şaka yapmamıştım.

Ard arada yanaklarına bıraktığım 9 öpücükle sakinleştirebilmiştim Ruslanı anca.

"Gülelim diyor bir de! gülücekmişim ben buna! Gavat mıyım lan ben!"

Kıkırdamalarımı duymasın diye parmaklarımla ağzımı kapatıyordum.

"Yok bir de neymiş kurşunların önüne atlamış benim için"

Kızgın olmasına rağmen gülüyordu.

"Yavru kedi gibi yapıştın göğsüme, tırnaklarınıda geçirmişsin kurşun değse bu kadar acıtmazdı bu nedir ya!"

Düğmesini aşağıya çekip göğsünü gösteriyordu bana. Gerçektende yer yerini çizmiştim.

Ellerimle gömleğinin yakalarını çekiştirdim.

"Hani bakayım ne olmuş, ne bu mu acıttı yani canını. Kedi bir yerini görmüş yara zannetmiş"

Kahkaha atıyordum.

"Sizin şu atasözlerinizde yok mu her konuyu uygun bir tane mutlaka çıkıyor ne hikmetse"

"Uyduracak halim yok ya var ki işte söylüyorum. Ayrıcaaaa bir dahakine siz benim koynuma saklanırsınız Ruslan Bey sevgiliniz artık sizi koruyacak kadar tecrübe edindi malum"

Sesi öfkeli değildi çok açık ve netti.

"Bir daha böyle bir şey yaşanmayacak"

Dakikalarca gözlerini yoldan ayırmamıştı. Sessizliği bozan ben olmuştum.

"Senin kokun beni sakinleştirmeseydi orada korkudan ölebilirdim"

"Ölemezsin Hazan! Biz daha birlikte sinemaya bile gitmedik, sokaklarda el ele gezmedik, Sen bana daha kendi ellerinle Türk kahvesi yapmadın.

BALERİNWhere stories live. Discover now