İTALY

4.5K 237 19
                                    

Zaman sanki yelkovanın kaprisiyle durmuş, çaresiz akrebin devam edebilmeye gücü yetmemiş gibiydi.
Kulağımdaki bütün sesler buğulu, karıncalanmış bacaklarım hissizdi.

Ne kadar zamandır burada olduğumuzdan habersiz ruhum, Ruslanın soğuk parmaklarının yüzüme ettiği temasla dönmüştü ana.

"İyi misin!"

Elleriyle bedenimi yokluyordu. Nefes nefese kalmış, bana bir şey olmasından korkmuştu.

Bense şok halinde öylece kıpırdamadan duruyordum.

Vücudumda her hangi bir yaranın olmadığını gördüğü anda derin bir nefes verdi. Bedenimi hızlıca kollarının arasına, dudaklarını fısıldamadan önce saçlarıma yerleştirdi.

"Tanrım şükürler olsun!"

Az önce yaşadığımız şeyin farkına, Ruslanın bedenine sardığım ellerime değen sıcak kanla varabilmiştim.

İnanmak istemeyen beynim bir hışımla Ruslanın bedeninden ayırdığı ellerimi, gözlerimin önüne sermişti.

Parmaklarıma bulaşan kan, benim bedenime değmiş kurşun kadar acıtmıştı canımı.

Benim gördüğümü, Ruslanında görmesi için ellerimi ona doğru uzatmıştım.

"Ruslan!"

Yüzümü ellerinin arasına aldı. Benim iyi olduğumu görmesiyle sesine ve hareketlerine yansıyan rahatlığını yaşadığımız olayın öfkesi bastırıyordu.

"Küçük bir sıyrık, iyiyim korkma."

Uzun boylu esmer bir adam yanımızda belirmişti. Sesi telaşlıydı.

"İyi misiniz, bir şey var mı siz de"

Ruslan ellerini yüzümden ayırıp adama doğru döndü.

"İyiyiz. Bir şey yok.
Carlos sen Hazanı eve götür."

Duyduğum şeye anında itiraz etmiştim.

"Hayır senin yanından ayrılmam!"

Kollarını yeniden bedenime sardı.

"Burayı halledip hemen gelicem. Hazan sözümü dinle."

Carlos olduğunu öğrendiğim adam söze girdi.

"Hadi Hazan gidelim biz"

Adımlarım isteksizce hareketlendiğinde, bizi çember haline alan otuz kadar adımın arasından arabaya doğru ilerliyorduk. Ardımda bıraktığım Ruslanın öfkeli sesini duyabiliyordum.

"Ölülerini bile istiyorum!"

Carlosun açtığı kapıyla birlikte arabaya bindiğimde, gözlerim hala Ruslandaydı.

Yanına gelen üniformalı polislerle konuşuyordu.

Yerlerde midemin kaldıramayacağı kadar kanlar içinde yatan yaralı korumalar vardı.

Ruslanın adamları, muhtemelen az önce bize kurşun sıkan adamlar olduğunu düşündüklerimi zorla Jeeplere bindiriyordu.

Telaşlı bakışlarım hızlıca Ruslana döndüğünde, üniformalı polislerin Ruslana bir şeyler anlattığını görebiliyordum. Etrafı korumalarıyla doluydu. Ruslansa telefonda biriyle konuşuyordu.

Her kimle konuşuyorsa eğer, buradan bile görebildiğim boynunun şişmiş damarları duymasamda bağırdını gösteriyordu bana.

Siyah takım elbiseli iki adam takılmıştı gözüme, taşıdıkları kişinin yüzü görünmeyecek kadar kanlıydı.
Biri omuzlarından diğeri ayaklarından tutarken, arabanın bagajına bir çöp torbası gibi fırlatmışlardı adamı.

BALERİNWhere stories live. Discover now