SAVAŞ HALİ

4.6K 250 24
                                    

Titreyen dizlerimi dizginlemek için, diz kapaklarıma avuç içlerimle bastırdım.
Öfkemin telaşındayken, taksicinin hala hareket etmediğini henüz farkedebilmiştim.

"Ne bekliyorsun gitsene!"

Yaşlı adamın korku dolu bakışları dikiz aynasından yansıyordu gözlerime.

"Hanımefendi"

Direksiyondaki elleriyle birlikte sesi de titriyordu.

"Lütfen inin"

Sağ camdan Ruslana baktığımda, otelin giriş kapısının önündeki büyük kolona sırtını yaslayıp, ellerini göğsünün üzerinde birleştirmiş vaziyette inmemi bekliyordu.

Bu taksinin yer çekimi kuvvetine sürtünmeyle karşı koyması, kanatlanıp havada süzülmesi kadar imkansızdı.

Bunu bildiğim için diretmemiştim.

Sinirimi hiç suçu olmayan bir insandanda çıkartmamıştım.

İçimdeki öfkemin ateşi ait olduğu adamı yakmalıydı.

Taksiden inip ona doğru yürürken. O da yavaş adımlarıyla bana doğru geliyordu.

"Senin bütün olayın bu işte Ruslan! Zor kullanmak!"

Cümleyi kurarken, sinirlerimle doğru orantıda hareket eden ellerimi havada yakaladı.

Parmakları benim parmaklarımla bir puzzel parçası gibi birleşmeye çalışırken. Ona tüm gücümle karşı koydum.

Benim aksime sakin tavırları, hali hazırda patlamaya hazır volkan olan öfkemi tetikliyordu.

"Odamıza çıkıp konuşalım."

Onunla şu an değil konuşmak, onu görmek bile istemiyordum. Ne kadar net olduğumu anlayabilmesi için cümlemi heceleyerek kurdum.

"SE NİN LE KO NUŞ MAK İS TE Mİ YO RUMM!"

Bacaklarımdan tutup beni omzunun üzerinde başaşağıya getirdiğinde, etrafta gözlerini kaçırarak bizi izleyen insanları bile şok etmişti.

"Konuşucaz Hazan"

Beni omzunda geri otele soktuğunda, sırtına attığım hiçbir yumruk ona tescil etmiyormuş gibi, hızlı hızlı yürüyordu lobide.

"İndir beni Ruslan herkes bize bakıyor yeterince rezil olduk zaten"

"Aşk bir savaş halidir Hazan.
İki aşıkda her zaman sevişmez"

Ukalalıkla kurduğu cümle, bütün eklemlerimi germişti sinirden.

Daha fazla rezil olmamak için ona söylediğim bütün küfürleri Türkçe bağırdım.

**

Beni omzundan, odaya girip, kapıyı kapattığında indirdi.

Ayaklarım yere değer değmez, ellerim sırtından alamadığı hıncı bu kez göğsünden almayı denemişti.

Karşımda hiç hareket etmeden duran adamın vücudu tıpkı bir heykel kadar soğuk ve cansızdı.

Yumruklarım ancak dudaklarını araladığında durmuştu.

"Ne olursa olsun beni dinleyeceğini düşünmüştüm. Ama görüyorumki senin bütün olayın gitmek"

Sesi sakin olsada vurguları sertti.

Benim sesimse içimdeki öfkenin büyüklüğü kadar kocamandı.

"İlk kavgamızda soluğu başka bir kadının yanında aldın Ruslan! Söylesene ne yapmamı bekliyordun!"

Kapının önünden, salonun siyah deri koltuklarına adımlarken konuşuyordu. Bu özensiz tavrı canımı acıtıyordu.

BALERİNWhere stories live. Discover now