Ruslan'ın hemen arkasından mutfağa giren Mariana'nın tek amacı bizi sinir etmek gibiydi.
"Açsanıza şu pencereleri içerisi leş gibi yağ kokuyor"
"Beni mutfakta farkettiğinde yüzündeki o kışkırtıcı hoşnut ifade, anında bütün sinirlerimi oynatmaya yetmişti"
"Hazancım, artık mutfaktasın demek. İyi olmuş bak bir işi yararsın hem"
Gözleri çalışan fırına kaymıştı. "Ne pişiriyorsun"
Anna cevap verdi. "Piroşki"
"Dünyanın en önemli adamları bu gün burada toplanacak! Siz de onlara piroşki mi ikram edeceksiniz. Şaka falan mı bu! Gidip temizlik falan yapın dip köşe. Elinizi hiçbir hazırlığa sürmeyin. Organizatörleri arayacağım bütün hazırlıklarla onlar ilgilensin size kalırsa rezil olacağız."
Mariana'nın mutfaktan çıkmasının hemen ardından Katerina ne söylediyse Annayı kahkaha krizine sokmuştu.
"Kazanın kalaysızından, kadının arzısından uzak duracaksın dedi."
Şimdi ikimizde kahkaha atıyorduk.
Katerina hayli yaşlı olmasına rağmen, gençlere taş çıkartacak bir kadındı. Sivri sözleri, yöresel giyimi ve cam gibi bakan mavi gözleriyle tam bir Sovyet kadınıydı.
Marianadan sürekli giyimine karşı eleştiri aldığı için Katerinanın ondan nefret ettiğini söyledi Anna.
Uzun zamandır bu evde çalışan Katerina, Ruslanın babası henüz küçük bir çocukken bu evdeymiş. Ruslanda ona bir hayli kıymet veriyormuş. Evin mutfağa doğru uzanan geniş koridorunda, Katerinanın kendi köyünde çekildiği bir fotoğraf bile asılıydı. Belkide bu kadın Ruslanın kıymet verdiği tek kadındı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hava karardığında Ruslanın misafirleri gelmişti. Eve giren 4 kişi olmasına rağmen kapının önünde 48 zırhlı araç vardı.
Bu insanlar kimdi, bu gün burada ne konuşulacaktı merak ediyordum.
Yemek masasının sağına ve soluna 2 kişi, başada Ruslan oturmuştu.
Kapıdan zaten uzakta olan masadaki konuşmayı duyabilmek epey zorken, bir de Anna'nın kolumu çekiştirip mırıldanması işimi dahada zorlaştırıyordu.
