24 ⋆nothing lasts forever⋆

451 34 11
                                    

×Merhabalar! Uzun zaman oldu değil mi? Ders çalışmaktan ondan bundan bölüm yazmak ciddi anlamda zorlaşmaya başladı. Umarım bu bölüme bir sürü yorum bırakıp oy verirsiniz. :) Yorumlarınız beni mutlu ediyor, gerçekten. İyi okumalar♡

rosé

"Biri seni sevdiğini söylüyorsa ve seni öpüyorsa bu ne demek midir? Ah tanrım Roseanne tabii ki de çıkıyorsunuz demektir! Soru mu bu tanrı aşkına?!"

Jennie'nin heyecanlı cümlelerinin ardından arkama doğru yaslanarak yere uzandım. Sabahtan beri pratik yapıyorduk daha yeni ara vermiştik ve nasıl birdenbire bu konuya geldiğimizi anlayamamıştım. Kızlar ağzımdan laf almayı çok iyi biliyordu.

"Unnie, Jungkook'tan bahsediyorsun değil mi? Biz yanınızdan ayrıldıktan sonra uzun bir süre görünmemiştiniz bunlar oldu demek..."

Mi Cha'nın Lisa'ya kaş göz işareti yaparak ballandıra ballandıra sarf ettiği kelimeler herkesi gülme krizine sokmuştu. Bense yanaklarımın yandığını hissediyor, yüzüme yayılan sebepsiz tebessümden kurtulmaya çalışıyordum.
Aşık olmak böyle mi hissettiriyordu?

"Hadi ama kızlar! Yeni bir dizi izliyordum-"

"Hayır, hayır!" Lisa'nın canlı sesi cümlemi böldüğünde doğruldum. "Roseanne... Jungkook ve senin aranda kesinlikle bir şeyler var. Korecede nasıl deniyor? Evet, çekim!"

Kafamı onu reddercesine salladım. Ah tanrım... bu meselelerin beni bu denli savunmasız bırakması aşırı şaşırtıcıydı. Bir sene önce tüm bunları yaşayacağımı söyleselerdi kesinlikle alay ederdim.

"Sen ne dedin peki? Seni seviyorum Roseanne, Hey, sağ ol kanka! Hahahah boyle bir şey yapmadın değil mi Chaeyoung!?" Jisoo'nun sorusunun ardından kıkırdadım.

"Sizden kurtulamayacağım değil mi?"

Herkes beni onaylayınca derin bir nefes verdim. "Biraz sarhoş gibiydim... Yani bilemiyorum o an şok oldum. Beklemiyordum böyle bir şey. Ne dedim hatırlamıyorum. Ama öptüm onu, bunu biliyorum ve güzel hissettirdi."

Mia ufak çığlıklar atarak yerde yuvarlanmaya başladığında kızlar uzun zamandır bastırmaya çalıştıklarını gülüşlerini serbest bıraktılar.

"Resmen dizi sahnesi gibi..." diyordu Jennie ellerini yanaklarına yaslamışken "Jungkook işini biliyormuş. Ben de dersten başka şeylerle ilgilenmeyen bir odun sanmıştım."

"Yok artık Jennie unnie... Keşke Jungkook'u bir görseydin. Acayip tatlı bir çocuk hele de Roseanne'e bakışları öyle tatlıydı ki..." Mi Cha'nın sevimli tasvirlerinin ardından herkesten şaşkın ve meraklı uğultular gelmişti.

"Tanrım! Azıcık sessiz olsanız ne olur sanki! Burası pratik odası mı, oyun parkı mı belli değil..."

Hye Jin'in lanet sesini duyduğumuzda aynı anda ona doğru dönmüştük. Her zamanki grubunu yanına toplamış yememizin kesinlikle yasak olduğu paket erişteleri büyük bir iştahla yalayıp yutuyorlardı.

"Pratik odasında yenmesi yasak yemekleri yemek doğru ama konuşmak yanlış öyle mi?"

Grubumuzun en büyüğü Jisoo unnie'nin cevabının ardından arkası bize dönük olan Tae Ri dönmeye tenezzül etmeden yemek çubuklarını kaldırdı. "Paket erişte yasak olduğu kadar sevgili yapmak da yasak Jisoo unnie... Biricik Park Chaeyoung arkadaşımıza anlayacağı dilde anlatır mısın? Korecesi bok gibi de..."

Kalp atışlarımın hızlandığını hissediyordum. Tae Ri'nin acımasız cümleleri aylardır yaşadığım rüyadan uyandırmıştı beni, gerçekler yüzüme beton gibi çarpmıştı.

prom queen ✘ rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin