21 ⋆still get those butterflies⋆

446 45 8
                                    

rosé

Bugün büyük gündü. Benim için olmasa bile Jungkook ve diğer binlerce öğrenci için öyleydi.

Her ne kadar girmek istemiyor olsam da ailem (!) benim yerime çoktan sınav için başvuru işlemlerini halletmişti, tek eksik benim sınav sırasına oturmamdı. Ancak tüm bunlara rağmen hiçbiri yoğun programlarında, beni desteklemek için iki saat ayıramamıştı. Bu hep böyleydi zaten umursamıyordum. Jungkook'la aynı okulda sınava giriyor oluşum beni yeteri kadar rahatlatıyordu ekstra bir şeye ihtiyacım yoktu.

Kimliğimi gösterip dış kapıdan içeri girdiğimde etrafın öğrenci yakınlarıyla dolu oluşu beni elbette şaşırtmamıştı, olması gereken buydu. Tüm bu kalabalık içinde Jungkook için bakınırken birdenbire omzumda hissettiğim elle duraksadım.

"Hey Roseanne, naber?" Jae Min'di. İçimden sayısız kez küfür ederken bir yandan da koskoca Seul'de nasıl onunla aynı okulda denk geldiğime şaşıyordum.

"İyilik," dedim elini omzumdan sertçe iterken. "başarılar."

Jungkook'u bulmak adına bahçeyi boydan boya defalarca turlarken denk geldiğim tüm tanıdık yüzleri görmezden gelmeye çalışıyordum. Muhtemelen benim neden burada olduğumu sorguluyorlardı ki ben de sorguluyordum. Ancak beni cevaplamaya değer gören kimse yoktu.

"Rosé! İşte buradasın.." Jungkook'un sesini duymamla arkama döndüm. Gülümsedim, yanında küçük kardeşi de gelmişti. Başka birileri de onu desteklemeye gelmiş miydi merak ediyordum.

"Kardeşin çok tatlıymış," dedim hafifçe eğilip saçlarını okşarken. "Adın ne?"

"Junghyun"

"Kaç yaşındasın?"

"Yedi buçuk," diye mırıldandı Junghyun bakışları zeminde gezinirken. "neredeyse sekiz!"

Doğruldum. "Ah mükemmel. O zaman burada üç ergen öylece dikiliyoruz desene!"

Söylediklerime Junghyun katıla katıla gülerken Jungkook hafifçe tebessüm etmişti. Annesi onunla birlikte gelmemişti bu yüzden kardeşinin elini sımsıkı tutuyordu, sanki birilerinden destek almak istiyormuşçasına düşünceliydi bakışları...

"Başaracaksın," dedim o gözlerini bana çevirdiğinde. Başaracaktı kendime güvenmediğim kadar ona güveniyordum.

Tam bir şey söyleyecekken binadan gelen anonsla öğrenci yakınları hızla bahçeyi terk etmeye başladı. Junghyun'u ne yapacağını merak ediyordum, bir dakika içinde geliyorum diyerek hızla okuldan çıktı ve geri geldi.

"Junghyun'un kreşi hemen karşıda, burayı görmek istediği için getireyim dedim ama az kalsın geç kalıyordum!" Dedi nefes nefeseyken.

Gülümsedim ve omzuna hafifçe vurdum. "Neyse ki yetiştin."

Sınav adaylarını binaya çağıran anons duyulduğunda kalbim heyecandan küt küt atmaya başlamıştı oysaki emek vermemiştim bu sınav için, tüm sene boyunca tek yaptığım şirkette dans ve müzik provası yapmaktı; kitap kapağı açmamıştım bile. Heyecan yapmaya hakkım yoktu.

Kaçamak bakışlarla hemen yanımda merdivenlerden çıkan Jungkook'a baktığımdaysa yüzünde huzurlu bir gülümseme olduğunu gördüm; kendine güveniyordu ve en iyi tarafı da başaracağını biliyor oluşuydu.

prom queen ✘ rosékookWhere stories live. Discover now