5 ⋆some prejudices⋆

846 64 24
                                    

×1000 okunma olmuşuz! Herkese teşekkürler! Bu bir teşekkür bölümüdür hahah :D İyi okumalar dilerim<3


roseanne:
bak, sana pek çok yönden borçlu hissediyorum. ama bu yaptığın doğru değil. benimle ilgilenmene gerek yok.
bu arkadaşlık olmaz, ben bebek değilim sen de bakıcı değilsin.

jeonjungkook:
evet bebek değilsin. ama benim bakıcı olmakla bir sorunum yok.

roseanne:
kendimle ilgilenebilecek yaştayım.
ha, ayrıca. kız arkadaşın bu durumdan hoşnut olacak mı? tabiri caizse yapıştın bana çünkü.

jeonjungkook:
o benim kız arkadaşım değil.

roseanne:
ne?

jeonjungkook:
annemin gençlik fotoğrafı.
o anı toparlamak zorundaydım, kusura bakma. gerçi sevgili olayı tam yalan değildi.

roseanne:
nasıl yani?

jeonjungkook:
kız arkadaşım yok ama hoşlandığım biri var. eğer aramızda gerçek bir arkadaşlık olmasını istiyorsan bana yardım et.

roseanne:
istemiyorum?

jeonjungkook:
sana pek çok yönden borçlu hissediyorum yazmıştın.
bence bu güzel bir fırsat.

roseanne:
emin ol, yardıma ihtiyacın yok.
tavlama numaralarına da öyle,
yeterince zekisin.

jeonjungkook:
iltifat için teşekkürler. ama ihtiyacım var. onu mezuniyet balosuna davet etmem lazım ama nasıl olacak bilmiyorum.

roseanne:
um, düşünmek lazım.

jeonjungkook:
kendinden örnek verebilirsin mesela. nasıl bir davet alsan mutlu olurdun?

roseanne:
bana mı teklif edeceksin yoksa?

jeonjungkook:
hayır.

roseanne:
kim peki o kişi? tanışıyor musunuz?

jeonjungkook:
hayır ama tanışmayı çok istiyorum.

roseanne:
sen deli falan mısın?
benimle tanışma yöntemini ona uygulasaydın ya en baştan!

jeonjungkook:
seninle her şey normal akışında gelişti. sana yazarken herhangi bir amacım yoktu. ne olup bittiğini merak etmiştim

jeonjungkook:
şimdi aynısını yaparsam
iyi niyetli olmaz. doğal davranamam.

jeonjungkook:
sınıf 3'ten so young.
tanıyor musun?

roseanne:
hayır. ama dikkat ederim.

jeonjungkook:
ne yapmalıyım yani?

roseanne:
bilemiyorum baloya daha çok var.
araştırma yapalım bir süre.

jeonjungkook:
tamam. sen davet almaya
başlamışsındır, değil mi?

roseanne:
evet.

jeonjungkook:
anlıyorum... kabul ettin mi birini?

roseanne:
hayır.

jeonjungkook:
kavalyesiz mi geleceksin?

roseanne:
bilmiyorum, dedim ya daha çok var.

jeonjungkook:
evet, doğru.
sonra yazarım.

jeonjungkook çevrim dışı

*

jungkook

"Yine kiminle konuşuyorsun Kookie?"

Bulaşıkhaneden çıkan Jisung'u gördüğümde telefonu tezgaha bıraktım. "Yeni tanıştığım biri, Chaeyoung. Tanıyorsundur."

Adını duyar duymaz Jisung'un gözleri büyümüştü. "Bizim okuldaki mi? Ciddi olmazsın." Islak ellerini önlüğüne sildi. "Nasıl oldu?"

"Hiç fark etmedin mi?"

Kafası karışmışçasına sordu. "Neyi?"

Derin bir nefes aldım. Dışarıyı işaret ederek "Karşı kaldırımda devamlı biri oturuyordu." Dedim. "Hiç dikkatini çekmedi mi?"

Gülümsedi. "Doğrusunu istersen hayır."

Ansızın hiçbir şey anlatmak istemediğime karar verdim. "Neyse işte tanıştık bir şekilde, uzun hikaye"

"Chaeyoung ve sen... nedense bağlantı kuramadım Kookie. Ne bileyim o kız bayağı popüler ve zengin. Sen de bilirsin zaten."

Chaeyoung'u şimdi daha iyi anlıyordum. Sırf bu aptal önyargılar sebebiyle etrafına duvar örmek zorunda kalıyordu, herkes belli bir düşünceyle yaklaşıyordu ona: statü, hırs, para belki de nefret, kıskançlık... Tüm bunlara karşı hâlâ böyle dik durabiliyor olmasını takdir ediyordum. Bu herkesin harcı değildi.

Aniden giyinme odasına girip, önlüğümü çıkarıp her zamanki yerine bıraktım. Ceketimi üzerime geçirip kapıya doğru yöneldiğimde Jisung arkamdan bağırıyordu. "Ee, devamını anlatmadın!"

Ona doğru dönüp kıkırdadım. "Gerek yok."

Ne güzel demiş Dostoyevski 'İnsanlar seni çözemediği zaman önyargılarını kullanırlar; çünkü kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya'

xoxo

xoxo

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
prom queen ✘ rosékookWhere stories live. Discover now