81: Dokuz Saniye

166 6 1
                                    

Normalde her çarşamba bölüm atacağımı söylemiştim biliyorum ama şu an bir işe girdim, henüz çalışma saatlerine ve işe uyum sağlayamadım. Kendime ayırabildiğim bir süre olmuyor, bu yüzden yazamıyorum ve yazdığım şeyleri beğenmiyorum. 

Bir de nedense sona yaklaştığımızı düşünüyorum, genelde önce sonları planlarım ama Sarmaşık sonu olmayan bir kurgu benim için. Her anlamda. Birazda bu yüzden erteliyorum sanırım yazmayı, o sona kolayca ulaşmamak için. 

Bölüme geçebilirsiniz :)

Bölüm Şarkıları;

Beni Biraz Böyle Hatırla, Emre Aydın

Pus, Sufle

🍂

Hayat benden bir çok şey almış ama aynı zamanda bir çok şey de vermişti. Benden insanlara duyacağım güveni alıp kendimi korumayı öğretmişti. Benden ailemi alıp ailem yerine koyabileceğim arkadaşlıklar vermişti. Bir kuzenimin berbat bir insan olduğunu öğrenmemi sağlayıp diğer kuzenimin hayatımın yapı taşı olacağını öğretmişti. 

Bir şeyler biter, bir şeyler başlardı. 

Birileri gider, birileri gelirdi.

Buna alışmıştım, alışmak zorunda kalmıştım ama kim gelirse gelsin yeri doldurulamayacak insanlar da tanımıştım ve bu bildiğim tüm her şeyi unutmama neden oluyordu. Kendimi suçluyordum, kendimi hiç suçlamadığım kadar suçluyordum. Hayatı yaşıyordum, gülüyordum, eğleniyordum ama gecenin sessizliğinde yalnız kaldığımda oturup gözyaşlarımı akıtıyordum. 

Doğa'yı gördüğüm ilk ve son rüya o zaman gördüğüm, bana Deniz'e bir şans daha vermemi söylediği o rüyaydı. O günden sonra bir daha onu rüyamda hiç görmemiştim, bir daha görebilir miydim emin değildim. Benden istediği yirmi dört saati vermemiştim Deniz'e, daha azını vermiştim ve sanki Doğa bana kırılmış gibi hissediyordum. 

Mete ile birlikteydim, onun elini tutuyor, onu öpüyordum ama Deniz'in aklıma gelmesini engelleyemiyordum. Mete'nin bunu bildiğini ama buna göz yumduğunu bilecek kadar tanımıştım onu. Mete beni seviyordu ve benim için birçok şeye göz yumuyordu, tıpkı zamanında benim Deniz için yaptığım gibi. 

Onu affetmeyi istemiştim, bunu her şeyden çok istemiştim ancak bunun mümkün olmadığını geçirdiğimiz son gecede tamamen anlamıştım. Çünkü sadece ona bakarken değil onunla sevişirken bile aklımda söylediği yalanlar oluyordu. Onunla sevişiyor ve aynı anda ondan nefret ediyordum. Bu, benim kaldırabileceğim, kabullenebileceğim bir şey değildi. 

Ama şunun farkındaydım ki; Hayatım boyunca ne bana yaşattıklarını ne de onu aşamayacaktım.

Belki Mete ile uzun bir birlikteliğim olacaktı, belki onunla evlenecektim belki de başka insanlarla olacaktım, bir başkasıyla evlenecektim veya hiç evlenmeyecektim. Açıkçası, bir başkasından çocuk yapma fikri bana makul gelen bir seçenek değildi. Çocuğumun, babasına değil de bir başkasına aşık olduğumu bilmesini istemezdim. 

Ama asla büyük konuşmamam gerektiğini öğrenmiştim, ne için asla dediysem hepsini bir bir yaşamıştım. 

Yüzümde maske ile banyodan çıkıp mutfağa geçtim ve bir soda alıp mutfaktan çıktım, Emir ve abim fifa oynuyorlardı. "Hile yapma" dedi abim dişlerini sıkarak "Emir yemin ederim bir daha hile yaparsan kafanı klozetin içine sokup durmadan sifonu çekerim, lağım suyu ile boğulursun." Tekli koltuğa geçtiğimde Emir göz ucuyla bana baktı "evde salatalık kalmamış mı?" diye sordu dalga geçerek "hemen bir koşu alıp gelebilirim." 

SarmaşıkWo Geschichten leben. Entdecke jetzt