79: Kapının Diğer Tarafı

160 6 3
                                    

Kendimi Unuttum, Anıl Emre Daldal
Hiçbir Şeyin Anlamı Yok, Kahraman Deniz

🍂

Kapının benim olduğum tarafı kalabalıktı, herkes bu taraftaydı o ise kapının diğer tarafında bir başınaydı. Bu tarafta olsam da bir tarafım hep onun yanında, herkesten uzakta ve dışarıdaydı. O dışlanmış, yalnız bırakılmıştı. Issız bir sokakta tek başına kalmak ne demek bilmiyordum, ben bir sokakta hiç tek başıma kalmamıştım, Ali hep yanımdaydı. 

Ben sıcak bir evin içinde üşümeyi, kalabalık bir ailenin içinde kimsesiz hissetmeyi bilirdim. 

Ama o şimdi kimsesiz hissetmediği kalabalık bir aileden sokaklara atılmıştı, o şimdi hiç üşümediği sıcacık evinden buz gibi bir havada sokaklara teslim edilmişti. Belki bundan haberi yoktu ama bu geceden sonra bilmese bile tamamen kapı dışarı edilecekti. 

Apartmandan çıkmadan önce son kez aynaya baktım, beyaz bol bir kot pantolon ve mavi boğazlı bir crop giymiştim. Yazın ortasında olmamıza rağmen Naira'da hava gök gürültülüydü, yağmur her an şehre düşebilirdi, bu yüzden ceketimi elimde tutuyordum. Apartmanın kapısını açıp dışarı çıktım, orada, sokak lambasının altında duruyordu. Göğsüm aldığım derin nefes ile şiştikten sonra bir adım attım ve aldığım nefesi yavaşça verdim. 

Parmakları arasındaki sigaradan son bir nefes çektikten sonra izmariti yere attı ve ayakkabısının tabanı ile ezdi, ellerini pantolonunun ceplerine yerleştirdi. Bir kaç adım sonra yanına vardığımda "buraya kadar gelmene gerek yoktu" dedim "kafede de buluşabilirdik."

"Benimle özel olarak konuşmak istediğin bir şey olduğunu söyledin, bende bize özel bir alan yarattım." 

Yüz yüze gelmek için hafifçe eğilerek kurduğu cümle boğazımın kurumasına neden oldu, bu gece her şey baştan yaratılacaktı. "Gidelim mi?" onu başımla onayladım ve bir adım attım, o da benimle birlikte bir adım attı ve yürümeye başladık. Gözlerinin elimde sımsıkı tuttuğum cekete kaydığında dudaklarının kıvrıldığını göz ucuyla gördüm. "Niyetin ceketi parçalara ayırmak mı yoksa gergin olduğun için mi o kadar sıkı tutuyorsun?" başımı çevirip ona baktım "eğer niyetin ceketi parçalamaksa senin için bir makas bulabilirim." 

"Ceketimi seviyorum" neden bu kadar gergin olduğumu bilmiyordum belki de her şeyi baştan yaratmaya niyetlendiğim içindi. Ceketi elimden aldı "o zaman sevdiğin ceketine zarar vermene izin veremem" ceketi sol eline aldı ve yürümeye devam etti. Esen rüzgar yanından geçtiğim büyük ağacın dallarının sallanmasına neden olduğunda adımlarım durdu "Mete" cümlem onunda durmasına neden oldu "seninle konuşmak istediğim bir şey var."

"Biliyorum" tam karşımda durdu "bunu bana söylemiştin ama söylemesen de gerginliğinden bunu anlamak zor değil." Parmaklarımı birbirine geçirdim ve sıktım, gözleri kısaca ellerime dokunduktan sonra yüzüme geri çıktı "konuşman bitene kadar araya girmeyeceğim, ne söylersen söyle."

"Deniz ile buluştum." 

Şaşırmasını, büyük bir tepki vermesini bekledim ama sadece başını aşağı yukarı sallamakla yetindi, sanki zaten bunu tahmin ediyormuş gibi. "Sana saçma gelebilir ama rüyamda Doğa'yı gördüm ve benden son isteğinin Deniz ile görüşmem olduğunu söyledi. Bende onunla buluştum, onunla konuştum ve" devamını söylemedim ama zaten onun anladığını biliyordum. Araya girmesini, herhangi bir şey söylemesini bekledim ama araya girmedi. 

"Onunla geçirdiğim vakit ve sonrasında Emir ile yaptığım konuşmaları uzun uzun düşündüm ve bir karara vardım" kaşlarını çattı ve ceketimi sıkıca kavradı. "Ben mutlu olmak istiyorum Mete, ben gerçekleri istiyorum, oyunsuz bir hayat. Tamamen saf ve dürüst bir yaşam istiyorum. Sen ne düşünüyorsun tam bilmiyorum özellikle son söylediklerimden sonra ama" durdum ve derin bir nefes aldım "ben seninle mutlu olmak istiyorum."

SarmaşıkDove le storie prendono vita. Scoprilo ora