45: Kayıp

398 23 0
                                    

Merhabalar, bir önceki bölüm aslında ilk kitabın sonuydu. Bundan sonra atacağım tüm bölümler ikinci kitaptan olacak. Aslında henüz atmayı düşünmüyordum ancak ilk kitap SARMAŞIK evreninde 31 Aralık'ta son buldu. İkinci kitap bizim evrenimizde 31 Aralık'ta başlasın diye düşündüm.

Her şeyin daha yeni başladığını söyleyebilirim. Daha öğreneceğimiz çok şey olacak.

Bütün sırlar elbet bir gün açığa çıkar, bir mum ışığı tüm sırları aydınlatır.

Yeni yıla giriyoruz, geçtiğimiz yıl benim için hem çok iyi hemde çok zorlu geçti. Ama sonlarına doğru hiç beklemediğim gelişmelerle karşılaştım ve bütün yıl yaşadığım zorluklar bir bir silindi.

Umarım bu yıl size tüm zorlukları azaltacak veya en azından silik bir hatıraya çevirecek iyi şeyler yaşatır.

Mutlu Yıllar❄️

Kim Ölü Kim Diri, Dört Dört İki
Davy Jones, Sarah Cothran

❛  

Hatırlar, bir insanı var eden en büyük unsurdur. İnsan hatıralarıyla yaşar, hatıralarıyla karar verir ve hatıralarıyla ölür. Eğer bir insanın hatırları yoksa o insanın da bir anlamı yoktur. En acı hatıralar da olsa ona ihtiyaç duyar çünkü ona en çok ait olan şey budur. Yaşadığına dair bir hatıra. 

Hatıralarımın çoğu eksikti ve şu an hayattaki anlamımı bilmiyordum. 

Hislerim yerinde duruyordu, bazı anılarım yerli yerindeydi ancak çoğu yoktu. Var olan hatırların çoğu da paramparça anılardı. Bazı sahneler gözümün önüne geliyor ve yapbozun eksik parçalarını tamamlıyordu ancak bir çok parça hala daha eksikti. 

Bunun geçici bir durum olduğunu ve bir gün o yapbozun tamamlanacağını biliyordum. En azından benimle ilgilenen doktor böyle söylemişti. Yine de onun Emir ile konuşurken 'belki hiç düzelmeyebilir' dediğini de duymuştum. 

Ölmek istediğimi, kendimi öldürmeye çalıştığımı hatırlıyorum. Deniz suyunun ciğerlerime nasıl dolduğunu, nefesimin nasıl kesildiğini çok net bir şekilde hatırlıyordum ancak bunu neden yapmak istediğimi hatırlamıyordum. Doktor her şeyi kendim hatırlamam gerektiğini söylediği için Emir bir şey anlatamıyordu. Çünkü bu hafıza kaybının psikolojik olduğunu, beynimin beni intihara eden şeyi silmek için anılarımı kilitlediğimi söylemişti doktorum. 

Hatırlamama rağmen o geceyi, gözlerimi açtığım anı hiç unutamıyordum. 

Bilincim yerine geldiği an nefesimin bana az geldiğini hissettiğim andı, ciğerlerim daha fazla nefes alma ihtiyacı ile yanıyordu. Gözlerimi açıp yerimde doğrulduğum an elim göğüs kafesime gitti, kalbimin zayıf atışını hissediyordum. Yüzümdeki oksijen maskesini fark ettiğim anda yüzümden çektim ve bana yabancı olan evde gezdirdim bakışlarımı. Ve bunu yaparken gözlerimin dolmasına anlam veremiyordum, gözlerim yanan şömineye takıldığında ise sıcak biz gözyaşı yanağıma aktı. 

Saçlarıma düşen kar tanelerini, çıplak ayaklarımın altında ezilen karı, bacaklarıma çarpan soğuk dalgaları hatırladım. Kendimi soğuk denizin içine bıraktığım anı, ciğerlerime dolan tuzlu suyu ama daha fazlası yoktu. Emir, ahşap merdivenlerden inerken elinde telefonu vardı, telefonunu kilitleyip cebine koyarken ahşap merdivenin son basamağını indi ve başını kaldırıp bana baktı. 

"Beni neden kurtardın?" diye sordum ama bunu neden sorduğumu bile bilmiyordum tıpkı neden "ölmek istiyordum" dediğimi bilmediğim gibi. Neden ölmek istediğimi hatırlamıyordum ancak o arzunun içimdeki ateşini hissedebiliyordum. Emir hızlı adımlarla bana gelirken gözyaşlarım bir bir yanaklarıma akıyordu ama yüzüm sabitti. Ağlıyordum ama neden ağladığımı bile bilmiyordum. 

SarmaşıkWhere stories live. Discover now