13: Nefes Kesen Yaşam

981 31 7
                                    

Hostage, Billie Eilish
Sancı, Suzan Hacıgarip

𓍯

İki şeffaf bir araya geldiğinde beyazı oluştururdu, iki yara bir araya geldiğinde acı dolu bir tebessümü. 

Rakı bardakları tek tek masaya yerleşirken ben sırtımı sandalyeye yasladım ve kısık gözlerle masayı izlemeye başladım. Deniz elinde rakılarla eve geldiğinde orta sehpada oturmaktan vazgeçtik ve mutfaktaki yemek masasına geçtik. Bir kaç meze hazırlanırken zaman biraz geçmişti ama önemli değildi, yarın bir dersim yoktu. Zümrüt elindeki tabağı masaya bırakırken "daha önce hiç böyle meze görmedim" dedi ve bana baktı "nereden öğrendin?" gözlerim gözlerine takıldı ama sadece omuzlarımı kaldırıp indirdim. 

Sonunda herkes yerine geçtiğinde Deniz rakıları doldurdu, Semih telefonundan bir müzik açtı ve Emir mutfak camını açtı. Deniz rakıları doldurduğunda buz küplerinin olduğu tabağı elime aldım ve kadehlere tek tek buzları koydum bu, Deniz'in gözlerinin kısa bir anlığına bana dokunmasına neden oldu. Kadehler herkesin önüne tek tek konarken Doğa kadehe ilk uzanan oldu ve rakısından büyük bir yudum aldı, su bardağını uzağa koydu. 

"Sek içeceksin," dedi gözlerini bana çevirirken "bence sek içmenin vakti geldi." O an masadaki kimse konuşmadığı için tüm gözler bize döndü ancak Doğa'nın cümlesini tek anlayan Hera oldu. Hera kadehi eline alıp bana uzattığında kadehi elime aldım ve kadehimi kadehine çarptım. 

"Artık sek içen Lavi'ye."

O rakısından bir yudum alıp suyuna uzandığında ben hala elimdeki kadehe bakıyordum. Deniz arkasına yaslandı, dirseği koluma dokundu ve elindeki kadehi kadehime çarptırdı "seninle sek içebilirim" gözlerim ona döndü. Bir gün, en büyük yaranı açacaksın birisine, o gün bu rakıyı sek içeceksin. Başımı usulca salladım ve ikimizde aynı anda kadehi dudaklarımıza yaklaştırdık "tek seferde" dedi ve kadehi dudaklarına yasladı. Rakının acı tadı boğazımı delip geçerken her ne kadar gözlerimi kapatmak istesem de gözlerimi gözlerinden asla ayırmadım. Son yudum boğazımı deldi geçti, beni kör etti ama ben gözlerimi gözlerinden çekmedim. Kadehi sertçe masaya bıraktığımda herkesin gözü benim üzerimdeydi, tepkimi merak ediyorlardı. 

Yüzümü buruşturup öğürdüğümde hepsi gülümsedi ve rakılarına uzandılar. Deniz kadehlerimizi tekrar doldururken gözlerim onun üzerindeydi. Kadehler dolduğunda buzları yine ben koydum, ilk olarak benim yaptığım brokoli mezesinden aldığında Emir ona ağzı açık bakıyordu.

"Brokoli yedin?" Deniz çatalı ağzından uzaklaştırdı ve Emir'e bakarak kaşlarını kaldırdı "sen brokoliden nefret edersin" dedi Semih. Deniz çatalını masaya bıraktı ve rakısından bir yudum alırken "artık etmiyorum" dedi. Semih bana bakıp gülümsedi ve hemen ardından gözlerini tekrar Deniz'e çevirdi "anam avradım olsun ki brokoli yemem" dediğinde şok içinde ona baktım. Zümrüt ve Emir gülerken benim gözlerim usulca Deniz'e kaydı ve onun dik bakışlarını Semih'in üzerine diktiğini gördüm. 

"Bize de anlatacak mısınız yoksa gülmeye devam mı edeceksiniz?" diye sordu Doğa rakı kadehini dudaklarına götürmeden öncesinde. Emir suyundan bir yudum aldı "ağabeyim eskiden sürekli bir şeyin kesinliğini belirtirken 'anam avradım olsun ki' derdi, bir nevi yemin" Semih gülerek rakısından bir yudum aldı. Deniz ve Hera sanki yarışa girmiş gibi rakılarını hızla içiyorlardı, Doğa yavaş yavaş içiyordu ama onun çoktan çakır olduğunun farkındaydım. Semih ve Zümrüt gülümseyerek bir şeylerden konuşuyorlardı, anladığım kadarıyla düğünlerinden bahsediyorlardı. Emir ise, rakısını sakince içerken Hera'yı izliyordu. 

Doğa başını omzuma yasladığında gözlerimi ona çevirdim, rakı kadehini avucunun içinde utuyor ve kapalı gözlerle rakısını içiyordu. Hera rakısından bir yudum almadan hemen öncesinde "siz nereden arkadaşsınız?" diye sordu. Semih, Zümrüt ve Deniz'in arasında kısa bir bakışma geçti, gözleriyle bir şeyler konuştular ama rakının verdiği çakırlık yüzünden anlayamadım. 

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin