74: Doğru Zaman

210 5 1
                                    

Sen, Can Koç
Yalnızca Sitem, Sezen Aksu

🍂

Yarım ve eksik hissediyordum. 

Aslında, kendimi bildim bileli hep eksik hissederdim, bir şeylerin eksik olduğunu hep hissederdim. O zamanlar buna yapacak bir şey bulamazdım ama şimdi ailem vardı, ne zaman eksik hissetsem onlara sığınıyordum. 

Aynı bu gece olduğu gibi.

Eve döndüğümde babam hala uyanıktı, üzerimi değiştirip onun yanına salona gittiğimde ona geleceğimi biliyormuş gibi baktı bana. Sanki, ne kadar saklarsam saklayayım yaralı taraflarımı hep görüyordu. Baba olmak böyle bir şey miydi? 

Onun dizlerine yatıp televizyonda açık olan filmi izlemiştim o sessizce saçlarımı okşarken, ne o ne de ben bütün gece hiç uyumamıştık. Sabah hava aydınlanmaya başladığında dizlerinden kalktığımda henüz yarım saat önce uyuduğunu biliyordum, televizyonu sessizce kapattıktan sonra odama gittim. 

Eşyalarımı ve havlumu alıp babamın odasındaki banyoya gittim, diğer banyo salona daha yakın olduğu için sese uyanmasını istememiştim. Hızlı bir duş almıştım ancak sanki bir asırdır banyodaymış gibi hissediyordum, ne zaman gözlerimi kapatsam aklıma gelen bir tek o oluyordu. 

Onun bana bakan zehirli gözleri. 

O bana bakarken bedenime yayılan zehri hissediyordum, o zehir tüm hücrelerime dağılıyor ve beni öldürüyordu. Bir zamanlar kendi zehrinin panzehri olan adam şimdi sadece zehirdi benim için, beni yavaş yavaş öldürmekten başka bir şey yapmıyordu. 

Biz artık olamazdık, ikimiz imkansızdık ve bunu o yapmıştı. Ona kırgın olan ben değildim, çocukluğumdu. Deniz, kendi elleriyle bizi bitirmişti, bizim olma ihtimalimizi avuçlarının arasına alıp ezmişti. Aşık olduğum elleri ile bitirmişti bizi. 

Duştan çıktım ve kendimi havluyla kuruladım, siyah bir biker şort ve siyah ince askılı bir crop giydim, başımda havlu ile banyodan çıktığım sırada odanın kapısı açıldı ve babam içeri girdi. "Prensesim" zihnimdeki tüm kötü düşünceleri sildim ve ona gülümsedim "günaydın" dedi babam esneyerek. 

"Günaydın yakışıklı" yanına gidip yanağını öptüm "şu yakışıklı suratı bir süre göremeyeceğim için üzgünüm" babam bana dişlerini göstererek gülümsedi. Onu odada bırakıp kendi odama geçtim ve saçlarımı taradım, zaten denize gireceğimiz için hiç makyaj yapmadım. Siyah spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirdikten sonra bir süredir alışkanlık edindiğim bileklikleri bileklerime taktım. 

Geri kalan eşyalarımı da valize yerleştirirken Emir'in de uyandığını ve babamla sohbet ettiğini duydum, valizi kapattım. Üzerime açık kahve tonlarındaki gömleğimi geçirdim ve güneş gözlüğümü başıma takıp valizimi ve sırt çantamı da alarak odadan çıktım. 

 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
SarmaşıkWhere stories live. Discover now