29: İhanetin İlk Yüzü

623 19 0
                                    

Stay, Rihanna
My Stress, NF
Aden P2, Lia Shine

❛  

Sırları saklamayı severdim, özellikle kendi sırlarımı. Bir insanın tutması en zor olan sır, kendi sırrıydı. Bir başkasının sırrını kolay tutardı insan ama kendi sırrını anlatmak için hep fırsat kollardı, içinde tutmaktan yorulur ve anlatmak isterdi. 

İçimde tutmaktan yorulduğum onlarca zaman olmuştu ama birisine anlatamamıştım. Doğa bilirdi, Doğa hep yanımdaydı. Her acımı gören o olmuştu, uğradığım her haksızlıkta küçücük bedenine rağmen arkamda dikilirdi. Ama eğer olmasaydı, ben bir şeyleri yaşarken görmeseydi beni, ona da anlatamazdım. Ben bir kere dökmüştüm ortaya bir sırrı, sonrasında acı içinde kıvranmıştım. 

O yüzden ne yaşadıklarımı ne de hislerimi kolay kolay paylaşamazdım. O anı yaşardım, iyi veya kötü olmasını önemsemeden sadece yaşar ve o anı, geride bırakırdım. Hayat bana her şeyi geride bırakmayı öğretmişti. Ama şimdi bir şey vardı, bağıra bağıra söylemek istediğim, içimde tutamadığım. Ve diğerlerinin aksine acı bir duygu değildi bu, canımı da yakıyordu ama hoş bir acıydı. Sanki sıcak ama yoğun bir sıvı kalbimin üzerine dökülmüş gibiydi, erimiş bir çikolata olabilirdi bu. Hem, bu kadar fazla gülümsememi ne mantıklı kılardı. 

Hava aydınlanana kadar havuzda kalmıştık, bazen konuşmuş, bazen susmuş bazen ise öpüşmüştük. Ben saatlerce ağlamamıştım belki ama dakikalarca ağlamıştım hemde mutluluktan. Hava aydınlanmaya başladığında havuzdan çıkmış ve otel derin bir sessizlik içindeyken odamıza geri çıkmıştık. 

Duşa birlikte girmiştik ve ben dün Deniz'den ne kadar kaçtıysam bugün o kadar ona çekilmiştim. Ondan uzak durmuyor, duramıyordum. Bedenim sanki iplere bağlıydı ve bedenimi yöneten kişi beni Deniz'e yaklaştırıyordu. Yine de duştan ilk çıkan ben olmuştum, Deniz içime bikini giymemi söylediğinde ona cevap vermeden odaya girmiştim. O duştan çıkmadan giyinmem gerekiyordu çünkü sürpriz olsun istiyordum. Bikinilerimi giydim, kot şort ve bol bir tişört ile onları gizledim. Tişörtü şortun içine soktum, şortun düğmesini kapatırken Deniz belinde bir havlu ile odaya girmişti. 

Eli belindeki havluya uzandığında hızla banyoya geçtim, bilinçli yaptığım bir şey değildi ancak bu onu gülümsetmişti. O giyinirken saçlarımı taradım ama makyaj yapmadım, yeni doğan güneş odayı aydınlatıyordu. Yüzüme güneş kremi sürdüm ve kremi alarak odaya döndüm. Deniz'in altında siyah bir deniz şortu vardı, üzerine de siyah bir tişört giymişti. Yatağın ucunda oturuyordu, elinde telefonu vardı ve dikkatle bir şeyi okuyor gibi görünüyordu. 

Valizden terliklerimi aldım ve ayağıma geçirdim "bir sorun mu var" gözleri hızla bana döndü. "Yeni bir dava" telefonu kilitleyip cebine atarken sıkıntılı bir nefes verdi "yarın döneceğiz ama bu dava yüzünden değil, gerçekten" yerinden kalkıp bana yaklaştı. Yüzümü avuçlarının arasına aldı, camdan içeri giren güneş ışığı yüzüne çarptı. Gözlerindeki zehir ortaya çıkarak kalbime aktı. 

"O kadar isterdim ki bir ömrü seninle bu otel odasında geçireyim" yanaklarımı daha sıkı kavradı "sadece şu yatağın üzerinde, seninle" alnını alnıma bastırdığında gözlerim kısıldı. "Kahretsin ki, çok fazla işleri olan bok herifin tekiyim."

Ellerimi, ellerinin üzerine yerleştirdim. "Kendini bok olarak tanımlayacağın konu, bu konu değil" ellerini sevdim "bu senin işin, boş bir adam değilsin ve bu çok güzel. Haklı insanları savunuyorsun, bu çok güzel. Bende senin gibi bir avukat olmak istiyorum, zeki, karşımdaki insanın yalan söyleyip söylemediğini anlamak istiyorum. Haklıları savunmak istiyorum."

SarmaşıkDonde viven las historias. Descúbrelo ahora