51: Tek Bir gece

461 19 1
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum..

Sana Çıkıyor Yollar, Derya Uluğ
Bulamam Seni, Geceyi Kurtar

❛  

Bozulmuş bir musluğun su damlattığı, o su sesinin insanın beynini kemirdiği zamanları bilirdim. Ben ne zaman bir musluktan akan suyu görsem, o pıt pıt sesini duysam kendi nefesimde boğulurdum. Çocukken ve bundan bir kaç sene öncesine kadar  defalarca kez ölümün kıyısına gelmiştim ve bunlar hepsi boğulma ile ile ilgiliydi. 

Bir kova suyun içinde veya tıpası takılmış bir küvette, defalarca kez boğulmuştum. 

Ama yine de, ölmek istediğimde yine suyu seçmiştim. Yağmurdan korkardım, anne ve babamı yağmurlu bir gecede kaybettiğim için ama canım en yandığı anda yağmurun altında durmaktan korkmamıştım. Çünkü, bazen ciğeriniz öyle yanar, öyle acı çekersiniz ki tüm korkularınız silik bir izden ibaret olur. Acılar, tüm korkuları yener. 

Sayamadığım kadar acım vardı, hangisi en ağırıydı onu bilmiyordum. Her biri, omurgama bir yük gibi binmişti ve artık dik durmak çok zordu. Uğradığım taciz miydi en ağırı yoksa babam sandığım adamdan gördüğüm fiziksel ve psikolojik şiddet mi? Veya aslında öz ailemin başkası olduğunu öğrenmem ve aynı gece içerisinde öz annemi ve öz babamı kaybetmem mi? Yoksa...?

Aynadaki yansımama baktım ve fırçayı saçlarımdan geçirdim, sırf ondan kaçmak için duşa girmiştim. Dolaşan saçlarımı zorla çözdükten sonra fırçayı mermerin üzerine bıraktım, kapı tıklandığında düşüncelerim arasında o kadar dalmıştım ki yerimde sıçradım. "İyi misin?" uzun süredir burada olmalıydım, kurutma makinesini çekmeceden çıkartırken olabildiğince ses çıkardım. Cevabı almış olacak ki kapının önünden uzaklaşan adım seslerini duydum, makineyi fişe taktım ve saçlarımı gelişi güzel kuruttum. 

Kırmızı, kareli pijama takımı üzerime geçirdim ve tekrar aynaya baktım, yüzüm sıcaktan dolayı kızarmıştı. Kurumuş dudaklarımı dilimle ıslattım ve daha fazla kaçamayacağımı fark ederek banyodan çıktım. İçimde fırtınalar kopsa da yüzümü sabit tuttum ve odanın içerisine adımladım. Deniz, odada değildi. Yatağın karşısındaki camdan duvara baktım ve onun balkonda sigara içtiğini gördüm. Küçük masanın üzerinde bir viski şişesi vardı, Deniz elindeki bardağı dudaklarına götürdü ve viskiden büyük bir yudum aldı. Elimdeki eşyaları valize bıraktım, bir yanım yanına gitmek için diretse de onun yerine yatağın üzerinde duran dava dosyalarını aldım ve yatağa çıktım. 

Dava ile ilgili, merak edeceğim her bir detay dosyanın içerisinde mevcuttu. Deniz'in özellikle her bir bilgiyi eklediğine emindim. Yatakta yüz üstü uzandım ve dosyayı incelemeye devam ettim, uzun yıllardır süren mutlu bir evlilikleri vardı. İki çocukları vardı, kız olan on dört erkek olan ise dokuz yaşındaydı. O gece ikisi de evde değil, anneanneleri ile birlikte şehir dışındaydılar. Yani kısacası intihar içinde cinayet için de yeterli ortam hazırlanmıştı. 

Kadının adı Ayça'ydı, Ayça Durhan. Bir kız kardeşi, ablası ve abisi vardı, kalabalık bir ailede büyümüştü. Adamın adı ise Suat'tı, Suat Durhan. Suat, zengin ve güçlü bir ailenin tek oğluydu, ailesinin tüm mirası ona kalmıştı. İşlerin başına geçtikten kısa bir süre sonra işleri daha da büyütmüştü, bir sürü hayır kurumu ile işbirliği içerisindeydi. Dosyada herkesin kişisel bilgileri ve resimleri vardı, hem Suat'ın hemde Ayça'nın tüm ailesinin. 

Yine de telefonumu elime aldım ve sosyal medyada hepsinin ayrı ayrı resimlerine baktım. Ayça'nın abisi, Suat'ın şirketinde pazarlama müdürü olarak çalışıyordu. Ablası bir spor eğitmeniydi, kız kardeşi ise sosyal medya fenomeni.  

SarmaşıkWhere stories live. Discover now