20: Kar Tanesi

652 26 3
                                    

Bunca Yıl, Can Kazaz
If I Killed Someone For You, Alec Benjamin

𓍯

Çocukluğun hiçbir zaman geçmediğini, ne kadar büyürsek büyüyelim o çocuğun her zaman var olacağını okumuştum bir keresinde. Çocukluk yaralarının asla kapanmayacağını, her zaman sızladığını ise kendi deneyimlerimle öğrenmiştim. Çocukluk; bir insanı oluşturan, onun karakterinin oluşmasında en büyük rolü üstlenen zaman dilimiydi bir insanın. 

Benim çocukluğumun tüm güzel zamanları ise onunla geçmişti.

Eskiden ondan bahsederken bile Ali'm derdim, çünkü o sadece benim Ali'mdi. Onun için her şeyden, herkesten önemli olduğumu bilirdim ben, bana her zaman hissettirmişti bunu. Doğa ile de tanışıyorlardı, beni gizli gizli görmek için geldiği zamanların birisinde tanışmışlardı. Doğa onu çok sevmişti, Ali'nin de Doğa'yı sevdiğini görmüştüm ama sanki ona yakın davranırsa kötü hissedeceğimi düşünerek hep bir mesafe koymuştu arasına. Hissederdim, ilk defa birisinin en sevdiği olmuştum ve bunu kimseyle paylaşamazdım. 

O adamla cebime bir not iliştirmiş, bana hayatta olduğunu ve beni gördüğünü söylemişti. Beni gerçekten görüyordu, ama yanıma gelmiyordu. Ne halde olduğumun, nelerle uğraştığımın farkındaydı ama yine de yanıma gelmiyordu. 

Yanımda oturan Deniz eve geldiğimizden beri yaptığı gibi gözlerini bana çevirdiğinde ona bakmadan daha fazla duramayacağımı fark ederek gözlerimi ona çevirdim. "Sana hikayemin geri kalanını anlatmak istiyorum" sesim saatlerdir tek kelime etmediğim için pürüzlü çıkmıştı ama önemsemedim "bu gece anlatmam lazım." Eğer ondan bahsetmezsem bu ruh halinden çıkamayacağımın farkındaydım, anlatınca çıkabilir miydim onu da bilmiyordum gerçi. 

Koltukta bana doğru dönüp bacaklarını araladığında dizlerimin üzerinde ona ilerledim ve sırtımı göğsüne yaslayarak bacak arasına yerleştim. "Evden kaçmıştın" başımı sallayarak onayladım onu, bana hatırladığını göstermek istiyordu sadece. "Bir süre koştum, ne kadar bilmiyorum ama bir süre sonra birisine çarpıp yere düşmüştüm" dudaklarımda buruk bir tebessüm oluştu, o anı hatırlamak bile gülümsememe neden oldu. "Ali" dedim yıllardır bir sır gibi boğazımda sakladığım ismini sesli bir şekilde dile getirerek "abim." 

Deniz ellerini göğsümün altında birleştirdiğinde ellerimi, ellerinin üzerine yerleştirdim. "Beni buldu, beni yanına aldı. O bir sokak çocuğuydu, bir başka sokak çocuğunu kanatlarının altına aldı. Bana öğrendiğim her şeyi o öğretti, bir mum ışığında ısınmayı da eğer karnın tok olursa daha az üşüyeceğimi de" derin bir nefes aldım "polisler beni bulup eve götürdüklerinde dahi biz asla iletişimi kesmedik, ben ona evimin adresini, okuduğum okulu söylemiştim ve o da haftalar sonra okulumun çıkışına gelmişti" başımı göğsüne yasladım ve sustum. 

Yan bir şekilde dönerek yattım bu sefer, kollarımı beline doladım ve kulağımı kalbine yasladım. Ağır ağır atan kalp atışları benim kalbimi hızlandırdığında gözlerimi kıstım "seneler geçti böyle, ben evden bir kaç kere daha kaçtım ve hep onun yanına gittim" dudaklarımı ısırdım, ondan bahsederken gelen ağlama isteğim normal miydi? 

"En son evden kaçtığım zamandı, dört gündür onunla birlikte çamlık dedikleri park gibi bir yerde kalıyordum ama etrafta park falan yoktu. Bana artık evden kaçmamam gerektiğini, sokakların benim için çok tehlikeli olduğunu söylemişti. Halbuki ben, onun beni her şeyden koruyacağını bilirdim, bana söz vermişti. Çok büyüyecek ve beni o evden kurtaracaktı, o zaten çok büyüktü, kocamandı ama onun için yeterli değildi. O gün oraya başka çocuklar geldi, bana yerimden kalkmamı söyledi ve çocukların yanına gitti. Çocuklardan birisinin elinde tuttuğu bıçağı gördüm ve koşmaya başladım, eğer bir şey olursa diğer sokak çocuklarının kaldığı yeri söylemişti bana. Oraya gittim, başının dertte olduğunu söyledim" dudaklarını saçlarıma bastırdı.

SarmaşıkWhere stories live. Discover now