"Miray komiserim kıyafetinizin cinayet masasına uyumu konusunda emin değilim ama saçlarınızı kesinlikle bu renk yapmalısınız. Ve uzatmalısınız. " Dedi Aslı. O da Ayça gibi giyinmişti. Gülümsedim. "saçlarıma hiç boya sürmedim, hevesim de olmadı açıkçası ama böyle görünce ben de bir beğendim, aklıma yattı renk."

Odanın kapısı tıklatıldı. "Hadisenize! Sizi bekliyoruz." Son kez aynada kendime bakıp kapıyı açtım. "Ne oluyor Olcay? Hazırlanıyoruz, biliyorsun. Bekle biraz." Üstünde her erkeğin giydiği standart siyah takım elbise vardı, içinde de beyaz gömlek.

Şaşkın bakışlarıyla beni süzdü. "Ne oluyor lan?" Ayça'ya bakarak eliyle beni gösterdi. "kim lan bu?" Ayça bilmem der gibi dudak büzdü. "Biz de tanımıyoruz."

"Lan bu aslında güzelmiş ya!" 

Gözlerimi kısarak Olcay'a baktım. "Güzelmiş mi?"

Olcay'ı bu konudan çekip kurtaran Kaan olmuştu. "Hadi Olcay hazırlar mıymış?" Kaan da aralık olan kapıdan içeri girdi. 

Göz göze gelip, tebessüm ile selamlaştık. Siyah bir kumaş pantolon giymişti. Üstüne giydiği siyah gömleği pantolonunun içine koymuş, kollarını kıvırmış ve iki düğmesini açık bırakmıştı.

"vay vay vay" dedi ve ikisinin Olcay ile Kaan'ın arasına girip ikisinin de omuzlarına dirseklerini dayadı Ayça. "Ne kadar karizmatik olmuşsunuz. Ama hanginiz daha yakışıklı seçemedim." Ardından bana döndü. "Sen ne düşünüyorsun bu konuda?"

"Olcay'la takıla takıla zevzekliğinin sana da bulaşmış olduğunu düşünüyorum." Göz devirdim. Olcay'a döndüm. "Semih nerede?"

"Ay bu da iyice Semih'siz hareket edemez oldu. Semih'im de Semih'im yani. Aşağıda minibüste o." Dedi Olcay ve abartılı bir şekilde göz devirdi. 

"Öyle tabi, sağ kolum o çocuk benim."

Olcay gidip Aslı'nın omzuna kolunu koydu. "Sen de benim sağ kolumsun hiç merak etme." Cinayet masası gibi ciddi ve titizlik isteyen bürolardan birinin en rahat komiseriydi. "Çıkalım hadi." Yanımdan geçip kapıya doğru ilerlerken Kaan'a döndü. "Miray bu he. Bu gece içeride beraber olacağın kız. İki gün önceki çirkin var ya, o işte."

"Çirkin demeyelim ama bence saçları böyle daha güzel diyelim." Dedi ve Olcay'a göz kırptı Kaan. "Kendisine söyle ve sence tek sorun saç mıydı yani?"

Kaan kaşlarını çatarak yüzüne baktı. "Kız komiser Olcay. Bütün gün oradan oraya koşturuyor, Bir dünya işi oluyor. Sence sürekli böyle alımlı, gösterişli elbiseler mümkün mü? Ya da şöyle düşün, kendisi güzel olmasaydı, basit bir elbise onu güzel göstermeye yeter miydi?"

"Yetmiş işte." Olcay ısrarcıydı.

"Yeter Olcay, sataşma kıza." bu sefer söze giren Ayça'ydı. 

"O, benim ona takıldığımı biliyor." Olcay bakışlarını bana çevirdi. "Değil mi fıstığım?" dedi ve gülümseyerek göz kırptı. Biliyordum. Ben de ona gülümsedim.

"Önemli bir operasyon gerçekleştireceğiz ama sen bir türlü ciddiyetini takınamıyorsun." Diyerek Olcay'ı uyardı Kaan.

Olcay "uff" dedi ve elleri cebinde odadan çıktı. Bu defa bozulmuştu sanırım.

🔪🚨⚰️

Herkes rolüne uygun kılığa büründükten sonra operasyon yerine gitmek için aşağı inip karakolun önünde bekleyen Volkswagen marka siyah bir minibüse bindik. Minibüsün içinde bizi bekleyen Semih'i görünce herkes kahkahayı bastı.

UÇURUM KATİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin