Başarılı bir cinayet büro komiseri olan Miray, yardımcısından gelen yeni bir cinayet ihbarı ile harekete geçer. Ancak işler bu sefer onun için diğer çözdüğü dosyalar kadar kolay değildir. Bir uçurum kıyısında sırlarla çevrili bir ölüm zinciri... Çok...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tam evin kapısını açtığımda çalan telefonumun sesini duydum. Koltuğun üstünde duran telefonu alamadan sesi kesildi. Ve girip elime aldığımda tekrar çalmaya başladı. Semih di.
"Efendim Semih"
"Komiserim hemen karakola gelir misiniz? Hemen" Sesinde farklı bir tını vardı. Korku? Heyecan? Şaşkınlık? Hangisi çözemiyordum.
"Tamam geliyorum hemen."
Eve girdiğim gibi geri çıkmıştım. Hızla aşağı inip, doğruca karakola gittim.
🔪🚨⚰️
Odama girdiğimde Semih odanın ortasında bir eli kemerinde, bir eli hafif çıkmaya başlamış kirli sakallarında volta atıyordu.
"Ne oluyor Semih?"
Masamın üstündeki mermi kovanlarını eline aldı.
"Komiserim bunlar olay yerinde bulunan mermi kovanları. Bakın bir tanesi cinayet silahı olan Beretta 92FS silahına ait merminin kovanı. Ama diğer iki mermi kovanı cinayet silahına uymuyor."
Yanına yaklaşıp kovanları elinden aldım. Ben kovanları incelerken konuşmaya devam etti.
"Maktulün vücudundan çıkan mermiler ile kovanları karşılaştırdım. Kalbine isabet eden kurşunun kovanı Beretta silaha uyumlu olan. Ama göğsüne isabet eden diğer iki mermi ve kovanı Beretta silah ile uyuşmuyor."
Şaşkınlıkla mermileri inceledim, doğru söylüyordu.
"Yani komiserim maktule tek bir silah ile ateş edilmemiş. İki farklı silah ile vurulmuş. Yani..." gözlerim boşluğa takılı kalırken lafını bölüp konuştum.
"yani o gece orada iki kişi vardı. Emre'nin katilleri."
"Evet komiserim. iki kişinin peşindeyiz aslında."
Mermi kovanlarını masanın üzerine bıraktım. "Yarın küçük bir ekiple olay yerine gidip arama başlat bakalım başka kovan çıkacak mı. Ben de Berat konusunda Can'ı sorgulayıp sonra da Emre'nin çalıştığı şirkete gideceğim."
"İyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor komiserim"
Ağır ağır onu onaylar biçimde kafamı salladım. Konuşmaya devam etti. "Parça parça birçok delile ulaştık ama toplu bir resim yok elimizde. Hiçbir parçayı yerine oturtamıyoruz"
"Sakin ol. Acele etme. Bu kadar şeye ulaştıktan sonra elimiz boş dönmeyeceğiz. Çözülecek bu dosya"
