Başarılı bir cinayet büro komiseri olan Miray, yardımcısından gelen yeni bir cinayet ihbarı ile harekete geçer. Ancak işler bu sefer onun için diğer çözdüğü dosyalar kadar kolay değildir. Bir uçurum kıyısında sırlarla çevrili bir ölüm zinciri... Çok...
Geçen gün instagram üzerinden değindiğim bir konuya, o platformda az sayıda takipçim olduğu için buradan da değinmek istiyorum. Birkaç gün önce wattpad üzerinden bir mesaj aldım. Birisi yayınladığım hikayemi okumuş ve eleştirmek istemiş. Olabilir, tabii ki eleştirecek. Ama içerisinde "uffff bu ne, salakça, sil knk, saçma" tarzı ve daha fazlası söylemler bulundurarak atmış o eleştiri mesajını. Ve bu tür bir mesaj eleştiri değil, hakaret oluyor. Ben burada ilk kez olumsuz dönüşle, ya da ilk kez beğenmeyen bir insanla karşılaşmıyorum. Bana hatamı gösterecek, yanlışımı söyleyecek, beni bir adım ileri taşıyacak, eksiğimi söyleyip tamamlamama yardımcı olacak, beğenmediyse neden beğenmediğinş söyleyip kendimi değerlendirmemi sağlayacak her türlü yapıcı ve olumlu eleştiriye açığım. Beğenmek zorunda değilsin, her şeyin uygun bir üslübu var. Edebini ve saygını koruduğun sürece tabii ki eleştirini yapacaksın, zaten eleştirmek insan doğasında olan içsel bir dürtüdür. "neden eleştirdin" diyemeyiz kimseye. Ama hakareti asla kabul etmiyorum, kimseye de böyle bir hak tanımıyorum. Herkes haddini bilecek, her şeyin başı saygıdır. Beğenmesen, eleştirmek istəsən bile bunu saygıyla yapacaksın. O zaman kimse sana bir şey diyemez. Ben kimsenin klavye başında, keyfine göre hareketler savurabileceği biri değilim. Kişisel zevkine uyar veya uymaz bilemem ama benim emek sarf ettiğim bir şeyi sırf beğenisinden geçmedi diye hor görüp karalayamaz kimse. Yapıcı olalım, problem odaklı ve kaba değil.
Keyifli okumalar.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Kurgunun instagram hesabı; @ucurumkatiliofficial
🔪🚨⚰️
UÇURUM KATİLİ
37.FEDAKARLIK
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Başkomiserler de vedalaşıp eve gitmek için aracıma bindim.
Ev istikametinde arabayı kullanırken telefonumun melodisi duyuldu.
Arabaya bağlı olan telefonuma kimin çağrısının düştüğüne radyo ekranından baktım.
Eda...
Ne alaka? Nereden icap etti?
Ne olmuş olabileceğini düşünürken çağrı sonlandı.
Tekrar arama zahmetine girmedim.
Ama telefonum tekrar çaldı.
Ekrana baktım.
Eda...
Açsam mı açmasam mı diye düşünürken çağrı tekrar sonlandı.
Beş saniye geçmeden üçüncü çağrı düştü.
Aynı isim.
Eda...
Uzanıp ekrandan çağrıyı yanıtladığımda Eda'nın telaşlı sesi arabayı doldurdu. "Miray."
