Başarılı bir cinayet büro komiseri olan Miray, yardımcısından gelen yeni bir cinayet ihbarı ile harekete geçer. Ancak işler bu sefer onun için diğer çözdüğü dosyalar kadar kolay değildir. Bir uçurum kıyısında sırlarla çevrili bir ölüm zinciri... Çok...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kağıtta yazan numaraları ve isimleri tek tek incelemeye başladım.
En çok konuştuğu kişi bendim. Berat üstünden gizli bir görevde olduğu için sık sık irtibata geçiyorduk.
Diğer isimlere de göz attım.
Hale İnanç. Nişanlısıydı, tanıyordum.
Ayşe Korkmaz. Annesi olmalı.
Onur Sürgün. Başkomiserimiz.
Bir kişi daha vardı, kayıtlı bir numara değildi ama yabancı gelmiyordu.
Telefonumun klavye kısmına gelip numarayı tuşladığımda bu numarayı daha önceden benimde aramış olduğumu fark ettim.
Arama geçmişime baktığımda konuşma görünmüyordu, sadece aramışım ama karşı taraf telefonu açmamış.
İçime düşen şüphe ile Emre'nin cinayet dosyasını açıp baz istasyonu bilgilerini aldığımız numaraya baktım.
Evet aynı numaraydı.
Semih, ben olay yerinde onu aramadan önce en son Berat ile konuşmuş...
Son sinyal uçurumdan alınıyor...
Son irtibat Berat'la...
Semih, yapmamış ol...
İnanmak istemedikçe hayat önüme farklı kanıtlar çıkarıyordu. Muhtemel son kaçınılmaz mıydı bilmiyorum ama son ana kadar Semih'e hüküm vermeyecektim.
Kağıdı masamın üstündeki dosyanın altına koyup odamdan çıktım ve başkomiserin odasına gittim.
Kapını önüne geldiğimde önce derin bir nefes çektim içime ardından kapıyı tıklattım ve içeri girdim. "Başkomiserim bölüyorum ama bir gelebilir misiniz?"
Başkomiserden önce Salih savcı lafa atladı. "Dosya ile ilgili bir şeyse burada söyle. Kimden neyi saklıyorsun?"
Salih savcıya karşı sinir seviyemin üst sınırındaydım. Sakinliğimi korumak artık her zamankinden daha zordu.
"Hayır, dosya ile alakalı değil savcım. Olcay komiser ile karşılaştım. Onur başkomiseri sordu. Müsaitse çağırabilir misin ben şu an gelemeyeceğim dedi."
Onur komiser, Semih mevzusu şu anlık gizli kalsın istediği için ufak bir yalan söylemiştim. Salih savcı ne kadar inandı tabi orası tartışılır.
Onur başkomiser ayağa kalktı. "Ben bir bakıp geleyim." dedi ve beni de peşine taktı, birlikte odadan çıktık.
Odadan çıktığımız gibi nazikçe kolumdan tutup beni durdurdu ve koridorda kenara çekti. Biraz yaklaştı ve fısıldayarak sordu, "Ne oluyor Miray?"
