62.Bölüm 🖤 En Kötüsü

7.8K 963 58
                                    


Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤

Not: Yeni bölümleri okunma ve beğeni sayısına göre güncelliyorum.


62.Bölüm

Büyük bir acı sırtımdan yukarı tırmanmaya başladığında kaburgalarımdan sırt kaslarıma kadar her şeyin yandığını hissediyordum. Dişlerimi sıktım ve parmaklarımı kanatlarımın ucuna götürdüm. Tek bir hamleyle ikisini de söktüğümde bir kan yağmuru sırtımdan aşağı boşalmaya başladı.

Acıyla inlediğimde yere istemsizce diz çöktüm. Stolas'ın karşımda beni sessizce izlediğini fark ettim. Hafifçe, "Hayatıma hoş geldin minik şeytanım!" diye gülümsedi.

Gözlerim kapandığında Stolas'ın beni kollarıyla yakaladığını biliyordum. Işığını onun için bırakan bir melek Cehennem için büyük bir fedakarlıktı.

🖤🖤🖤

Stoas'ın Gözünden

Yatağımda uzanan varlığı her izlediğimde ruhumun ne denli büyük bir aşkla kavruluşuna şahit oluyordum. Zaten var olduğumdan beri hem en büyük cezam hem de en büyük hediyem bu ateş değil miydi?

Onsuz bir dakika bile nefes alamazken, onunla geçen her saniye nefesimi kesiyordu. Yüreğim ağzıma geliyor, o ne isterse vermek istiyordum. Çünkü yaptığım her şey sadece onun içindi.

Cayle yanımda bir bez parçası ve kase ile dikildiğinde düşünceli görünüyordu. "Kanatları koptuğu için sırtındaki yaralar çok acıyor olmalı."

Hazel yüz üstü uzandığı için sırtındaki bütün yaralar alenen belli oluyordu. İki kanadın olduğu kısım feci yaralarla kaplıydı. Yaralardan hala kanlar sızıyor, sevgilimin uyuduğu yatak kırmızı lekelerle kaplanıyordu.

Kalbim Hazel'in çektiği acıdan dolayı yorgundu. Onu her defasında koruyacağıma yemin etsem de bunları engelleyemiyordum. Sadece bu acıların son olmasını diliyordum.

Cayle yanımdan dolanıp Hazel'in yanına, yatağa diz çöktüğünde bezi elindeki tasa daldırdı. Şifalı sularla ıslanan bez Hazel'in sırtında gezinirken zaman zaman inlediğini duyabiliyordum. Hazel rüyalarda gezinirken bile acıyı hissediyordu. Ve bu beni darmadağın ediyordu.

"Bir haftaya kalmaz, tamamen iyileşir." dedi Cayle. "Artık bu kadar kendini yıpratma! Onu korumamız için bunu yapması şarttı."

"Elimde değil. Onun parmağı kanayınca bile ruhum acı çekiyor. Bu şekilde, benim için kanatlarını feda etmişken bu durum benim için daha kahredici oluyor."

Aklıma onunla ilgili kazınan bütün sahneleri getirdiğimde ruhum hep acı çekiyordu. Bu da onlardan biriydi ama en kötüsü değildi. En kötüsünü zaten tatmıştım.

Hazel'i insanoğlu gözlerimin önünde ateşe verirken yapabildiğim tek şey hüngür hüngür ağlamaktı. Çünkü Cennet'i terk etmemin bedelini Tanrı bana bu şekilde ödetmişti. En sevdiğim şeyle sınanmıştım ve hala bu geçerliydi.

Neyse ki sabrım meyvelerini vermeye başlamıştı. Hazel'in ruhunu her ne pahasına olursa olsun korurken, Cehennem'de kalmamın bir sebebi vardı. Sevgilimi ne olursa olsun yaşatmak!

Cayle ayağa kalktığında epey bir süre geçmişti. Hazel'in yaraları temizlenmiş, sırtına kalın kumaş parçaları sarılmıştı. Yaralardan hala hafif bir kan sızıntısı mevcuttu ancak yarım saat önceye göre epey durmuştu.

"Teşekkür ederim, Cayle. Sen olmasan ne olurdu, bilmiyorum."

Gülümsedi. "Arkadaşlar birbirine yardım etmek için vardır. Kötü bile olsalar!"

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin