27.Bölüm 🖤 Kavrulmak

12.9K 1.1K 200
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤

Not: Yeni bölüm güncellemesini beğeni ve okunma sayısına göre yapıyorum. :)

27.Bölüm

( !!! +18 !!!)

Unuttuğum bütün anı cümbüşü beynimi işgal ederken dehşetli bir fısıltıyla, "Stolas!" diye haykırdım.

Karşımda anında peyda olurken, "Karıcığım!" Diye fısıldadı.

"Stolas!"

Yataktan kalkmam ile Stolas'ın üzerine atlamam aynı anda oldu. Kollarım boynuna dolanırken, bacaklarım belini sardı. Stolas'a hasret dolu, büyük bir kucaklaşma verdim. Kaybettiğim parçam nihayet benimleydi!

Stolas da bu özlemden payını almış görünüyordu. Ellerinden biri saçlarımı okşarken, düşmeyeyim diye beni belimden kavramıştı. Boynuma aç öpücükler konduruyor, ensemdeki kokuyu içine çekiyordu.

En sonunda, "Seni özledim." diye mırıldandım.

Kulağımın üst tarafını öptükten sonra, "Bir de bana sor." dedi.

Konuşacaktık. Onunla yaşadığımız bütün meseleleri tekrar tekrar tartışacaktık. Ancak şu an halletmemiz gereken daha önemli bir mesele vardı.

Başımı yasladığım omzundan hafifçe çektiğimde az evvel, zoraki ayrıldığım dudaklarına şiddetle yapıştım. Stolas istekli çağrıma aynı tepkiyi verirken, beni daha sıkı kavradı ve pantolonun altındaki sertliği hissetmemi sağladı.

Az evvel ki utangaç, çekingen kız değildim artık. Eşimi sıkıca sararken ona verebildiğim bütün tutkuyu bahşetmek istiyordum.

Stolas minik adımlarla bizi yatağa taşıdı. Sırtımı, yatağa değdirdiği anda etrafımızı simsiyah gölgeler sardı. Stolas'ın karanlığından doğan enerji, ikimizi başka bir dünyaya ışınlarken kendimi Stolas'ın Cehennemdeki yatağında buldum.

Kıpkırmızı ipek çarşafların, siyah duvarlarla buluştuğu bir yerdi burası. Devasa büyüklükteki oda, birkaç kişinin sığacağı tek bir yatağı ağırlıyor başka bir eşyaya yer bırakmıyordu.

Yuvarlak şekildeki odanın, Stolas'ın Cehennemdeki sarayında en yüksek kulede bulunuyordu. Birkaç metreyi bulan, kristal pencereleri ve etrafı aydınlatmaya yarayan duvarda asılı mumları vardı.

"Neden buraya geldik?"

Sırıttı. "Sana olan açlığımı doyurmam gerekiyor. Komşularının duymasını istemeyiz değil mi?"

Başımı iki yana salladım. Bir aydır görmediğim bu yeri özlediğimi fark etmiştim. "Hayır. Fakat annemler eve gelince beni bulamazlarsa ne olacak?"

"Annenler sabaha kadar dönmeyecek." Kıkırdadı. "Ne olursa ne olmaz diye iblislerimden birini yolladım. Lazım olması durumunda, senin görüntünle yatağında uyuyor olacak."

"Sen bir şeytansın!"

"Bana bilmediğim bir şey söyle!"

Ancak sarayın odalarından ziyade, en çok özlediğim şeye baktım. Stolas'ın zümrütleri andıran gözlerini aşka seyrederken dudaklarımız yeniden kavuştu.

Bu kavuşma geceyle gündüzün, suyla ateşin kavuşmasından daha görkemliydi. Savrularak, dipten dibe yorulan kalplerimiz beraber olma arzusuyla kıvranıyordu. Dudaklarımız hiç olmadığı kadar açtı.

Stolas'ın giydiği gömleği büyük bir hırsla parçaladığımda, genzinden tatlı bir kahkaha koptu. "Sakin ol, tatlı iblis. İstediğini alacaksın."

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin