37.Bölüm 🖤 Şakayıklar

10.9K 1.2K 110
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤

Not : Yeni bölümleri beğeni ve okunma sayısına göre güncelliyorum.

Aşağıya kısa bir bölüm atıyorum. Çünkü dün gece zaten bir bölüm attım. Bu ekstra bir bölüm olacak. Lütfen bu konuda kızmayın. Bir önceki bölümü ve bu bölümü beğeniye boğmayı unutmayın!

37.Bölüm

1 Ay Önce

Dudaklarımı ısırmaktan heba ederken ne yaptığımın çok farkında değildim. Ağzıma kesik kesik kan tadı geliyor, olduğum durumu anlamlandıracak kelimeler bulamıyordum. Kendi yansımama şokla bakarken böyle bir şeyi nasıl kabul ettiğime hala inanamıyordum!

Kısa saçlarım uçlarından biraz uzadığı için tepemde sıkı bir topuz ile tutturulabilmişti. Yüzümün kenarlarından fırlayan birkaç teli görmezden gelirsek Cayle saçlarımı güzel bir şekle sokma konusunda usta bir iş başarmıştı.

Başımın ön tarafını süsleyen taca ise şaşkınca bakıyordum. Üç sivri çıkıntısı bulunan tacın her kenarı siyah incilerle kaplanmıştı. Şeytani bir çatalı andıran tacın uç kısımlarında yakutlar parlıyor, farklı bir vahşilik akıyordu.

Göğüs kısmımdan başlayıp dizlerimin üstünde biten elbisenin, yerlerde metrelerce sürünen bir kuyruğu vardı. Elbisenin transparan kumaşını saymazsak, üstüne işlenmiş siyah taşlar tarafından bedenim korunuyordu.

Yutkunurken boğazıma bir şeyin takıldığını hissediyordum. Gelinliğim simsiyahtı!

Bu bile bana kiminle evlendiğimi haykırıyor, vazgeçmem için geçerli bir sebep sunuyordu.

Buğulu göz makyajımın dağılmaması için belki ağlamamalıydım. Ancak aynada yansımamı incelerken kendime hakim olmamın bir yolu yoktu. Göz yaşlarım parmaklarımın arasında tuttuğum çiçek buketine damlıyor, mor şakayıkları ıslatıyordu. Hıçkırıklarımı dizginlemeye çalışırken birkaç kez burnumu çektim.

Cayle, köşede bir yerde yansımamı duygusuz gözlerle izliyor; arada sıkıldığını açıkça belli ediyordu. Neyden sonra, "Bu zırlama ne zaman son bulacak?" diye sordu.

"Sana ne?"

Ofladı. "İnan bana niye ve hangi sebepten ağladığın umurumda değil! Ancak yarım saat sonra nikah var ve patronu kızdırırsan ben de sana kızarım!"

"Hiçbir şey yapamazsın!" dedim mırıltıyla. "Yarım saat sonra yeni patronlarından biri ben olacağım!"

"Bak sen!" dedi alayla. "Hemen havalara girmişsin!"

"Öyle!"

"Ben birkaç dakika sonra kaçacağına dair bahse girerim. Burada salya sümük ağladığına göre evlenesin yok!"

"Elbette yok!" dedim hınçla. "Kiminle evlendiğimin farkında mısın? Bu neden bir bana şok edici geliyor?"

Stolas üç gün önce evleneceğimizi söylediğinde bana fikrimi sormuş, her nasılsa ağzımdan 'evet' cevabını almıştı. Bunu nasıl ve ne şekilde yaptığını defalarca düşünmeme rağmen bulamamıştım. Sadece sohbet ediyorduk ve birden nişanlanmıştım, işte!

Şimdi ise üstümde aptal siyah bir gelinlik ve elimde ise bir gelin buketi mevcuttu! İronin en büyük yanı kainatın nefret dolu varlığı Şeytan ile evleniyor olmamdı! Ben sıradan bir doktor, öğretmen ya da ne bileyim muhabirler evleneceğimi düşünürken geldiğim şu duruma inanamıyordum!

Biri çıkıp son zamanlarda yaşadığın her şey şakaydı ve biz de sana gülüyorduk dese her şey daha anlamlı gelecekti! Çünkü yaşadığım şu anı bir türlü mantık çerçevesine oturtamıyordum.

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin