14.Bölüm 🖤 Tanışma

13.7K 1.1K 275
                                    


Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤


14.Bölüm


3 Ay Önce


Siyah dumanların bir gölge misali çevremizde uçuştuğu bir vadiye geldiğimizde tenimin karıncalandığını hissettim. Bir kulağımda görünmez varlıkların anlaşılmaz fısıltıları, öbür kulağımda üstünde oturduğumuz kara parçasının yüzdüğü sıcak lavların kaynayan fokurtusu vardı.

Tırnaklarım üstünde bulunduğum siyah ziftten oluşma yeri sıkıntıyla kazırken, korkudan ölmem gerekirdi. Şeytan'ın bana içirdiği lanet sıvı olmasa ölümden beter şeylerin ruhuma musallat olacağının bilincine varıyordum.

Kulaklarımdaki fısıltı giderek artarken siyah dumanlar, Stolas ile oturduğum kara parçasının etrafında döndüğünü gördüm. Akıntıya kapılan bir girdap misali, oturduğumuz yer titrerken sesler daha da arttı.

Çok hızlı, çok sesli telafi edilen anlaşılmaz kelimeler tiz bir sese dönüşmeye başladığında inleyerek başımı tuttum. Kafamın içinde dönen sesler, şiddetli bir baş ağrısını beraberinde sürükledi.

Ensem dahil, şakaklarım zonklarken dudaklarıma iki minik kan damlası düştü. Ancak o zaman burnumun kanadığını anladım. Basınç çok fazlaydı. le

Genizden kopan büyük bir çığlık attığımda, Stolas sinirlenmiş görünüyordu.

Ondan daha evvel duymadığım bir tonla bağırdı. Bu ton göğün gürlemesiyle, canavarların hırlaması arasında bir sesi andırıyordu. Emrederek, "Kesin şunu!" dedi. "Taşkınlığınızı başkasına sergileyin!"

Aynı anda kulaklarımdaki ağrı kesildi ve ben suyun yüzeyine çıkan bir insan kadar rahatladım. Derin derin nefes alırken göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim. Büyük ihtimal burnumdan akan kanla suratımı boyamıştım ve muhtemel görüntüm sefil bir fareden farksızdı.

Stolas ise konuşmaya devam ediyordu. "Cayle! Min! Tyhpon!" diye seslendi. "Hepiniz ortaya çıkın!"

Kıkırdama, çığlık ve homurdanma sesleri aynı anda duyuldu. Neyse ki duyduğum şeyler bu kez kafamın içinde değildi. "Kusura bakma! Arkadaşça davranma konusunda Cehennem iblislerinin öğrenmesi gereken şeyler var."

Kafamın içindeki şiddetli basıncın verdiği sızı tamamen geçmişti. Fakat ölüme yakın korkunç bir deneyim yaşadığım su götürmez bir gerçekti. Stolas'ın yeşil gözlerine kötü kötü baktım.

O esnada kara parçasını bir nehir gibi çevreleyen alevlerin içinden topa benzer, siyah bir taş fırladı. Oturduğumuz yere birkaç metre uzaklıkta bir yerde kendi etrafında dönmeye başladı. Hızlı hareketi yavaşlamaya başladığında cismin ne olduğunu ancak anlayabildim.

Bu bir top ya da taş parçası değildi! Bu neredeyse bir metre uzunluğunda minik bir adamdı. Doğrulurken ayaklarının yerinde keçi toynakları olduğunu fark ediyordum. Kızıl, kahve tüyleri siyah toynaklarından başlayarak göbeğine kadar yoğun bir biçimde devam ediyordu.

Göğüs kısmı tamamen çıplak olmasına rağmen, boynunda şeytanı simgeleyen iri kolyeler asılmıştı. Ağzım beş karış açık olarak karşımdaki canlıyı seyretmek bir yana, vücudunu izlemekten yüzüne dikkat bile etmemiştim.

"Canlı bir ruh!" diye cırladığında ancak o zaman yüzüne bakmayı akıl edebildim.

Çenesinin altında biten kızıl keçi sakalları, beyaz yüzünün çoğunu kaplıyordu. Boynuzları kıvrılarak başının orta yerine iki yana ayrılırken yüzünde var olan şeytani gülümseme kan donduruyordu.

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin