40.Bölüm 🖤 Kanıt

10.8K 1.1K 134
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤

40.Bölüm

Günümüz

Evden çıktığımda dayak yemiş gibiydim. Bacaklarım beni taşımıyor, bedenim devrilmeye yer arıyordu. Şaşkın fakat bir o kadar kırılmış kalbim beni ağlamaya sevk ediyordu. Ancak yapamıyordum. Sadece büyük bir boşluğun beni kucağına çektiğini hissediyordum.

Başımı çevirip bahçe kapısının gerisinde uzanan evimize baktım. Çocukluğumun geçtiği, ergenliğimin dolu yıllarını yaşadığı bu yer bana tamamen yabancı geliyordu. Annemin ihaneti, babamın beni sokağa atması insan dünyasına olan bütün hislerimi yok ediyordu.

Kendi kendime "B-Ben şimdi nerede kalacağım?" diye sordum.

"Elbette, benim evimde kalacaksın. Tıpkı Yer Altı ülkesinde olduğu gibi burada da benim evim senin olacak!"

Yutkundum. Kendi derdime ve kederime o denli dalmıştım ki, Stolas'ın o ana dek yanımda dikilen varlığını tamamıyla unutmuştum.

"K-Kıyafetlerim? Eşyalarım ne olacak?"

Sözcüklerim boğazımdan yukarı zor çıkıyordu. Şüphesiz bir kurşun yeseydim bundan daha farksız olurdum.

"İhtiyacın olan her şeyi vereceğimi biliyorsun. Hadi evimize gidelim."

Başımı salladım. "Gidelim, Stolas." dedim mırıldanarak.

🖤🖤🖤

Bir Ay Önce

Ellerimin arkamda, belimin hizasında sıkıca bağlandığını hissediyordum. Bağları ne zaman koparmaya çalışsam, acıyla inliyor iplerdeki sivri çıkıntılar bileklerime batıyordu. Düğümü oluşturan ipler dikenli tellerden yapıldığı için arada sırtıma da batıyordu.

Dudaklarımı ısırırken başımı acıyla öne eğdim. İki gözümden akarsulara meydan okuyan yaşlar boşanıyor, göğsüm hıçkırıklarımla inip kalkıyordu. Yere diz çökmüş halde kıvranırken kimsenin bana yardım etmeyeceği açıktı!

Kararmış taşların ortasında can çekişiyordum. Burnumdan süzülen kanlar yere damlayarak göletler oluşturuyor, yerde süründüğüm için aşınan dizlerim sızlıyordu.

Dişlerimi sıkarak, "Senden nefret ediyorum, Stolas!" diye haykırdım.

O ise büyük bir kahkaha atarak bedenimi sürüklemeye devam etti. Sanki işe yaramaz bir çuvaldım ve Stolas beni çöpe atmaya hazırlanıyordu.

Daha dün evliliğimizi ilan etti kayalıkların üstündeydik. Stolas'ın tahtı birkaç metre ötemde duruyor, başımı kaldırdığımda sürünen yılanların parlaklığını seçebiliyordum.

Stolas benim yanımda fakat Lilith'in gözlerine dönük bir halde "Sevgilim!" diye haykırdı. Hayır bana seslenmiyordu. Stolas'a öfkeli gözlerle bakan İris'e aşkla bakıyor, Lilith'in her emrine amade duruyordu.

Lilith öfkeyle, "Ne istiyorsun Stolas?" diye bağırdı. Çevresinde dönen yoğun elektrik çatırdıyor, alevler saç uçlarında dalgalanıyordu.

"Sana söz verdiğim gibi yanındayım!"

"Sen bu kadınla evlendin? Neyin sözünden bahsediyorsun?"

"Anlattım sana. Her şey Isadora'yı buraya çekebilmek için bir oyundu. Sana tutkuyla bağlandığımı neden göremiyorsun?" Stolas'ın yeşil gözleri hüzünlüydü. Lilith'i ikna etmek için epey uğraş sarf ediyordu.

"Sana inanmıyorum!" dedi Lilith. "Bu kız sana her ne yaptıysa iki ay içinde seni evlenmeye ikna etti!"

Stolas suratını buruşturdu. "Sahiden buna inandın mı?" Yönünü daha dün burada kımıl kımıl kaynayan iblislerin bulunduğu yere çevirdi. Şimdi kurak bir araziden farksız duran toprak yığınından zehirli olduğunu düşündüğüm dumanlar çıkıyordu.

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin