23.Bölüm 🖤 Yoch

12.2K 1K 179
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤

23.Bölüm

2 Ay Önce

Çöl sıcağı yakıcıydı. Stolas'ın giydirdiği korunaklı kıyafetlere rağmen, derimin piştiğini hissediyordum. Alnımda terler süzülüyor, ayağımın altındaki kumlardan buhar çıkıyordu. Eğer Stolas'ın evine çıkan köprüyü görmeseydim, buranın gördüğüm en sıcak yer olduğunu iddia edebilirdim.

Kumların içinde bata çıka ilerlerken nefes nefeseydim. Başlığın üstünden çıkan kumaş parçaları görüş alanımı engelliyor, yine de bu kumaş parçalarını düzeltmeye cesaret edemiyordum. Çöldeki sıcak yüzümü iki dakika içinde tanınmaz hale getirebilirdi.

Stolas ile sahilde koşu yapan bir insan kadar rahattı. Dik gövdesi kumların üzerinde asla yalpalamıyor, yüzüne taktığı maskeyi yerinden çıkarmıyordu. Hiç konuşmuyor, sanki bir şeylerin hesabını yapıyordu.

Sık sık susadığım için matarasındaki sudan veriyor, bunun dışında benimle iletişime geçmiyordu.

Kasaba beyaz taşlardan inşa edilen evler, çölün ortasında bir vahayı oluşturuyordu. Evlerin damlarında çatı bulunmuyor, kasaba tıpkı Doğu masallarından fırlamış gibi duruyordu.

Palmiyelerin arasında hayat bulup bir cennet köşesi gibi duran şehre gelene kadar Stolas önde ben arkada yürüdüm. Bacaklarım, Stolas'ın bacaklarına göre kısa kaldığı için ona yetişmek bazen zor oluyordu. Ne kadar beni beklersen beklesin arada iki adımlık bir mesafe mutlaka oluyordu.

Kasabanın kalabalığına karıştığımız an bu durum değişti. Çarşafa sarınmış bir grup insanın yanından geçerken Stolas beni kendine doğru çekti ve elimi tuttu. Maskesinin etrafındaki siyah pelerini yüzünü kapatacak şekilde bir hale getirdi. Saklanıyor gibiydi.

Şeytani bedeninden gelen elektrik rahatsız edici bir boyutta olduğu için elimi çekmek istedim. Sabırsız bir tonla, "Kalabalıkta kaybolmanı istemiyorum. Yanımda kal!" dedi.

Yeniden karşı çıkmak, Stolas'ın elini bırakmak istedim. Ancak kalabalık grubun huzursuzluğunu fark ederek Stolas'ın eline asıldım. İki üç erkek kendi aralarında Stolas'a bakarak mırıldanırken, kadınların çocukları korumak için göğsüne çektiğini, bazısının da sokaktaki evlere girerek bizden uzaklaştığını görüyordum.

"Neden senden kaçıyorlar?" diye sordum.

Dillerini anlamıyordum. Ancak çevremizde bulunan birkaç kişinin Stolas'a kötü kötü baktığını, onun hakkında yorum yaptığını seziyordum.

Stolas, "Sence?" diye sordu.

"Kim olduğunu biliyorlar mı?"

"Hayır." dedi.

"Öyleyse neden?" Kaşlarımı çatmıştım. "Burada da mı bir otelin var?"

Gülümsediğini hissettim. "Hayır. Kim olduğumu bilmiyorlar ancak varlığım onları huzursuz ediyor. Kim olduğumu anlamaları uzun sürmeyecektir."

"Bu, tehlikeli bir durum mu?" Korkmaya başlamıştım.

"Onlar için mi?" diye sordu. Öyle ukala, öyle ego sahibi biriydi ki Stolas'ı dövmek istiyordum. "Kimse bana bulaşmak istemez."

Güneşin felaket sıcağına rağmen ürperdim. Ses tonu kalınlaşmış, bir canavar kadar yırtıcı hale gelmişti. Fakat Stolas'a sokulmayı sürdürdüm.

"Nereye gidiyoruz?"

"Yoch'u bulmak için gözlem yapıyorum."

"Onu nasıl bulacağız? Neye benziyor?"

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin