20.Bölüm 🖤 Oyuncak Bebek

11.7K 1.2K 143
                                    


Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤

Not: Bölümleri okunma ve beğeni sayısına göre yayınlıyorum.

20.Bölüm

İki Ay Önce

Stolas ile Londra'daki devasa otellerden birine geldiğimizde şaşkındım. kapısından içeri girdiğimde bile bütün paramı kaybedeceğim bu yer son derece lükstü. Pahalı eşyalar, gösterişli dekorasyon oteli büyülü bir havaya sokuyordu.

Ancak en tuhaf olanı Stolas'a olan ilgiydi. Kapıda peyda olan otel personeli Stolas'a özel ilgi gösterirken, ona yağcılıkta sınır tanımıyordu. Kimisi oteldeki masaj salonunun konforundan bahsediyor, kimisi yatakların özel üretim olduğunu anlatıyordu.

Stolas'ın gördüğü ilgi son derece yoğundu. Asansöre binmeden evvel Stolas onları çevresinden def etti. Dayanamayarak, "Seni tanıyorlar mı?" diye sordum.

Alayla sırıttı. "Kim olarak?"

"Ş-Şey..." dedim ne diyeceğimi bilemeyerek.

"Şeytan mı?" Rahatlığı karşısında kaşlarımı çattım.

"Evet!"

"Hayır. Çok az kişi beni bu dünyada gerçekten tanır."

"O halde neden sana selam verdiler? Onları tanıyor musun?"

"Bu otel bana ait, Hazel. İnsanlar patronlarına yalakalık yapmayı sever!"

"Şeytan'ın bir otele ihtiyaç duyacağını bilmiyordum."

Kıkırdadı. "İnsan dünyasına geldiğimde kalacak yere ihtiyacım oluyor. Bu yüzden yıllar evvel otel işine girdim. Çok mantıklı bir karardı."

Asansör on üçüncü katta durduğunu bir bing sesi ile haber verdi. Stolas geçmem için asansörün kapısını tuttu. "Başka otellerinde mi var?

Tamamen beyaz renge boyanmış koridora adım attık. Bu sırada Stolas çok düşünmeden, "Evet." diye mırıldandı. "Londra'da, New York'ta, İstanbul'da... Of, bu uzayıp gider. Çok sayıda otelim var."

"Şeytan'ın turizm işine merak salacağını kim söylerdi ki?" Stolas güldükten koca bir katı kapladığını anladığım odayı elindeki anahtarla açtı.

Burası normal bir otel odasıyla kıyaslanamayacak kadar büyüktü. Beyaz tül perdelerin dans ettiği giriş kısmı, büyük bir oturma odasından oluşuyordu. Mor rengin yoğun olarak kullanıldığı mobilyalar, beyaz duvarla ferah bir görünüm elde ediyordu.

Duvarda asılı tablolar modern bir çizgi yakalamış, her yere aynalar asılmıştı. Bu odayı daha geniş gösteriyordu.

Odada yemek masası yerine köşeye devasa bir bar kısmı inşa edilmişti. Duvarı süsleyen içki rafları beyaz fakat bar sandalyeleri ile masası tamamen mora boyanmıştı. Bunun dışında oda iki büyük yatak odasına, bir geniş banyoya, kıyafet odasına ve balkona açılıyordu. Odanın lüksü ve genişliğinden başım dönmüştü.

"Ben odama geçiyorum. Duş almam gerekiyor. Sen de dinlensen iyi olur."

"Neden?" Y

"Çünkü yarın katilinin peşine düşeceğiz."

"Katil mi?" Kaşlarımı çattım. "İyi ama ben ölmedim ki?"

Sırıttı. "Ölmekten beter oldun. Cehenneme düştün! Seni oraya yollayan bir katil değil de nedir?"

"Katilleri seviyorsun sanıyordum?" Neticede karşımda bir Şeytan vardı.

Başıyla onayladı. "Çok severim. Cehennemde pişerken derileri inanılmaz esnek olur!"

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin