24.Bölüm 🖤 Sevmek

12.4K 1.1K 205
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤

!!!! Not: Bölümleri beğeni ve okunma sayısına göre güncelliyorum !!!

24.Bölüm

"Hm!" diye mırıldandı Dylan. Ellerinden biriyle yanağımı yavaşça sevdi. Siyah gözleri beni süzerken öpmek için yavaşça eğildi. Başımı geri çektim. Dylan ile değil öpüşmek, tokalaşmak bile midemin alt üst olmasını sağlıyordu.

Dylan hareketimle kısa bir şok yaşarken açıklama yapmak için hafifçe gülümsedim. Samimi olmaya gayret gösteriyordum. "Evlenmeden temasta bulunmayalım, Dylan. Beni özlemeni istiyorum."

Dylan hafifçe kıkırdadı. "Demek kendini özleteceksin! Öyle olsun bakalım." Kaşlarından birini yukarı kaldırdı. "Balayında hasretimi gideririm."

"Balayı demişken!" dedim. "Nereye gideceğiz?"

Bu konuyu caddenin tam ortasında, ayakta konuşmak doğru değildi. Fakat iptal olacak bir düğünün balayının nerede olacağını bilmek istiyordum. Sonuçta Dylan'ın bana pahalı bir düğün ve balayı borcu vardı.

"Henüz karar vermedim. Düğün için işten izin aldım. Bu aralar yoğun mesai yapıyorum."

"Ya?" dedim. Neden yoğun olduğunu az çok anlayabiliyordum!

"Fakat nereye gideceğimize beraber karar verebiliriz. Mesela Paris!"

"Güzel fikir!" diye onayladım. Dylan'ın parasıyla gidebileceğim muhteşem bir yerdi.

"Liseden beri görmek istiyordun!"

"Neresiymiş orası?" Komşumuz Stolas sokağın başında gözüktüğünde şık fiziğiyle dikkat çekiyordu. Siyah takım elbisesi, uyumlu kravatı ve gri gömleğiyle resmi bir yerden geliyormuş gibi gözüküyordu.

Dylan, Stolas'ın varlığından rahatsız olduğunu belli ederek birkaç kez yüksek sesle öksürdü. Bense Stolas'a gülümsemeden duramıyordum. Tıpkı onun da durduramaması gibi!..

"Paris!" dedi Dylan. Suratı düşmüş, yüzündeki gülümseme bizimkinin aksine solmuştu. "Hazel, liseden beri orayı görmeyi çok istiyor."

Stolas gözlerini benden çekmedi. Dylan'ın varlığına rağmen, Dylan'a aldırmıyordu. "Paris demek! Gerçekten çok güzel bir şehirdir."

"Siz gittiniz mi?" diye sordum. Hülyalı sesimin tınısı beni bile şaşırtmıştı.

"Evet. İş için Paris'i çok sık ziyaret ederim."

Dylan boğazını gürültüyle temizlediğinde Stolas ile göz temasımız bozuldu. "Ne işle meşgulsünüz?"

"Danışmanım!" dedi Stolas yumuşak bir tonda. "Parisli birkaç iş adamıyla bazı meseleler üstünde çalışıyoruz."

"Ekonomi üstüne mi?"

"Sayılır." Stolas işi hakkında pek fazla detaya inmek istemiyordu. Bu, her halinden belliydi.

"Her neyse!" dedi Dylan. "Benim gitmem gerekiyor. Daha sonra görüşürüz, tatlım."

"Görüşürüz." diye mırıldandım.

Dylan arabasına binip gittiğinde Stolas meraklıydı. "Paris'te balayı ha?" dedi.

"Tatil masrafımı ödeyecek birine ihtiyacım vardı. Düğün günü birini terk edip gitmek kolay değil. Kafa dinlemeliyim öyle değil mi?"

Stolas'ın yüzü gülümsemek için hareketlendi. Gözlerinde bir yerde gurur kırıntısı taşıyordu. "Düşünceleriniz çok korkunç!" Göz kırptı. "Ama düşünme şeklinizi çok beğendim."

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin