19.Bölüm 🖤 Kar Fırtınası

12.3K 1.2K 261
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 🖤

Not: Bölümleri beğeni ve okunma sayısına göre atıyorum :)

19.Bölüm

2 Ay Önce

Boğazıma bir yumru oturdu. Aileme gidemeyecektim. Yine de onları görmek için bir fırsatım vardı. "Gelirim." diye fısıldadım.

"Güzel." Stolas'ın mırıldanışını zar zor işittim. Kararlı duruşunda bu cevabı vereceğimi önceden tahmin ettiğini görüyordum.

Merakla, "Ne zaman gidiyoruz?" diye sordum.

"Şimdi."

"Ne? A-Ama hazırlanmamız gerekmiyor mu?"

"Hayır. Buna ihtiyacımız yok. Eğer fikrin değişmediyse biraz sonra dünya hayatına geçiş yapacağız."

"Değişmedi fakat..." Düşünceler içerisindeydim. Ani bir seyahati beklemiyordum. Buna sevinmem mi yok üzülmem mi gerektiğine dahi karar veremiyordum. Tamamen allak bullak olmuştum.

Bu sırada Stolas sözümü kesti. "Hazel. Gitmeden önce şunu tamamen netleştirelim."

Kafamı kaldırarak Stolas'a merakla baktım. "Ailen seni kesinlikle görmeyecek. Çevrendeki hiç kimse senin geri döndüğünden haberi olmayacak. Biz işimizi halledip dönene dek onlar için görünmez olacağım."

Gözlerim aileme olan özlemle anında doldu. "Onlara iyi olduğumu söylemem de mi yasak?"

"Maalesef, hiç kimse ile iletime geçemezsin. Seni buraya kimin gönderdiğini gizlilik içerisinde öğreneceğiz."

Derin bir nefes alırken elimi karnıma götürdüm. Stresten dolayı karnım ağrımaya başlamıştı. "Tamam. Onları son kez görmek bile bana yeterli."

Stolas sol elini bana doğru uzattı. "Bana elini ver, Hazel. Hazırsan buradan çıkacağız."

Tereddütle elimi Stolas'ın uzattığı eline koydum. Siyah kumaşlarla sarılı olan biçimli parmakları elimi kavradığında karıncalanan bedenim Stolas'a doğru hareketlendi. Beni kendine doğru çektiğinde istemsizce Stolas'a daha da yaklaştım.

Stolas'ın bedeni ise hareketleniyordu. Sırtından çıkıp geldiğini düşündüğüm siyah renkli sarmaşıklar bir lanet gibi üstüme kapandığında dudaklarımdan istemsiz bir çığlık fırladı. Sanki bir el gibi başımdan omuzlarıma, oradan sırtıma, kalçalarıma ve bacaklarıma dolanan siyah sarmaşıklar bir lastik kadar esnekti.

Stolas, "Sakin ol!" diye mırıldandı. Kolları sırtıma dolandığında siyah pelerini bir çarşaf gibi yüzüme kapandı. O esnada başımı Stolas'ın göğsüne gömdüm ve korkudan hareket edemedim.

Bedeni buz gibiydi. Bana sarılmasına rağmen sıcaklık hissi bir kar fırtınasının verdiği kadardı. Kokusu ölümün sessiz çığlığını andırırken parmaklarını başıma koyduğunu fark ettim. Kulaklarıma güçlü bir uğultunun sesi geldiğinde Stolas'a iyice gömüldüm.

Birbirimize sarılmıştık ve bu durum ben de dehşet hissi yaratıyordu. Kurtulmak için sığındığım şey bir Şeytan'dı. Bundan daha sefil bir durum olabilir miydi?

Sadece birkaç saniye sonra Stolas'ın kolları gevşedi. Uğultu yerini korna seslerine bırakırken şaşkınca Stolas'tan ayrıldım.

Kırmızı tuğladan inşa edilme iki binanın ara yerinde, Stolas ile dikiliyorduk. Sokağın sonunda dağınık bir çöp yığını ve bu yığına sebep olan kediler yer alıyordu. Sokağın bitimi bir ana caddeye açılırken gelip geçen arabalar kornalara asılarak gürültü kirliliğine neden oluyordu.

CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin