Salih savcı gözlerimin içine bakıyordu. "En baştan doğru olan şeylerin peşinden koşmak yerine boş şeyleri kovalamasaydın bu kadar uzamazdı işin. Hakkında çok olumlu şeyler duymuştum. Bu kadar amatör davranman beni şaşırttı açıkçası. Neyse, üstünde durmanın lüzumu yok artık. Sonuçta acılı bir dönemden geçiyorsun. Nadirde olsa içindeki üzüntünün sana hata yaptırması normaldi. Ona rağmen duygularına iyi hakim olduğunu görüyorum. Görev başında gayet profesyonelce davrandın. Maktulün yakının olduğunu bilmeyen biri öyle olduğuna inanmazdı."

Sanırım bu Salih savcının bana karşı gerçekleştirdiği ilk sakin ve yapıcı konuşmaydı. "Evet, her ne kadar zor bir durum olsa da vazife başında olduğum saatler maktül ile yakınlığımı aklıma getirmemek için gayret ediyorum. Yaşayacağım bir acı varsa bunu kendimle baş başa kaldığımda yaşarım."

Boğazımı temizleyip omuzlarımı dikleştirdim. "Ayrıca savcım, başkomiserime söylemiştim size iletti mi bilmiyorum. Belki yanlış yaptım, belki doğru. Bu baktığımız açıya göre tartışılır. Görevimi yaptığım, daha doğrusu yapmaya çalıştığım için sizden özür dilemeyeceğim. Ama görevimi yapma uğrunda size karşı herhangi bir saygısızlığım olduysa bunun için özür dilerim"

Bakışlarım başkomiseri bulduğunda aferin der gibi gözlerimin içine bakıyordu. Çocuğuyla gururlanan ebeveyn gibiydi. Böyle küçük bir mevzu için gurur duymaya gerek var mıydı?

Bakışlarımı tekrar Salih savcıya çevirdim. tek kaşımı kaldırarak konuştum. "Dediğim gibi sizden şüphelenip, sorguladığım için değil yaptığım bir saygısızlık olduysa onun için özür diliyorum"

İkisi de ufacık güldü. Lafa Salih savcı girdi. "Çok inatçı ve dik kafalısın"

Başkomiser yavaşça kafasını iki yana salladı. "Ah o dik kafasını ne sen sor ne biz söyleyelim Salih"

"Meslek için olumlu bir şey ama tuttuğunu koparıyor"

"Arada elbette hataları oluyor ama önemli olan doğruyu bulması. Miray cinayet masası için önemli biri"

Tebessüm edip hafifçe kafamı eğdim. Övülmeyi sevmiyor, işimi de övgü almak için yapmıyordum. Gereksiz geriyor beni. Arkamdan konuşsunlar işte neden yüzüme karşı söylüyorlar.

🔪🚨⚰️

Kapı açıldığında gelen Semihti. Kapıyı çalmadan pat diye girmişti ama durumun paniğinden olsa gerek kimse buna takılmamıştı. Hatta bu konuda hassas olan Onur başkomiser bile.

Yerimden fırlayıp elindeki Kraft rengi zarfı Semihten aldım. Yerime oturup zarfı açtım ve üstten üstten bilgileri inceledim. Bir yandan da gözümün hızla taradıklarını odadakilere aktarıyordum.

"Numara ile yapılan son işlem cinayetten iki gün sonra. En son bir arama gerçekleştiriyor ve kayıtlar bitiyor. O aramadan sonra numara kapanıyor. Ayrıca cinayettin önceki beş günde de Emre ile sık sık telefon görüşmeleri olmuş. Emre ile en son görüşmesi, cinayet gecesi saat 20.38 de gerçekleşmiş."

"Kağıtları alabilir miyim Miray"

Kağıtları Onur başkomisere uzattım. "Berat Yüksel'in adresini tespit edip evine gidin. Biz Salih savcı ile kalan detayları gözden geçirirken siz de Berat'ı bir sorgulayın bakalım."

Semih ayağa kalktı. "Ben adresi çıkartayım siz bekleyin burada komiserim"

"Tamam"

Çok yaklaşmıştık. Kendimi sona hiç bu kadar yakın hissetmemiştim. Ayrıca başından beri de Salih savcının üstüne gittiğim için ilk defa derin bir pişmanlık ve geç kalmışlık hissetmiştim.

UÇURUM KATİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin