36.Bölüm 🖤 Dedikodu

Depuis le début
                                    

"Bir zamanlar benim için çok önemli bir melek vardı. O zamanlar bu durumu araştıramayacak kadar meşguldüm. Ancak insan dünyasına indiğinde onun için bir şeyler ters gitmiş olmalı." Sesi titremeye başladığında onu ilk kez böyle görüyordum. "Kanadını koparıp ona işkence ettiler. Daha sonra onu öldürdüler.

"B-ben çok üzgünüm." dedim ne diyeceğimi bilemeyerek.

Gülümsediğinde aslında mutlu olmadığının farkındaydım. "Bu yüzden ışığı bıraktım. Ne derece yüksek bir melek olduğum, ışığın verdiği güç umurumda bile değildi. Sadece insanlardan intikamımı almak istedim."

"Pişman mısın?" diye sordum. Belki verdiği anlık karar onu yıllarca kahretmişti.

"Asla, pişman değilim! Kinim öyle yüksek, öyle büyük ki bunu ona yapanları sonsuza dek cezalandıracağım. Sadece o insanları değil, çocuklarını, torunlarını... Asla affedemeyeceğim tek olay budur!"

Sormamalıydım ancak merakım fazlaydı. "Kim bu melek? Sevgilin miydi?"

Başını iki yana salladı. "Değildi. Biz birbirinden nefret eden ancak gerçekte çok aşık iki melektik. Egolarımızdan bir türlü birbirine açılamadık."

"Lucifer adını neden kullanmıyorsun? Birileri sana bu isimler seslendiğinde onları düzeltiyorsun. bu çok garip."

"Çünkü bana Lucifer diye seslendiklerinde aklıma 'o' geliyor. Onu düşünmek istemiyorum."

"Neden?"

"Çünkü onu özlüyorum, Hazel."

"Hala ona aşık mısın?" Cevabı duymak beni fazlasıyla geriyordu.

Gülümsedi. Ancak cevap veremedi. Kapı Sis tarafından tıklatıldığında muhabbetimiz bölünmüş oldu


🖤🖤🖤


Stolas, Sis tarafından çağrıldığından beri ortalıkta görünmüyordu. Sis'in getirdiği haber her neyse Stolas'ı dünya yaşamına sürüklemiş, bir daha saraya uğramamıştı. Kendisini hem özlüyor, hem de deli gibi merak ediyordum.

Gittiğinde aramızda oluşan bu tuhaf durumu ve geçen gün kütüphanede ettiğimiz muhabbeti de düşünür olmuştum. Ölü bir kadını ya da meleği demeliyim kıskanmamalıydım ancak elimde değildi.

Bir meleği şeytana dönüştüren bu kadını hem merak ediyor, hem de imreniyordum. Ama zaten ölmüş olan biri nasıl kıskanılırdı?

Çocukça hisleri bir kenara bırakıp belki de yoluma bakmalıydım. Çünkü herkesin mazisine gömdüğü illa ki bir aşk vardı. Örneğin yolum buraya düşmese şimdi Dylan'ın karısı olacaktım. Bu yüzden bu maziyi daha fazla kurcalamamaya karar verdim.

Karşılama salonunda geziniyor, Stolas'ın dönüşünü beklerken sıkıntıdan bunalıyordum. Dudaklarımı dişlerken Jess alaycıydı. "Efendimiz akşam geleceklerini haber verdiler!"

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten!" Hafifçe kıkırdadığında çirkin gülüşü salonun duvarlarına çarptı. "Siz neden bu kadar sıkıntılısınız ?"

"Çünkü burada yalnızım!" Omuz silktim. "İnsan yalnızlıktan sıkılır."

"İyi ama ben vardım. Sis var. Muhabbet etmek istiyorsanız her zaman emrinize amadeyiz."

"Doğru!" Yeniden ofladığımda bunun kaçıncı olduğundan habersizdim.

Jess yeniden kıkırdadı. "Anlaşılan ilginizi çekmiyoruz. Yani söylenenler gerçek!"

"Ne?" dedim duraksayarak.

"Efendimiz sizi öptüğü için Lilith o gece olay çıkarmış. Aranızda sahiden bir şey var."

Dudaklarımı büzdüm. "Öyle bir şey yok! Stolas ve ben sadece arkadaşız."

"Ah hadi ama! Yalan söylediğiniz kişiler biziz!"

"Yalan değil!" dediğimde bile ses tonum kararsızdı.

"İkinizin arasındaki çekim herkesin haberi. Cehennem büyük dedikodularla çalkalanıyor."

"Bu çok aptalca! Neden dedikodumuz çıksın ki?"

"Efendimizin evinde kalıyorsunuz, yedi gün yirmi dört saat onunla vakit geçiriyorsunuz. Beş kaçak iblisin sorgulamasında bile yan yanaymışsınız!" Jess kafasını iki yana salladı. "Sahi neden dedikodunuz çıksın ki?"

"Belki de evleneceğimiz içindir!" Stolas salonda birden bire ortaya çıktığında Jess ve ben ikimiz de konuşmaya dalmıştık. Stolas'ın sesiyle sıçradığımızda ikimiz de yere yapışmak üzereydik!

"Ödümüzü patlattın!" diye çıkıştım. "Neredeydin?"

"Melekler konseyiyle görüştüm. Cehennemde davetsiz bir ruh ağırladığımı biliyorlar."

"Eyvah!" dedi Jess. "O halde Hazel'ı onlara mı vereceksiniz?"

"Neler oluyor?" dedim merakla. "Biri bana ne olduğunu açıklayabilir mi?"

"Melekler konseyi senin sarayda iblis olmadan kalmandan memnun olmadılar. Seni istiyorlar."

Büyük bir aptallıkla, "Melek mi olacağım?" diye sordum.

Stolas kıkırdadı. "Hayır. Seni istiyorlar çünkü seni buraya normal bir ruh olarak yollama niyetindeler. Yani eziyet çekmen gerektiğini düşünüyorlar."

"İyi ama neden? Ben onlara ne yaptım?"

"Hiçbir şey! Onlar sadece yasaları uygular. Bir şey sorgulamak akıllarına gelmez!"

"Şimdi ne olacak?" diye sordum. "Beni onlara mı vereceksin?"

"Hayır." dedi başını iki yana sallayarak. "Seni onlara asla vermem."

"Bu durumda ne yapabilirsiniz ki?" dedi Jess.

"Hazel ile evleneceğim. Böylece Cehennem kraliçesi olarak burada yaşayabilecek!"




🖤🖤🖤



CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Où les histoires vivent. Découvrez maintenant