4.Bölüm 🖤 Akşam Yemeği

Start from the beginning
                                    

"Seansları merak ediyorum." diye cevap verdi. Çatalını tabağa bıraktığında oluşan tınıdan sonra ellerini çenesinin altına yerleştirdi. "Bir ilerleme kaydedebildiniz mi?"

Ağzımda oluşan tadı değiştirebilmek için balığında yanında gelen beyaz şaraptan yudumlar aldım. Bardağı masaya bıraktığımda, "Maalesef." dedim. "Hatırladığım bir şey yok."

"Hatırlamanı öyle çok istiyorum. Keşke şu sır perdesi aralanabilse!"

"Bu konuda beni geriyorsun, Dylan. Sanki suçlu benmişim gibi hissediyorum."

"Suçlu sen değilsin, biliyorum. Sana güvenim tam. Sadece düğüne kadar her şeyin çözülmüş olmasını istiyorum."

"Düğün mü?"

"Evet. Neden şaşırdın?"

"Benimle evlenmeyi hala istiyor musun? Fikrin değişmedi mi?"

Gülümsedi. "Elbette seninle evlenmeyi hala istiyorum, Hazel. Bizim geçmişimiz çocukluğumuza kadar dayanıyor. Senin arkamdan iş çevirmeyeceğini çok iyi biliyorum. Bu yüzden hala seninle evlenmek istiyorum. Tabi sen de hala istiyorsan?"

"Tabi ki!"

Dylan'ın avuç içleri ellerimi sardığında ona aynı şekilde gülümsedim. İlişkimizde bir sorun olmayacağını anlamam gerekirdi. Sevgili nişanlım benim için sadece endişe duyuyordu.

İzlendiğim hissine kapılınca ruhuma çöreklenen acı hissiyle elimi aniden Dylan'dan kurtardım. Derin derin nefes alırken restoranı taramaya başladım. Bize iki masa uzak mesafede yemek yiyen bir çift, onların ilerisinde gülüşerek konuşan bir grup genç, televizyonda verilen maçı ilgiyle takip üç adam, insanlara yemek götüren servis elemanı, kasada hesap yapan yaşlı adam...

Bu kez başımı camdan dışarı, yani caddeye çevirdim. Dışarıda yürüyen çocuklu bir anneden başka kimseyi göremeyince beni kimsenin izlemediğime emin oldum. Ama sanki nefesini omzumun üstünde hissettiğim biri vardı.

Dylan, "Ne oldu, Hazel?" diye sordu. "Bir sorun mu var?"

"Bilmiyorum." Bu kez suyumdan içtim. "Sanki ters bir durum var."

"Ne gibi?" Dylan da benim gibi çevresine bakındı. "Birini mi gördün? Bir şey mi hatırladın?"

Nefes aldım. Yeniden etrafı taradığımda üstüme çöken kara bulutlar dağılmıştı. Her şey normal, her şey olağandı. "Sanırım kendi kendime vesvese veriyorum. Önemli bir şey yok."

"Emin misin? Bak görünüşünden bile rahatsız olduğun biri varsa söyle. Bir şey hatırlamıyor olabilirsin fakat iç güdüler asla yanıltmaz."

"Eminim. Her şey yolunda."

Dylan bana bir gülümseme yolladı fakat ikna olmamış görünüyordu. Fakat sahiden etrafı tararken tuhaf hissetmeme sebep olacak bir şey olmadığını düşünüyordum.


🖤🖤🖤


Eve döndüğümde anahtarımı portmantoya doğru fırlattım. Dylan yarın erken uyanacağı için yemekten de erken kalkmıştık. Fakat erken gelmeme rağmen herkes çoktan yatmıştı. Karanlık salonun içinden televizyonun ışığı holü aydınlatırken sadece annem ayaktaydı.

Elinde tuttuğu kumanda ile gündüz kuşağına ait bir programın gece verilen tekrarını seyrediyordu. Ayaklarını kanepeye uzatmış, üstüne bir battaniye çekmişti. Belli ki eve döndüğüme emin olmak için uyumamıştı. Salona girdiğimi adım seslerinden duyunca, gülümseyerek uzandığı yerden doğruldu.

"Yemek nasıldı?"

"Güzeldi. Dylan ile sohbet ettik."

"Umarım her şey yolundadır."

İç çektim. "Her şey yolunda. Dylan destekleyici davranıyor."

"Çok sevindim, Hazel. Bu kadar olumsuz şeye rağmen seni seven birinin olması güzel olmalı."

"Öyle, anne."

Annem gözünü tekrar televizyona çevirirken, "Seni Gloria aradı." diye mırıldandı.

"Ya?" Gloria liseden sınıf arkadaşımdı. Bir zamanlar oldukça sıkı fıkıyken, başka bir şehre taşınmasıyla arkadaşlığımız sekteye uğramıştı. Onu en son kaybolduğum gün görmüştüm. Bu yüzden ben kaybolduğumda Gloria bu durumdan en çok etkilenenler arasına girmişti.

Beni her gün arıyor, durumumu soruyordu. Arkadaşlığımız yeniden samimi bir boyuta taşınıyordu.

"Sabah uğrayacağını söyledi. Vaktin olup olmadığını sordu."

"Elbette var."

Üç aylık kaybolma durumundan sonra işten çıkarılmıştım. Üstelik hayatım yeniden yoluna girene kadar ailem çalışmamı uygun bulmuyordu. Sanırım yeni bir iş için yaza kadar bekleyecektim.

"Sana ödünç verdiği bir kitap varmış. Onu almaya gelecekmiş."

"Aa!" dedim büyük bir farkındalıkla. "Evet!"

Gloria eski çingene büyülerinin olduğu bir kitabı bana ödünç olarak vermişti. Kitabı eğlencesine incelemek istemiştim. İşten eve otobüsle dönerken kitabı açtığımı hatırlıyordum. Yüzüm şekilden şekle girerken en son hatırladığım anının bu olduğunu fark ettim.


CEHENNEM ÇİÇEĞİ (BİTTİ) Where stories live. Discover now