24

278 18 13
                                    

Asırlar sonra merhabalar.
Ama artık efsane geri döndü diyebiliriz.
Not: Sunshine geliyor. Sosyal medya hesaplarınızdan fan projelerine destek vermeyi unutmayın☀️. Ve medyadaki şarkıyı özür mahiyetinde kabul edin lütfen.
İyi okumalar, sizi seviyoruz♡

LIAM'S POV.

"Evet, oraya bırakabilirsiniz. Teşekkürler." Yeni koltuğumuzu getiren nakliyeciler işlerini yapıp evden çıkana kadar yaslandığım masadan Zayn'in onlara verdiği talimatları izledim. En sonunda kapının çarpılış sesiyle kendime gelince yüzündeki garip ifadeyle bana bakan Zayn'i fark ettim. Koltuğu işaret edip tekrar bana döndü. Gözlerinde şehvet görüyordum.

"Hayır. O koltuğa para verdim ben. Böyle bir şey yaşanmayacak." Yüzü düştü önce. Sonra cebinden çıkardığı otu dudaklarının arasına yerleştirerek çakmağını ateşledi.

"Sakın. Evimde ot içmemeni kaç kere söyledim. Dışarı." Elimle kapıyı işaret edince omuzlarını düşürerek kapıdan çıktı. Camdan gördüğüm silüeti, ağzındaki iğrenç şeyi çok önemli bir şeymiş gibi tüttürüyordu. Yaklaşık beş dakika camdan onu izledim. Hiçbir hareketlilik olmadığını görünce amirlik işleriyle ilgili düzenlemeleri yapmak için bilgisayarın başına oturdum. Dosyalar hazırlayıp gönderiyor, karakolun giriş çıkış saatlerini ve nöbet listelerini düzenliyor ve elimden geldiğince Niall'a kıyak geçiyordum.

Sandalyemde iyice arkaya yaslanarak gerindim. Gözlerim saate gider gitmez gerginlikten tırnaklarımı yemeye başlamıştım. Ben çalışmaya oturalı kırk dakika oluyordu. Bu da Zayn'in kırk beş dakikadır evde olmadığı anlamına geliyordu. Hızlıca montumu alarak dışarıya fırladım. Bilgisayarı açık bırakmam ve kapıyı kilitlememem umurumda değildi o an. Dışarıya çıkar çıkmaz insanların arasında hemen seçilecek Zayn'i aradım. Hiçbir yerde yoktu. Evin etrafı, hemen yandaki fırın, karşıdaki market, ara sokaktaki uyuşturucu dükkanı...

Etrafta bulamayınca telefonumu çıkarıp numarasını çaldırdım. Hiç çalmadan direkt kapanmasından çekmediğini düşündürüyordu bana. Zayn'i aramak için fazla stresli olmam bir yana, çocuklara haber verirsem onları da streslendirmekten korkuyordum. Telefonunun kapalı olmadığına neredeyse emin olduğum için telefon sinyalinden yerini bulabilecek biri lazımdı bana. Niall.

Arabama atlayıp olabilecek en hızlı şekilde Niall'ın evine sürdüm. Yolda sürekli duruyor, Zayn'i bulma ihtimalim olan yerlere bakıyordum. İnsanları durdurup her şeyini ezbere bildiğim sevgilimi anlatıyor, onlar bana deli gibi bakınca da yoluma devam ediyordum.

Niall'ın iki katlı villasının önüne gelince kapısını çaldım. Yaklaşık iki dakikadır kapısına vurmama rağmen içeriden ses gelmeyince arka bahçeye kadar dolandım. Açık balkon kapısından içeri girerek seslendim.

"Niall! Neredesin?" Yine ses gelmeyince üst kata bakmak için merdivenlere yöneldim. Odasına yaklaşınca gelen inleme sesleriyle olduğum yere çivilendim. Zayn'i bulmak için Niall'ın işinin bitmesini bekleyemeyeceğimi bildiğimden, fazla düşünmeden direkt odasına daldım.

Altındaki Zoe beni fark eder etmez yorganı Niall'ın beline doğru çekiştirdi. Onun panik hallerini gören Niall ise zevkten arkaya düşmüş kafasını doğrultarak mavilerini benimle buluşturdu.

"Çok pardon," hızla kapıyı kapatıp kapının arkasından sözlerime devam ettim. "Niall, konuşmamız gereken bir konu var, gelebilir misin? Mümkün olduğunca giyinik olmaya dikkat et."

Niall hızla kapıyı açarak beline sardığı çarşaf ve dağınık saçlarıyla tepemde bitti.

"İçeri nasıl girdin Liam? Bu anı bölmek için geçerli bir sebebin olsa iyi olur."

You & IWhere stories live. Discover now