2

428 37 32
                                    

İyi okumalar, sizi seviyoruz♡

Elimde valizimle onun verdiği adrese doğru yürürken kararımı sorguluyordum. Ayrıca benim hakkımda söylediklerinin çıkarım olduğunu umuyordum çünkü bu kadar şeyi araştırıp öğrenmiş olması ihtimali beni korkutuyordu. Ben sadece adını bilirken o temizlik hastası olduğumu bile biliyordu. Aklımdaki düşünceleri bir kenara bırakıp kapısına geldiğim evin zilini çaldım.

Kapıyı iki kere çalmama rağmen açan olmadı. Vazgeçip gitmek üzereyken son kez şansımı denemeye karar verdim. Elim tekrar zile gittiğinde kapı yavaşça aralandı. Yeni uyandığı belli olan dağınık saçları, üstündeki kısa kollu beyaz Rolling Stones tişörtü, dizleri yırtık, bacak hatlarını belli eden dar siyah pantolonu ve kahverengi Chelsea botlarıyla karşımda duruyordu. Yüzüklü parmaklarını saçlarından geçirdikten sonra kapıyı tamamen açıp eliyle içeriye geçmemi söyleyen bir hareket yaptı.

"Yeni uyandınız galiba Bay Styles." Sesine kattığı alayla "Çıkarımların çok zekice Louis" dedi.

"Adımı söylediğimi hatırlamıyorum?"

"Söylemedin zaten, ben Harry Styles'ım, öğrenmem zor olmadı." diyerek bana bir adım yaklaştı ve kısık sesle "Bebe'den" diye ekledi. Dediği şeye hafifçe gülümsedim. Benim güldüğümü görünce onun da ciddi yüzünde bir gülümseme belirdi. Onu ilk kez bu kadar geniş gülerken gördüğüm için derin gamzelerini şu an fark etmiştim. Bir süre sonra arkasını döndü ama yaklaşık 5 saniye sonra bir şey hatırlamış gibi tekrar bana dönüp "Bu arada, madem artık aynı evde kalacağız, resmiyeti kaldıralım Louis" dedi. "Tamam... Harry."

Sonunda bakışlarımı Harry'den çekip evde dolaştırmayı başarınca, dağınıklığı karşısında yüzümü buruşturdum. Yüzümü buruşturduğumu fark etmiş olacak ki "Temizlik hastalığın olduğunu biliyorum ama bence evi temizlersen hastalığın bize sorun çıkarmaz" dedi.

"Ben ev arkadaşınım Harry, temizlikçin değil."

"Arkadaşım da değilsin. Sadece kirayı paylaşacağız, o kadar."

Sonra hiçbir şey demeden beni peşinden sürükleyerek evi gezdirmeye başladı. Mutfağı gezdiğimiz sırada dış kapının zili çaldı. Harry beni mutfakta bırakarak hızlı adımlarla aşağıya indi. Merakıma yenik düşüp camdan dışarıda bir şeyler konuşan ikiliyi izledim. Yanındaki pembe saçlı, siyah baskılı tişört ve pantolon giymiş, vücudunun her yeri dövmeyle kaplı esmer adam Harry'e siyah poşete sarılı bir paket uzattı. Harry de karşılığında cebinden çıkardığı banknotların hepsini adama verdi. Kısa bir süre daha konuştuktan sonra el sıkışarak ayrıldılar. Harry'i karşılamak için kapının önüne gittim. Kapıdan girince uzun süre yüzüme baktı, sonunda gözlerini devirip "Ne soracaksan sor." dedi. Bunu bekliyormuş gibi hemen sorularımı yönelttim.

"O kimdi? Arkadaş mısınız? Ne aldın? Harry eğer aynı evde kalacaksak beladan uzak durman ikimiz için de en iyisi-"

"Zayn arakadaşım değil, aramızda sadece satıcı-müşteri ilişkisi var. Ben arkadaş edinmem."

"Tamam ama ne aldın, satıcı-müşteri ilişkisi derken neyi kastettin? Zayn torbacın mı-"
Cümlem ev telefonunun çalmasıyla bölündü. Bu evdeki ilk günüm şimdiden çok hareketli başlamıştı. Harry sorularımdan kurtulmanın verdiği rahatlamayla telefonu cevapladı.

"Alo? Efendim Liam?... Acil mi? Tamam detaylara gerek yok. Adresi at, geliyorum."

"Nereye?"

Beni dinlemeyip odasına doğru ilerledi. Ben de cevabımı almak için peşinden gittim. Odasına girdiğinde gardırobunun önünde durdu.

"Nereye gidiyorsun ve o adam torbacı mıydı?"

Gözlerimin içine bakarak bana doğru yürüdü. Aramızda az bir mesafe bıraktı. "Sana ne" dedi ve gözlerini gözlerimden ayırmayarak üstündeki tişörtü tek hamlede çıkardı.

Harry siyah bir gömlek almak için gardırobuna geri dönerken ben de yarı çıplak bedenine kısaca göz atmıştım. Aldığı siyah gömleğin düğmelerini iliklerken kelebek dövmesinin yukarısında ve yanında iki küçük göğüs ucu daha fark etmemle gülmeme engel olamadım. Beni takmayıp eli pantolonunun düğmesine gidince hemen arkamı döndüm.

"Bir insanda fazladan iki meme ucu olması neden komik geldi anlamıyorum. Bence çok seksi."

"Sana bunu düşündüren torbacından aldığın mallar mı?"

"Hayatıma karışmayı kes. Ne arkadaşımsın ne de sevgilim."

Bunları söyledikten sonra yüzüme bile bakmadan kapıya doğru gitti. Söylediği cümlenin getirdiği kafa karışıklığından çıkabildiğimde önüne çıkıp yolunu kestim. Harry yanımdan geçip yürümeye devam edince ondan daha hızlı yürüyüp kapıya yaslandım. Biraz daha yaklaştı. Derin nefesler alıp vermeye başladı.

"Çekilir misin?"

"Hayır. Bana nereye gittiğini söyleyeceksin."

"Bu seni neden ilgilendiriyor ki?"

"Çünkü belaya bulaşacaksın ve ben alacaklılarının kapıma dayanmasını istemiyorum."

"Belaya bulaşmayacağım, dava çözmeye gitmem lazım."

Oflayıp yavaşça kapının önünden çekildim. Ben çekilir çekilmez bir teşekkür mırıldanarak dışarı çıktı. Doğru söylediğinden emin olmalıydım, arabasına bindiğini görünce yan koltuğun kapısını açıp oturdum. Bana soran gözlerle baktı.

"Ben de geliyorum."

You & IDove le storie prendono vita. Scoprilo ora