29. Bölüm : Ona Sevgimi Hissettiremedim

3.3K 452 130
                                    

Elimdeki kalem ile karşımdaki dosyaya Minho hakkında detaylı bir rapor yazıyordum. İlk günden son güne kadar yaptığımız her şeyi yazmıştım ve şöyle bir bakınca bile kısa zamanda yaptığımız şeyler taktire şayandı.

Sıcak çikolatamdan bir yudum aldıktan sonra iç çektim. Bugün içimde kötü bir his vardı. Durduk yere kalp atışlarım hızlanıyor ve midem kötü bir şekilde bulanıyordu. Bu his aslında sosyal anksiyetem varken hep benimleydi ama şimdi atlatmıştım. Yani arasıra kendini gösterse de şimdi öyle bir problemim yoktu. Başka bir şeyin olduğuna adım gibi emindim.

Kapım tıktıklandıktan sonra yavaşça bir kafa içeriye girdi. "Gelebilir miyim?"

Gülümseyerek "Sorman hata." Dediğimde tatlı bir heyecanla içeriye girdi ve bana en yakın olan koltuğa oturdu.

"Ne yapıyorsun?" Diye sordu, bu sırada dosyaya bir göz atıp hemen geri çekmişti. Büyük ihtimalle özel bir şey olduğunu düşünmüştü.

"Senin hakkında rapor hazırlıyordum." Dosyanın üstüne koyduğum kalemi alıp önlüğüme yerleştirdikten sonra kollarımı masaya yasladım ve öylece onu izlemeye başladım. Saçları birbirine dolanmıştı, üstelik gözleri biraz şişti. Yeni uyanmış olmalıydı. Uyanıp hemen buraya gelmesi kendimi değerli hissettirmişti.

"Bakabilir miyim?" Diye sordu dosyayı gösterirken. Omuzlarımı silktim. "Sanırım bir sakıncası yok."

Dosyayı eline aldıktan sonra dikkatlice gözlerini gezdirdi yazılarda. Bazı yerlerde gülümsediğini yakalamıştım. Okumayı bitirdiğinde "Buraya yeni şeyler eklemek istiyorum." Dedi kocaman gülümseyerek.

"Ne gibi şeyler?"

"Rahatça birilerine sarılmak gibi şeyler. Hala birilerine dokunmakta tereddüt ediyorum hatta dokunamıyorum. Senin dışında rahatça dokunduğum kimse yok."

"Bir gün onu da başaracağına eminim." Yüzüme samimi bir gülümseme yerlestirdiğimde gözleri bir kaç saniye gerilmiş dudaklarımda oyalanmış ve sonra o da gülümsemişti.

Bir kaç saniye öylece bakıştık. Sonra aklına bir şey gelmiş olacak ki gülümsemesi solmuştu. "Annemle de konuşursam buradan çıkabilirim değil mi?"diye sordu tereddütle.

"Yani... Aslında şimdi bile çıkabilirsin." Diye karşılık verdim. Gerçekten de öyleydi. Artık insanlara karşı aldığı sert tavır yok olmuştu ve etrafa zarar verecek bir yönü yoktu. İstersem onu buradan şimdi çıkartabilirdim ama neden çıkarmak istemiyordum?

"Ama gidecek bir yerim yok değil mi?" Dedi hüzünle. İşte o an neden istemediğimi anlamıştım. Eğer Minho buradan çıkarsa artık sabah ilk gördüğüm yüz o olmayacaktı. Akşamları yüz yüze iyi geceler diyemeyecektim. Sanırım bunu istemiyordum.

"Hayır, var. Benimle birlikte kalabilirsin." Dedim bir anda. Ailemle yaşadığım bile aklıma gelmemişti o an. Dedikten sonra pişman da olmuştum zaten.

Elleriyle oynarken çekingence konuşmaya başladı. "Uhm, sanırım annenden biraz çekiniyorum. Tatlı kadın ama... Çok yakın davranıyor. Kendimi garip hissediyorum."

Ne kadar çekinse de gülümsediğini görebiliyordum. "Hoşuna gidiyor ama değil mi?" Diye sordum istemeden.

Baş parmağı ile işaret parmağını birbirine yaklaştırıp miktar belirtirken "Sanırım... Biraz..." Diye mırıldandı. O an elleri küçücük gelmişti gözüme.

Gözlerim ellerine odaklıyken "Biliyor musun, annem seni çok sevdi." Dedim. "Hatta sevgili olmamızı istiyor. Tabi daha sevgili olduğumuzu bilmediği için..."

Psycho °Minsung° ✓Where stories live. Discover now