10. Bölüm : Koruyucu Kedi

5.3K 648 129
                                    

  Sokakta etrafa bakarak yürürken dikkatlice inceliyordum. Hastaneden izin almış ve Minho'nun ev adresini bulmuştum. Ailesine bir sağlık ekibinin haber vermesindense ben vermek istiyordum.

  Evler genel olarak dubleksti. Biçilmiş çimleri olan bahçeleri hatta bazılarında küçük parklar bile vardı. İnsanlar burada huzuru buluyor olmalıydı fakat şöyle bir düşününce Minho'nun ailesi bu huzuru bulamamıştı.

  Bacağımda hissettiğim sürtünme ile düşüncelerimden sıyrıldım ve yere baktım. Simsiyah bir kedi vardı karşımda. Bir tek patileri beyazdı, onlarda kirlenmişti. Kedinin yakınlığından faydalanıp kucağıma aldım. Hemen olduğu yere sinerken başını okşadım. Elim bir şeye takıldığında tasması olduğunu fark ettim. Üstünde yazan yazı ile gözlerim parladı.

  Lee Minho'nun koruyucu kedisi Lino~

  "Demek Lino sensin ama bana huysuz olduğun söylenmişti." Gülümseyerek sevmeye devam ederken sokakta başka bir ses duyuldu.

  "Lino! Nereye kayboldun yine?" Bağırarak bu tarafa doğru gelen çocuğu incelemeye başladım. Siması Minho'yu andırıyordu. Abisi olabilir miydi?

  Çocukta beni fark edip elimdeki Lino'yu görünce hemen yanıma geldi. Gülümseyerek "Kedimiz sonunda birine yüz veriyor demek." Dedi. Elini kucağımdaki kediye uzatınca kedi tısladı. Yüz ifadesinden bozulduğu fark ediliyordu.

  "İsterseniz evinize kadar eşlik edebilirim. Hem sanırım sizinle ve ailenizle bir şey konuşmam gerekiyor."

  İlk bir kaç saniye beni inceledikten sonra "Ne konuşacağız ki?" Diye sordu.

  "Çok önemli. Burada anlatamam." Gözlerini kısıp ne istediğimi çözmeye çalışsa da beceremedi ve derin bir nefes verip onu takip etmemi istedi. Bir kaç dakika sonra ise evlerinin önündeydik. Etrafı şöyle bir inceledim. Minho çocukluğunu burada geçirmişti.

  Çocuk kapıyı açıp "Buyrun." Dediğinde ismini sormadığımı fark ettim.

  İçeriye girerken "Pardon ama isminiz neydi?" Diye sordum.

  Çocuk ilk bir kaç saniye düşündükten sonra dudaklarını yaladı ve konuşmaya başladı. "Minsoo ve siz?"

  "Jisung" dedim evin içini de incelerken. Bu sırada bir kadın sesi yankılandı evde. "Minsoo kim geldi oğlum?"

  "Jisung diye biri anne. Bizimle bir şey konuşacakmış." Kadın karşımızda belirirken gülümsedim. Kadın da bana gülümserken içeriye geçmemi işaret etti.

  Koltuklara oturduğumuzda derin bir sessizlik evi esir aldı. Ben çerçevelerdeki resimleri incelerken onlar da beni inceliyordu. Bir kaç çerçevede dört kişi vardı ama sonradan azalıyordu. "Bir oğlunuz daha var sanırım?" Dedim teyit etmek istercesine.

  "E-evet." Dedi kadın tereddüt içersinde.

  Konuya girmeye karar verdim. "Peki o nerede biliyor musunuz?"

  Minsoo'nun bakışları sertleşirken "Öldü o!" Dedi sertçe.

  "Emin misiniz?" Dedim tek kaşımı kaldırırken. Birbirlerine tereddüt ile bakarken daha fazla uzatmayarak kartvizitimi çıkarttım ve ortadaki sehpaya koydum. "Her şeyi baştan alıyorum. Ben Han Jisung. Bir psikoloğum. Bundan bir ay önce isimsiz bir hastam oldu. Kendisi fazla saldırgan birisiydi. Tabi şimdi biraz daha iyi. Ailesinden koparılmış ve yıllarca tecavüz ve şiddete uğramış. Dün ise ismini öğrenmeye başardım."

  Kadının gözleri dolarken Minsoo tişörtünün eteklerini sıkıyordu. "Tahmin ettiğiniz gibi ismi Lee Minho. Bu kedinin sahibi, bu ailenin de öldüğü bilinen çocuğu."

Psycho °Minsung° ✓जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें