25. Bölüm : Teşekkür Etmek İstiyorsan Öp Beni

4.1K 524 120
                                    

  Changbin'le Hyunjin ve Minho için bir takvim hazırlamıştık. Her hafta en az bir kere buluşup vakit geçireceklerdi. İlk haftalar yanlarında biz de olacaktık ama zamanla yanlarından ayrılmayı planlıyorduk. Bir de Minho'yu artık dışarıya çıkartmaya karar vermiştim. Hyungu ile konuşmuş ve annesi hakkında bilgi almıştım. Dediğine göre çok dışarı çıkan bir tip değilmiş. Eğer dışarıya çıktığımızda onlara haber verirsek bir sıkıntı olmazmış. Seungmin'den de izin aldıktan sonra her şey tamamdı yani.

  Kapıyı tıktıkladıktan sonra içeriye girdim ama arkamı dönmek zorunda kalmıştım. "Oh, yine basıldınız. Kapıyı tıktıklamıştım oysaki..."

  Duyduğum sesle önüme geri dönmüş ve sırıtarak onları izlemeye başlamıştım. Seungmin bıkkınca bir nefes vermişti. "Bir dahakine kapıya alarm taktırsak iyi olacak."

  Chan nefretle gözlerini bana dikmişti. "Bence alarm olarak direkt Jisung'u da taktırabiliriz. Malum güzel anlarımın katili oluyor da."

  Sırıtarak gözlerimi devirdim. "Abartma ikinci kez oldu bu." Tamam aslında bir kere daha olmuştu ama onlar bilmiyorlardı tabi. Bu sefer de tuvalette öpüşürken yakalamıştım onları.

  Seungmin kollarını önünde birleştirerek "Ama bizi basan tek kişi sensin." Dedi.

  Ben ise hala sırıtıyordum. "Vay be çok özelim!" Dedim neşe ile. İkisi de bana göz devirmişti. "Gerizekalı." Diye mırıldandığını duydum Chan'ın.

  Seungmin sıkılmış olacak ki konuya girmeye karar verdi. "Ne için gelmiştin?"

  Ben de anında ciddiyetime bürünerek odasında yer alan berjerlerden birine oturdum. "Minho hakkında konuşmaya gelmiştim ben."

  Chan hemen anlayışla "Gideyim mi?" Diye sordu. Ben ise omuzlarımı silkmek ile yetindim. "Fark etmez." O da hemen benim karşımdaki yerini aldığında konuşnaya başladım.

  "Biliyorsunuz ki Minho ile bu zamana kadar çok yol kat ettik. Buradaki insanların arasına bile rahatça çıkabiliyor. Diyorum ki artık dışarıya da mı çıkarsak?" Umutla Seungmin'in gözlerine bakmaya başladım. O ise kararsız gibi duruyordu.

  Chan hemen atıldı. "Annen ile mi tanıştıracaksın?"

  Bu düşünce ile anında midem kasılmıştı. Annem bana düşkün biri olduğu için kesinlikle Minho'yu sıkı bir sorgulamadan geçirecekti. Bu yüzden sanırım anneme hala söylememiştim. "Ne alakası var?"

  Omuzlarını silkip sırıttı. "Ne bileyim belki de damadını tanımak istemiş olabilir."

  Gözlerimi kısıp berjerin kollarını sıkıca tuttum. "Uğraşma benimle."

  Beni kışkırtmanın memnuniyeti ile arkasına yaslanmış ve "Sen benimle uğraşmayı bıraktığında ben de bırakırım tabiki." Demişti. Buna bir karşılık vermek yerine gıcık gıcık bakmaya devam ettim.

  Başından beri bizi izleyen Seungmin sonunda konuşmaya başlayınca ikimiz de ona döndük. "Buna emin misin? Hastanede kimsenin ona zarar veremeyeceğini biliyordu ama dışarısı tam olarak güvenli değil. Kendini tehditte hissedebilir."

  Dudaklarımı dişlemeyi bırakıp kendimden emin bir şekilde konuşmaya çalıştım. "Yanında ben olacağım. İnan bana hiçbir şey olmayacak."

  Bir kaç saniye yüzüme bakarak düşündü. Sonunda kararını verdiğinde konuştu. "Hastanın hakimiyeti senin elinde. Yani istediğini yapabilirsin. Bana kalırsa biraz daha beklerdim ama denemekten de zarar gelmez sanırım. Çok dikkatli ol ama."

  Heyecanla ayağa kalktım ve masanın üstünden ona sarılabildiğim kadar sarıldım. "Çok teşekkür ederim! Seni çok seviyorum ben ya!"

  Chan beni ittirip geriye çekilmemi sağlarken kıskançlık ile bana baktı. Seungmin ise ona gülüyordu. "Höst, benim sevgilim o! Düğün davetiyemiz bile var bizim."

Psycho °Minsung° ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin