20. Bölüm : Kendimden Korkuyorum

4.6K 572 163
                                    

  "Gel bu işten vazgeçelim. Ne gerek var onu görmene?" Dedim endişe ile.

  "Ya neresine aşık oldun merak ediyorum. Öldürecek de değilim abartma. Sadece daha düzgün bir şekilde tanışacağız, sonra ben Hyunjin ile karılaşmasının doğru olup olmadığını ölçeceğim. Hepsi bu." Deyip omuzlarını silkti Changbin. Benim aksime gayet rahattı.

  "Ya ama-"

  "Hadi, hadi. Bahane üretmeyi kes. Zaten daha önce de benimle karşılaşmıştı. Gerçi beni öldürmek ister gibi bakıyordu orası ayrı da..." Gözlerini kısıp bana bakarken "Öldürmez demi?" Diye sordu.

  Gözlerimi devirdim. "Madem korkuyorsun neden tanışmak istiyorsun? Hyunjin senden daha cesur."

  Kaşları havalanırken yandan bir şekilde sırıttı. "Şu an beni gaza getiriyorsun."

  Aptallığım küfür edip Changbin'i durdurmak için bir kaç şey zırvalamaya çalıştım. "Ay dur demedim bir şey. Korkmaya devam et sen."

  "Çok geç." Deyip koşmaya başladığında gözlerim çoktan büyümüştü.

  "Ya dur!" Ben de arkasından koşmaya başladığımda Chan'ın bıkkın sesini zar zor duymuştum. "Çocuk gibisiniz yemin ederim."

  Kapıdan içeriye bodoslama dalarken ben de onun üstüne atladığım için birlikte yere düşmüştük. Şu an Minho'nun tepkisini her şeyden çok merak ediyordum.

  Changbin yattığı yerde inlerken söylenmeye başladı. "Öldürseydin gerizekalı! Kafam koptu sanırım."

  Yüzümü buruşturup yerden kalkarken üstümü düzenlemeye başlamıştım. "Hyunjin'le takıla takıla dramaların gelişmiş tebrik ederim."

  "O onun gerçek tepkisi bir kere!" Bazen Hyunjin'e hayret ediyordum. Kocaman adamı etkisi altına almayı nasıl başarmıştı çok merak ediyordum. Acıtasyon yapmayı çok severdi ve bunu hepimiz biliyorduk. Tabi Changbin hariç.

  "Köle olmuşsun, köle!" Dedim yüzüne çok sesli olmayacak şekilde bağırarak.

  Geldiğimizden beri bizi sessizce izleyen Minho'ya döndüğümde gözlerini büyütmüş ve kedisine sarılmış olduğunu fark ettim. "Minho?"

  Gözlerini Changbin'den çekip bana baktığında biraz olsun rahatlamış gibi gözüküyordu ama yine de gergindi. Hemen yanına ilerleyip sarmaladım onu. "İyi misin bebeğim?"

  Geri çekilip gözlerini şaşkınca büyüttü. "Bebeğim mi?"

  Tepkisine gülümseyip "Hm hm" diye mırıldandım. Tamamen sakinleşmişti şimdi.

  Changbin'in sesi bizim uzun süreli göz temasımızı kesmişti. "Bu nasıl ilişki? Bebek misiniz siz?"

  Gözlerimi devirip Minho'nun ellerini ellerim arasına aldım ve Changbin'e döndüm. "Sen masum değilsen benim suçum ne? Hem ne konuşmamızı duydun da bebek olduğumuzu anladın?"

  Omuzlarını silkti ve Minho'nun yatağına oturdu Changbin. Dalga geçmek için söylediği o kadar belliydi ki... "Çift olarak bile bebek gibi duruyorsunuz. Yani şöyle bir bakıyorum da Minho sana sığınıyor sen onu bebeğim diyerek sakinleştiriyorsun falan."

  Dedikleri ile Minho'nun bana daha çok sokulmasını sağlarken sinirle nefes verdim. "Bunu sen de yapıyorsundur eminim ki!"

  İlk bir kaç saniye ağzını açıp kapattıktan sonra derin bir nefes verip "Aman neyse." Dedi ve elindeki mıknatıslar ile oynamaya başladı.

  Minho biraz daha bana yaklaştığında nefesini kulağımda hissediyordum ve şu an duygularım gerçekten birbirine girmişti. İçimdeki öküzler bir rahat dursa olmuyordu zaten.

Psycho °Minsung° ✓Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ