Son Varis

By moaning__myrtle

81.1K 4.4K 1.2K

Scorpius Malfoy, kötü birisi olmadığına bu kadar eminken, Rose Weasley ile aynı gün gördüğü fakat birbirinden... More

Son Varis
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30 (I. Parça)
Bölüm 30 (II. Parça)
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34 (I. Parça)
Bölüm 34 (II . Parça)
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 42

Bölüm 41

1K 40 39
By moaning__myrtle

Merhaba arkadaşlar! Bu bölümle birlikte yeni başladığım kitabın birinci bölümünü Son Varis'le birlikte yayımladım. İlginizi çekecek daha farklı Scorose hikayesi okumak isterseniz Muggler'dan Saklı adlı kitabıma bakabilirsiniz :) Keyifli okumalar


Hagrid'in ne hakkında bahsettiğine dikkat toplayamayan Rose göz ucuyla Nora'nın yazısına bakıp duruyordu. Aslında pek fazla başka birinden bakarak yazmaya ihtiyacı olmadığından Rose'un bu davranışı Albus'un oldukça dikkatini çekmiş olmalıydı ki, sorarcasına baş salladı kuzenine.

"Geri kalmış olamaz mıyım?" diye fısıldadı yanıt olarak.

Scorpius, bakışlarını profesörden ayırmadan "Rose Weasley ve geri kalmak." dediğinde yanlarından alakasız şekilde gülenler olmuştu.

Belli ki olaylara karşılık hala gülebilecek olanlar vardı. Bu durum Rose'un canını oldukça sıksa da sesini çıkarmadı. Nasıl olsa dinlemeyeceklerdi bile, kendini yormanın gereği yoktu.

Kendi üzerinden dikkatleri dağıttıktan sonra cebindeki katlanmış notu saklıca çıkartıp hızlıca karşılaştırdı. Yazıların uzaktan yakından alakası yoktu. Nottaki yazı biraz daha eski harflere benzeyen dağınık bir el yazıydı, Nora'nın yazısı ise öylesine düzgündü ki, sanki daktilo ile yazılmış gibiydi. Kafası karışınca notu tekraren katlayıp cebine yerleştirdi. O gün Slytherin'le başka ortak dersleri yoktu ama Scorpius'un yazısını görmek zorundaydı. İçini doldurup taşıran sabırsızlık yüzünden ne yapacağını bilemedi. Kalkıp yanına oturmaya cesareti vardı, gerçi bu dikkat çekmesine yol açardı. Albus'un saçmalıklarını yeniden dinlemek istemiyordu.

"Bu cümle bana biraz mantıksız geldi, Nora. Yazdığına bakabilir miyim, Scorpius?"

Rose'un sorsunu ters bakışlarla yanıtlayan Malfoy, "Not tutmuyorum, aklım yetiyor." dedi.

Cevap vermemek için dişlerini sıktı kız ve yeniden önüne döndü. Oturduğu taş zaten kalçasına batıyordu ve ayağı yeterince uyuşmuştu. Gerekirse onu sabaha kadar takip edip o gün yazısını görecekti. Eğer tutmazsa Harry Potter'a gidecek, notu tesadüf üzeri bulduğunu söyleyecekti. Bahane olarak yalnız başına ağlama olayını göstermek mantıksız olmazdı gerçi.


Geçmek bilmeyen ders sona erdiğinde Scorpius hızla ayaklandı ve tek başına ilerlerken onu takip etmek istedi. Fakat Albus Severus Potter hakkında kendini ilişkiler polisi sanan kuzeni yeniden bir bariyer gibi hayaliyle dikilmişti önüne. Nora ise Sırlar Odası'nın İtalya'daki ününü anlatmaya başlamıştı.

Merlin.

Kim umursar şimdi bunu? Mecbur kalmıştı artık, zorla dinliyordu. Yine de gözleri hala fazla uzaklaşmamış Scorpius'un üzerindeydi. 

Aklına ilk gelen "yalnız kalmak istiyorum" sözüyle yanlarından uzaklaştı. Binaya girmeden bahçenin açık alanında Scorpius'u görünce sevinerek yanına ilerledi ama çocuk tek değildi. Yanında kumral, yapılı biriyle konuşuyordu. Gryffindor altıncı senesinden biri olduğunu biliyordu sadece. Yaklaştıkça siması tanıdık geliyordu, yine de konuşmaları tam olarak anlayabilecek mesafede değildi ki Scorpius'un yakasına yapışıp onu tutarken etrafına bağırarak konuştu.

"Babanın ve ailesinin Voldemort'a zamanında verdikleri desteği bilmiyoruz sanki! Kendinizi kabul ettirmek için söylediğiniz yalanları yutmayız artık. Drew haklıydı, değil mi? Korkaksınız siz, bu yüzden kimi güçlü sandıysanız ona sığındınız."

"Johnny! Saçmalama." diyerek yetişti James.

Şimdi hatırlamıştı işte. Johnny, takımın oyuncularındandı. Slytherin'den kesinlikle hoşlanmadığını bilmeyen yoktu, özellikle o binayla olan maçlarında ayrı bir kabalaşıyordu.

"Konuşmak yerine gidip süpürgene bakım yap derim. Uçuşların saçmalaşmaya başladı."

"Malfoy yüzünden maç mı kalacak sanıyorsun, James? Sırlar Odası açıldı artık, elimizde yapacak aktivite bırakmayacaklar ki!"

James en sinirli ifadesini yansıtıyordu. Burnunu çektikten sonra tek eliyle Johnny'yi silkeleyip ellerini Scorpius'un üzerinden çekmesini sağladı. Bu çocuğun son zamanlarda ettiği kavgalar o kadar çok çoğalmıştı ki, sürekli Rose'un yanında oluşuna denk geldiğinden artık sinirleri bozulmaya başlamıştı. Johnny de zaten pes edip gidiyordu.

Sağol gibisinden laflar homurdandığında James boşvermesini söyledi. İnanıp kendi hallerinde dedikodularla suçlama yapanlar çoğalacaktı. Rose bile sevdiği adamdan şüphe duyarken, geriye kalan insanlar ne düşünürdü?

"Babam üçünüzle konuşmak istiyor. McGonagall'ın odasına gidin. Emma ve şu öldürülen Hufflepuff ile ilgili sorular soracakmış. Siz gidin, ben Albus'u gönderirim."

Scorpius oflayıp kendisini ilgilendirmediğini söylese de James duymazdan gelip ilerlemeye devam etti.

İnatçı, kendini bilmiş, mızmız, uyuz ve sinir bozucu olmasına rağmen her haliyle çekici duruyordu. Dudakları soğukta durmaktan pembeleşmişti. Resmen kendine çekiyordu. Geniş omuzları uyumak için öylesine güzellerdi ki, aniden sarılıp kokusunu içine çekmek istedi. Henüz şüpheleri gerçekliğe kavuşmamıştı. Eğer bunların hepsi gerçekse ne yapacağını bilmiyordu, belki de o kağıdı kesin verirdi. Gri gözleri kendine bakmazken bile soğukluğu insanı kendine hapsedebilecek yönde güzelliğe sahipti.

Kolundan tutup yürütmeye başladı, Scorpius'u. Son bir kez daha olacaktı. Ölümün ne zaman geldiği belirsiz olan bu zamanda birbirlerini kaybetmeden bir kez daha yapacaktı. Kendini mutlu etmek için yaşamıyor muydu zaten insanlar? Hayatı güzel yapan mutluluk değil miydi?

Bina duvarının ardında saklanıp kollarını Scorpius'un boynuna dolayıp gözlerine baktı. Okuyabilirdi belki ne kadar çok sevdiğini. Hiç fırsat edinmemişti ki mavi gözlerine bakmaya. Sürekli kaçmaktan başka yaptığı yoktu. Rose ise üstüne gitmeye karar verdi. Daha çok yaklaşınca Scorpius kaşlarını çekip başını geriye çekti.

"Ne yapıyorsun?"

"Sana bir kez daha sarılmak istiyorum, Malfoy."

Rose kollarını daha çok sarıp başını omzuna yasladı. Kokusu baş döndürürken tüm düşüncelerini silmek istedi kafasından. Sarılmasına karşılık alınca yüzünde bir gülümseme oluştu istemsizce. Son defa, dedi içinden kendine. Şüpheleri doğruya çıkarsa Scorpius'a son yakınlığıydı. Bu sene Hogwarts başlamadan biten sevgileri ağırlamıştı. Yitirmeden değer vermeyi öğretiyordu belki de.

Scorpius, turuncu saçları okşadı ve kızın kokusunu içine çekti. Yüzünü Weasley turunculuğuna gömdü ve "Ah, Rose. İçimde neler olduğunu bir bilsen..." dedi.

"Ben söyleyeyim, Scorpius Hyperion Malfoy. Ben kabul ediyorum ama beraber olduğunuzdan James'in haberi olmasın. Tabii ki büyükbabamın da. Seni öldürürler." 

Albus'un sesini duyduğunda Rose sanki "Stupefy" yemiş gibi ittirilmişti. Sekeleyerek yere düşmekten kurtulmasının ardından saçlarını düzeltip boğazını temizledi. Scorpius ne yapacağını şaşırmış halde bir Rose'a, bir de sırıtan Albus'a bakıyordu.

"Beraber değiliz." deyip parmağını yeşil gözlere sokarcasına kaldırdı ve "Kes sırıtmayı. Beraberlik yok, hiçbir şey yok." diye ekledi.

"Pekala, Bay ve Bayan Malfoy. Babam bizi bekliyor."

İkisinin de yüzü kızarmıştı. İlk kez Scorpius'u utanarak görüyordu ama yüzüne bakamıyordu. Beraberce binaya girip ilerlerken -stresten olsa gerek- Malfoy önden ilerliyordu. Rose yerin en altına girip çığlıklar atmak istiyordu. Aynı okuldalardı, onlarca ortak dersleri vardı, iksir dersinde beraber oturuyorlardı ve ona sarılmak için en saçma anı seçmişti. Duygu karışıklığı yaşıyordu. Yaptığından asla pişman olmayacağını düşünmüştü fakat Albus'un bilmesini istemiyordu, henüz kimsenin bilmesini istemiyordu. Beraber olsalardı saklayacak hali yoktu ve sorun da bir türlü beraber olamayışlarıydı zaten. İnadına tutulup asla yeniden Rose'a yakınlaşmazsa kuzen katili Weasley başlıklarıyla Gelecek Postası'na haber olma ihtimali oldukça yüksek derecedeydi. Ne söyleyeceğini de merak ediyordu. Albus, duştayken çalan kapı zili gibi dalmıştı.

Merlin.


Profesörün odasına girip Harry'yi selamladılar. Kızarmış yüzleri yol boyunca az da olsa kendine gelmişti. Birer sandalye çekip odadaki masanın etrafına oturdular. En başta Scorpius olmak üzere teker teker nasıl olduklarını sordu Harry. Nasıl olabilirlerdi ki? Etrafta dolaşan koca basilisk, aşk hayatı çamura batmış, en yakın arkadaş uçup gitmiş. Yine de klasik şekilde iyiyim havaları oluştu içeride.

"Pekala. Sizlerle konuşmak istememin sebebi, bir arkadaşınızı kurban vermek zorunda kalmanız. Tony ile ayrı olarak özel görüşeceğim çünkü onun için biraz daha derin konu. Yanlış hatırlamıyorsam, Emma seninleydi ve ardından tek bırakıldı. Tıpkı Marcus gibi." dedikten sonra ufak bir parşömen kağıdı çıkarıp masaya koydu.

"Arkadaşlarının söylediğine göre bunu Hagrid'in baykuşu getirmiş. James'in daha önceleri anlattığından bildiğime göre o baykuşu çağırması pek zor değil. Yine de başkanım onunla birlikte konuşma yapacak. Benim şüphemi çeken farklı durum ise Drew adındaki Slytherin öğrencisi. Emma olayında oradaydı, bu sabah Scorpius hakkında konuşmaları oldu. Ayrıca ikinizin anlaşamadığını herkes biliyor. Hastane Kanadının önünde yumruklaşmanızdan. Lütfen, Scorpius eğer bildiğin varsa benimle paylaşman herkes için en iyisi olacak."

Scorpius gözlerini devirip bu konuda bilgisi olmadığını söylese de Harry Potter'ın üzgün bakışlarından inanmadığı okunuyordu. Aklından neler geçtiği bilmeye can atıyordu Rose. Dayanamadan bahçede geçen Johnny olayını başından sonuna kadar anlattı kız. 

Fakat Scorpius bu durumdan yeterince rahatsızlık duyduğunu ifade edecek bakışlar fırlatıyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

32K 1.7K 11
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
412K 49.6K 33
alfa jungkook, en yakın arkadaşının kardeşi olan omega taehyung'a deliler gibi aşıktı.
23.2K 3K 19
O hep "kırılmadım sorun yok" diyordu, fakat ruhu yavaş yavaş ölüyordu. Texting&düzyazı
40.6K 8.6K 25
kim taehyung, intiharın eşiğindeyken jeon jungkook ile tanışır. agust d - so far away