dark sail

Autorstwa ahlavi

216K 18.5K 26.1K

"bazen tüm acıyı hatırlıyorum. bu yaralar iyileşecek gibi gözükmüyor. merak ediyorum, daha ne olabileceğini... Więcej

0- prolog
1- ı'm possesed by her
2- ın the shadows cast on devotion
3- new drama
4- ı'm not entirely here
5- ı think ı found hell
6- ı wasn't you listening
7- princess
8- if ı run away
9- he said me haffı
10 - my heart is beating the same
11- if I do, I do
12- don't you cry
13- then ı'm on my own tonight
14- life lined up on the mirror
15- ı'll say ı'm fine
16- but ı don't mind being patient
17- ı lose my turn every time, ı look into your eyes
18- metanoia
19- if only you knew
20- paper sail
21- let me kiss you
22- always wanna go but you never wanna stay
23- ı want you to touch me
24- black hole
25 - ı know ı'll fall in love witth you
26- ı'm come princess
27- ı love you
28- ı guess it makes me smile
29- and sell your soul, not your whole self
30- there aren't many words that ı can say
31- ı'm dying to let you know
32- some part of me feels a little bit naked and empty
33- ı stand naked
34- love sings, when it transcends the bad things
35- swimming through the woid
36- ı'm sweating now, ı'm moving slow
37- you like mother
38- go ahead and cry little boy
39 - you'll never know what thay might do
41- keeping me from seeing the real thing
42- my heart still has a beat, love is now a feat
43- with everyting happening today
44- you don't know wheter you're coming or going
45- but you think that you're on your way
46- life lined up on the mirror dont blow it
end - ı see the scars that reamin, ı see you, Louis ∞

40- everything is shattering and it's my mistake

2.7K 286 311
Autorstwa ahlavi

y/n; medyada ki müzikle okumanızı rica ediyorum
bir kısımda o müzikle okumanız daha anlamlı olur

***

Üstüne koyu yeşil tişörtünü geçirip Harry'nin giyinmesini beklemeye başladı. Harry, tişörtünü çıkartıp tenini belli eden transparan siyah gömleği üstüne giyinip düğmelerini ilikledi. Eşofman altını çıkarttığında, siyah dar pantalonunu giydi ve yatağa doğru geldi. Harry bedenini kendine çekerken kollarını onun boynuna doladı.

"Gitmek istemiyorum." Mıraldanarak boynunda dudaklarını sürttü. "Bu odada seninle kalmak istiyorum."

Harry saçlarını eliyle düzeltip kolunu beline sardı.

"Hadi artık saçlarım bozulsun istemiyorum!" Koridordan Kevin'ın ciyaklamaya benzer sesini duyduklarında iç çekip gülümsedi Louis.

Kendisi, nefret ederken, bir başkası bu işten keyif alıyordu.

"Daha fazla bekletmeden gidelim." Ayağa kalkacakken, Harry kolundan çekip dudaklarını, dudak hizasına getirdiğinde dibinde duran yeşil gözlerde gözlerini gezdirdi.

"Eğeğer, bugün bir şey olursa-" Duraksadı. "İlk benim yanıma gel olur mu? Seni bir köşede tek başına bulmak istemiyorum Lou."

Harry'nin titreyen sesi dudaklarına çarparken gözleri dolmaya başlamıştı. Kafasını yavaşca sallayıp yeşil irslerden gözlerini ayırmadan dudağını dolğun dudaklara bastırdı.

***

Merdivenlerden aşağı indiklerinde nefesinin tıkandığını hissetti. Harry, evin çıkış kapısına doğru yürürken, arkasında kalan merdivene döndü. Elini saçlarından geçirip merdiven basamağına adım attı.

"Louis?" Arkasından Harry'nin sesini duyduğunda ona doğru dönüp, "Tuvalete gitmem gerekiyor." dedi.

Harry kafasını sallayınca basamakları teker teker çıkıp tuvaletin
içine girdi. Kapıya yaslanıp derin nefesler aldı ve kafasını yanlara sallayıp lavaboya doğru ilerledi. Msluğu açıp eline doldurduğu suyla yüzünü yıkadı.

'Öğrendiğin sürece bilmeye ihtiyacın olan, her şeyi bulacaksın.'

Yüzünü sertçe suyla buluşturdu.

'Seninle konuştuğumu biliyorsun.'

Annesinin sesi kulağında yankılanmaya devam ederken göz yaşları eş zamanla suya karışıyordu. Nefes almak için ağzını açtı.

'Seni görüyorum Willam, bakıyorum...'

Lavaboya tutunarak yere oturduktan sonra elini ağzına götürüp hıçkırıklarını gizli tutmaya, yüzünden akarak tişörtünü ıslatan su damlalarıyla birlikte akan göz yaşlarını silmeye çalıştı...

"A-Anne." Soğuk fayanslarla kaplı ortama fısıldadı. " Neredesin?"

***

Tişörtünün ıslak oluşunu umursamadan merdivenlerden inmeye başladığında, arkasından adım sesleri duymuş ve merdinenin başına doğru bakmıştı. Peter'ı gördüğünde bir süre ona ifadesizce bakan gözlere baktı. Peter, basamaklardan inip yanına doğru gelirken, onu izlemeye devam etti.

Ona doğru yaklaştığında, arkaya doğru gitti. Bakışlarını ondan çekti ve merdivenleri inip kapıya doğru ilerledi. Arabaya bindiklerine Harry'nin yanına oturdu ve elini siyah gömleğinin eteklerine götürüp, sıkıca tuttu.

Cehenneme varana kadar da ona sıkıca tutunmaya devam etti.

***

"Bu gece çok eğleneceğiz gibi, ha?" Dan, Kevin'ı kolunun altına alıp, ağzına kadar dolu olan ve yüksek sesle hafif dumanlı ortamda dans eden insanlara bakarak konuştu.

Louis, ilk defa buranın bu kadar dolu olduğunu görüyordu. Elin burnuna götürüp havadaki içki kokusunu azaltmaya çalıştı. Çocuklar insanların arasına karışırken, karşısında Sam'i biriyle sohbet edip sırıttığını gördü ve yumruğunu sıkıp ona doğru ilerleyecekti ki, kolundan birisi tutuğunda arkasını döndü. Harry elinden tutup onu soyunma odasına doğru götürürken sessizce onu takip etti.

Kapının yanındaki boşlukta durduklarında Harry "Sakin ol." dedi ve elini yanağına koydu. "Şimdi değil. Onunla şuan konuşmanın ne yeri, ne zamanı." Dudaklarını öptü. "Henüz değil."

"Ne zaman, Harry? Benimle kedinin bir fareyle oynadığı gibi oynuyorlar." Elini Harry'nin elinin üstüne koyup başını salladı. "Susmak istemiyorum."

"Birlikte yapacağız. Her şeyi birlikte öğreneceğiz tek başına değil. Beni dinle, Louis lütfen." Bir süre gözlerinin içine bakıp kafasını aşağı yukarı salladı. Harry, gülümseyip yanağını okşadıktan sonra alnına dudaklarını bastırdı.

"Louis!" Andy'nin seslendiği duyduğunda, Harry'nin dudakları teninde gezerken kapattığı gözlerini açtı ve arkasını döndü.

"Artık hazırlanmanm gerek." Harry elini sımsıkı tutarken Andy'e kafasıyla onay verdi. Andy, soyunma odasına girdikten sonra tekrar Harry'e döndü.

"Seni seviyorum." dedi Harry, elinden yavaşca elini çekip yanından ayrılırken.

"Seni seviyorum, Harry." Ardından elleri birbirinden ayrıldı.

Harry'nin gidişini izledikten sonra elini saçlarının arasından geçirip soyunma odasından içeri girdi. Ağır parfüm kokusu burnunu kırıştırmasına neden olurken üstündekileri çıkartan Andy'e doğru yürüdü.

"Şimdi çıkacak mısın?" diye sordu.

"Evet, sen de çıkacaksın." dedi. "Ama bu sefer biraz farklı olacak."

Andy gözlerini kaçırarak konuştuğunda devam etmesi için mimiklerini kullandı. "Bugün sadece sen olacaksın. Biz önce çıkacağız ve sen tek çıkacaksın."

Andy'nin dediklerine anlam veremezken, gözlerini kapattı.

"Michael'ın senin için planları var."

"Andy, neden?" diye sordu ve gözlerini açtı. "Neden, sadece ben?"

"Dikkatler üzerinde Louis." Andy elini omzuna koydu. "Farkında değilsin ama ne zaman sahneye çıksan, tüm gözler senin üzerinde. İster istemez bakışları üzerine çekiyorsun."

"Bir şeyler olacak gibi hissediyorum." Gözlerini ona çevirip sırtını arkasında kalan dolaba yasladı. "Yine o kıyafetleri giyinecek miyim?"

Merak ediyordu, daha ne kadar burada yaşadığı her geceden kaç defa nefret edecekti?

Andy, kafasıyla onay verdiğinde, karşıda tarafta bulunan aynalara gözlerini çevirdi. "İstenileni yapacağım."

Bu beni, yavaş, yavaş öldürse de.

Yaklaşık yarım saattir kapı aralığından striptiz yapan Andy ve diğer çıkan kişileri izliyordu. Hepsi o kadar rahatça hareket ediyorlardı ki şu an bile kendini kasmaktan terlemeye başlamıştı. Üstüne giyindiği fileli çoraplar tenini kaşındırıken, kalçasını sıkan boxerla oldukça rahatsızdı. Üstüne giyindiği bazı yerleri deri kumaşlı olan yarım tişörtü farkında olmadan aşagıya çekip duruyordu.

Çıktığına yine aynı hareketleri yapacaktı. Önceden bunu yapmak için Andy'den yardım istediği günler aklına gelince kafası karışıyordu. Bazı zamanlar istemediği şeyleri ister haline gelmişti ve bunun ne olduğunu bilmiyordu.

Bazen mutluyken, birkaç dakika sonra ağlıyordu. Aklına takılan sorular yaşam enerjisini sömürüyordu.

"İyi misin?" diye sordu kapıyı kapatıp aynaya dönerken."Harry yanında iyisin."

Yapmak ve konuşmak istediği şeyler vardı. Mesela Peter'la konuşmak istiyordu. Gizemli duruşu ona karşı garip şeyler hissettiriyordu. Ürktüğü kadar merak da ediyordu. Harry ile arasında ki olanlar ciddi olaylardı. Evan'ın ölümü onda derin bir etki bırakmış olmalıydı. Peter'ın hareketlerini buna bağlıyordu.

Öte yandan korktuğu şeyler vardı. Sam ile konuşursa duyacağı şeylerden korkuyordu. Belki de, Sam söylediklerinde ciddi değildi, ama şundan emindi ki, rüyasında hissettiği her duygu gerçekti.

"Sıra sende." Tanımadığı siyahi çocuk kapıdan seslendiğinde elleriyle gözlerini ovaladı.

Çocuk kapıyı kapattığında aynaya döndü ve son defa kalçasında ki boxerın lastiğiyle oynayıp sadece göğüslerini örten tişörtü aşağıya çekiştirdi.

***

İnsan kalabalığının tek odak noktasıydı.

Barın ortasına kurulan striptiz sahnesini gördüğünde korkusu artmış, elleri titremeye, damağı kurumaya başlamıştı. Alt dudağını dişleri arasına alıp pembe tabakalı sahneye çıktı.

Islıklarla birlikte, ışıklar bir anda söndüğünde değişen müzikle etrafına bakındı. Mavi ışık açılıp sadece kendi üstünde durduğunda harekete geçmesi gerektiğini anladı. Müziğe ayak uydurarak, bacakları çapraz şekilde konumlandırıp bir manken edasıyla sahnede yürüdükten sonra ellerini direğe sarıp yavaş hareketlerde bacaklarını ayırdı. Kasıklarını direğe hızla yaslayıp yavaşça aşağıya doğru indi. Üstüne doğru atılan paraların rüzgarı suratına değip geçerken, bedenini geriye doğru attı.

'Nefret ediyorum.' dedi içinden.

Etrafta, sadece müzik ve insanların hafif sesleri vardı, Odak nokta sadece kendisiydi, ama o sadece kendi nefes sesine odaklandı. Dış seslere kendini kapattı. Bir bacağını direğe sarıp etrafında dönmeye başladığında, suratı ifadesizdi. Şu an sadece tek bir duyguyu yaşıyordu.

Nefret.

Sadece nefret ediyordu.

Yaşadıklarından, kendisine olan bakışlardan, her hareketiyle bedenine değen kirli paralardan...

"Nefret ediyorum." Nefesi boğazına takılırken, boynundan başlayarak yavaşca narin bedeninde ellerini gezdirdi. "Sadece nefret ediyorum."

Kendi kendine fısıldadı. Bu sefer sadece kendisi duydu, bağırmak isterdi. Bu sözü söylemek için bağırmak, içinde susmak bilmeyen çığlıklarını bastırmak isterdi.O çığlıkları sadece kendisi duyuyordu.

Müzik sonlanmaya başlarken, iki elini de direğe sardı ve derin bir nefes alarak ağırlığını ellerine verdikten sonra bacaklarını direğe doladı. Aynı anda müşterilerden derin bir ses çıkarken, boynunu geriye atarak direkte vücudunu döndürdü.

Işıklar kapandı.

Mekanın ışıkları eski haline dönerken, kendi toparlayıp derin nefesler almaya başladı. Bakışlarını yukarı doğru kaldırdığında, Michael'ı ve yanındaki Sam'i gördü.

Michael, elindeki içkisiyle paraları işaret etti. İçindeki nefret duygusunu gözlerine yansıtarak hâlâ atılmaya devam eden paraları onun gözlerine bakarak toplamaya başladı. Paraları elinde buruştururken, boğazından küçük bir hıçkırık kaçtı.

"Senden korkmuyorum, Michael." dedi sessizce. "Sana boyun eğmeyeceğim."

Sesi yüksek müzikte, çoktan kaybolmuştu...

***

y/n: bölüm purplesigh 'in umarım beğenirsin

wow! 40. lümdeyiz!
bölümler uzuyor güya ben, 10 bölüm falan daha uzar diyordum ama isteyenler var kararsızım.-.
yine de ilginiz için teşekkür ederim💙

Czytaj Dalej

To Też Polubisz

14.8K 893 27
Will düştüğünü hatırlıyordu. Sonrasındaysa Jack için çalışmadan aylar öncesine uyandığını. Hannibal ile tanışmadan aylar önce. Geçmişinden bağımsız...
8.8K 637 8
Sezon dört kurgusudur. "Söylesene Will." dedi. "Uçurumun kenarından bizi attığında, ölümü mü diliyordun?" Will yutkunduğunda, hafifçe titreyen elle...
5.3K 424 27
Dünyaca ünlü psikolog Xiao Zhan, ülkesine döndüğünde ilginç bir vaka ile karşılaşır. Bir aydır kayıplara karışan ve ardında sadece sırlarla dolu günl...
1.6K 165 19
Rusya'da fakir bir avukat olarak çalışan Lee Won, Nikolai'nin görevi konusunda anlaşmazlığa düşen Belediye Meclis Üyesi Zdanov'u ziyaret eder ve orad...