Son Varis

By moaning__myrtle

81.1K 4.4K 1.2K

Scorpius Malfoy, kötü birisi olmadığına bu kadar eminken, Rose Weasley ile aynı gün gördüğü fakat birbirinden... More

Son Varis
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30 (I. Parça)
Bölüm 30 (II. Parça)
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34 (I. Parça)
Bölüm 34 (II . Parça)
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42

Bölüm 15

1.7K 108 16
By moaning__myrtle

Vaughn kalkıp gittikten sonra Tony onun eski yerine ayaklarını uzatarak oturdu. Belki daha önceden de yaptığı gibi Albus ve Scorpius'u konuşmaları için yalnız bırakabilirdi. Aslında Emma ile uğraşsa da olurdu. McLaggen'dan sonra da Daniel çıkmıştı birde başına. Hangi birine yetişebilirdi ki? Tony ile bir yere katılacaksa eğer başka bir erkekle takılması saçmalıktı. Gelecekti. Gelmek zorundaydı. Kafasında bin bir olay dönüyordu. Tokadın acısını alması lazımdı. Lanet olasının kıpkırmızı eliziyle dolaştığını hatırlıyordu. Albus elini koyup ölçmeye bile çalışmıştı. Onu canı istediği için öpmüştü aslında. Tokadı hakettiğini biliyordu ve bu yüzden şu güne kadar böyle acısını çıkarmak istememişti. McLaggen'ın da dalga geçmesi bardağı taşıran son damla olmuştu. Vaughn, bale yapmasını söylediğinde alınmamıştı ama tokat konusunu açtıklarında sinirleniyordu.

Esas soru neden gidip öptüğünü kabul etmediğiydi, değil mi? İşin aslı başlarda inkar edip sinirlendiğini izleyerek eğlenmek istiyordu. Her zaman ona böyle yapıyordu. Şu güne kadar ne zaman yalnız kalsalar diğerleriyle olurken konuştuğu ya da baktığı gibi bakmıyordu. Milletin içinde sergilemesine gerek yoktu, sadece ona karşı böyle olsa da yeterdi Tony için ama bazen Vaughn'a kadar kıskanıyordu. Daniel kimdi de onun iki gündür dibinden ayrılmıyordu? Ağzının payını verecekti şu Cadılar Bayramı'ndan önce. Bu sene kutlamalarda bir farklılık olacağı lafı dolanıp duruyordu. Tek dileği ne olacaksa onun işini zorlaştırmayacak bir şey olmasıydı. 

Tony, ayağının tekini sallamaya başladı ve Albus'a döndü. "Nora nerede?" diye dalga geçse şimdi Scorpius ciddiye alacaktı. Ne saçmalamıştı sahi o gün anlamamıştı. Yinede kimseye bahsetmedi tabii. Ani bir sinirle söylemişse ve Tony bunu birisine söylere eğer, kafasını nefessiz kalana kadar göle sokabilirdi. Hiç bir zaman böyle düşündüğünü görmemişti. Nora'dan pek hoşlanmamıştır belki de diye düşündü. Tony sevmişti ama. İyi bir kızdı ve -hem fiziksel hem öğretici olarak- güzel bir İtalyanca öğretmeniydi. Ne kadar çok güzel telafuz etmediğini söylesede şimdiden "gökkuşağı" diyebiliyordu. En son "Nasılsın?" demeyi öğrenmişti. 

Konuşmadan da dayanabilirdi aslında. Zaten derse girmelerine az kalmıştı. Şimdi Albus ve Scorpius'un muhabbetinin içine dalıp olmayan ciddiyetlerini bozmak istemiyordu. Düşünmekten de sıkılınca -sık sık sıkılırdı bundan- cebinden kulaklığını çıkardı. Kablo her zaman olduğu gibi kendi kendine dolanmıştı. O kadar çok düğüm oluşmuştu ki üşenip geri cebine tıktı.

Albus onu fark edip "Üşengeçlikten öleceksin diye korkuyorum, Tony." dedi. O izin vermedikçe Albus onu sinirlendiremezdi! "Lily ile evlendikten sonra tüm ayakişlerini bile ben yapacağım, Al! Sence o kadar da üşengeç miyim?" diyerek inkar edince Albus ve Scorpius muhabbetlerine geri döndüler.

Üşengeç, Tony'nin ta kendisiydi aslında. Odasını toplamaya üşendiği için dağıtmaz, kıyafetlerini tekrar ütületmeye ve onları katlamaya üşendiği için atletlerine kadar askıyla dolabına asardı. Üşengeçlikten evde kalacaktı! 

Dönüp bahçeye göz gezdirdiğinde onları görmüştü. Emma, Daniel ve Daniel'ın arkadaşları orada duruyorlardı. Emma bir şey anlatırken diğerleri gülüyordu. Birisi gülerek Daniel'ın omzuna vurmuştu. Salak, Em. Diğerlerine "Derste görüşürüz." dedikten sonra kalktı. İkiside önemsemeyince memnun kalmıştı. Onlara yaklaşırken onu ilk fark eden Emma olmuştu tabii. Daniel ise onun bakışlarını takip edince farkına varmıştı. Orada gelmesinden memnun kalmayan tek kişi Emma gibi gözüküyordu. Daniel ona "Hey, Tony!" diye selam verince sadece başıyla selam verdi.

Emma'ya dönüp "Benimle gel." dedi. Kız, gelmeyeceğini söylediğinde "Konuşmamız gerek, Em. Bu konuyu herkesin içinde açmamı istemezsin herhalde." dediğinde kız önce Daniel'a sonra Tony'e bakmıştı. Çocuğun ifadesinden, bir şey anlamadığını çözmek kolaydı. Sonunda onunla gelirken birlikte onlardan uzaklaştılar.

Görüş alanlarından çıktıklarına emin olduğunda dönüp kızın kolunu tutmuştu. "Ne yapıyorsun?" diyerek kendini geri çekmeye çalıştığında kolunu daha çok sıkmıştı. "Salaklık etme de beni dinle Emma Greenburg." dedi dişlerinin arasından.

Başarısız olmaktan sıkılmazmış gibi kolunu tekraren çekmeye çalışmıştı. Onu durdururken "Neden Rose ile değilsin?" diye sordu. "Seni ilgilendirmez, Tony. Bırak şu kolumu!" dediğinde bırakmıştı. Ona yaklaşıp "Benimle geleceksen onlarla görüşmeyeceksin." dedi. Emma gözlerini kısarak ona bakmaya başlamıştı. Onu sinirlendirmek için özel çaba mı sarf ediyordu?

"Seninle gelmeyeceğim."

Bu sefer sinirlenme sırası ondaydı. Kaşlarını kaldırıp "Benim yerime Dan ile mi gideceksin, Em?" dedikten sonra güldü. Ellerini iki yana açıp "Bana olan duygularını herkes biliyor ve sen geri çevirmeye çalışıyorsun -ki sana öyle bir hak falan vermedim- fakat şansını da denemekten bıkmıyorsun. Hazırlansan iyi edersin. Hatta uyumlu birer kostüm bile seçebiliriz." dedi.

Cevap vermediğinde işaret parmağını onun çenesinin altına koydu. Kız elini itince bu sefer kendi ellerini kızın beline yerleştirdi. Kollarından tutup itmeye çalışırken Tony ona daha da çok yaklaşmıştı. Kızın ellerinin titrediğini kendisi bile hissediyordu. Bunu fark edince güldü. Kulağına eğilip "Cadılar Bayramı için benimle gelecek misin, Emma?" diye fısıldadı. Kız bu sefer onu omuzlarından sertçe itmişti. Tony bilerek çekildiğinde kız "Beni rahat bırakırsan seninle gelirim." dedi.

"Onlarla görüşmezsen sorun çıkacağını hiç sanmam." diye onu yanıtladı Tony. "Sadece takılıyoruz. Rose bu sıralar hep kütüphanede anlıyor musun? Aynı zaman da Daniel benim sahiden-" dedikten sonra lafını yarıda kesti ve bu kez sinirli bir tonla "Sana bir açıklama yapmak zorunda değilim!" dedi ve okula doğru yürüdü.

Salak kızı bırakıp sınıfa gitmek için yürürken merdivenlerde Albus ile karşılaştılar. Birlikte sınıfa ilerlerken Albus "Scorpius'un bir derdi var. Ne bilmiyorum ama bir şeyler var ve anlatmıyor. Sen gittikten sonra konuştuk. Yine anlatmadı. Ne dersin?" diye sorduğunda aslında cevabı biliyordu. Nora konusundan dolayı bozuyordu herhalde moralini. Kabul etmesi gereken şey bu sebebin Scorpius için çok saçma olduğuydu. Her insan bazen saçmalar mantığıyla düşünüyordu şu an Tony ve evet kesinlikle sorun Nora olmalıydı.

Biçim Değiştirme için Profesör Hudson'ı beklerlerken Tony parmaklarıyla masada ritim tutuyor ve müzik mırıldanıyordu. Rose arkasına dönüp "Kes şunu, Tony!" diye kızdığında bu sefer iki eliyle masaya vurmuştu. Kız ona uzanıp vurmaya çalıştığında gülerek geriye eğilmişti. Profesör o an içeri girince Rose da önüne geri dönmüştü.

Bayan Hudson onlara her zaman ki gibi neşeli bir günaydın dedikten sonra elindeki küçük fincanı masanın üzerine bırakıp sınıfa döndü. Konuşmayı seven kafa dengi profesör ellerini kaldırıp "Size güzel haberler getirdim!" dediğinde herkes merak ettiğini belirten şeyler söylüyordu. "Sessiz olursanız anlatacağım." dedi. Tabii ki herkes susmuştu! Bu kadın güzel bir haber getirecek ve herkes merak etmeden oturacak öyle mi? Hadi ama ne zaman bir güzel haberi olduğunu söylese neredeyse her zaman en harikasını bulup getirirdi.

"Harika. Bu karar aslında okulda pek bir ani alındı. Biliyorsunuz ki 31 Ekim'e çok az bir zaman kaldı. Evet konumuz Cadılar Bayramı kutlamasıyla ilgili. Bu sene bir farklılık istedik bu doğru. Aslında dedikodularda olduğu gibi farklı olmayacak. İsviçre'ye gezi düzenleyeceğimiz gibi yalan şeylerdi. Bizim düşündüğümüz şey daha farklı aslında. Bay Longbottom'ın fikriydi ve biraz önlemler aldıktan sonra geriye tek ailelerinizin izinleri kaldı. Merak ediyorsunuz biliyorum. Bu sene Cadılar Bayramı'nı Hogsmeade'e gidip kutlama fikri aldık. Fakat sadece beş, altı ve yedinci yıllar için. Ailelerinize bu sabah mektup gönderdik. İmzalayıp geri gönderdikleri zaman izinli öğrenciler bizimle gelebilecek. Bu okul senesinde ki ilk Hogsmeade ziyaretimizin akşam olması gerçekten farklı olacak. Patner seçerek gelirseniz aslında gayet hoş olur. Şimdi, soruları alayım." dediğinde sesler yine başlamış ve çoğu parmak -Albusun parmağı dahi- havaya kalkmıştı.

Profesör, Sue'ya söz hakkı verdiğinde "Kostümle geleceğiz değil mi?" diye sordu. Profesör onayladıktan sonra diğerlerine söz hakkı vermeye başlamıştı. Bu işi cidden sevmişti. Emma bir an arkasına döndüğünde Tony göz kırpmıştı. Sahiden eğlenceli olacaktı. Tek sorun sanırsa ne giyeceğiydi.

Tony elini hızlıca ve dikkat çeken bir şekilde kaldırdığında profesör ona söz hakkı vermişti. "Partner şart mı?" diye sordu. Profesör, şart olmadığını ama hoş olabileceğini söylediğinde "Son bir soru daha soracağım Profesör. Acaba ben Albus'un kılığına girsem sizce partnerim kimin kılığına girmeli?" diye dalga geçince Albus onun koluna sert bir yumruk atmıştı. Gülen bir kaç kişi olmuştu bir kaç kişi de bıkkınlıkla söylenmişti. Arka sıralardan birisi "Voldemort!" diye bağırınca bir kaç kişi daha güldü. Tony gülerek "İyi fikir! Siz ne dersiniz Profesör?" diye sırıtarak sordu. Profesör bıkkınlıkla "Gryffindor'dan 20 puan. Saçma sapan sorular sorarsanız ve saçma sapan konuları Voldemort ile bir daha bağlarsanız gerçekten bozuşuruz." dediğinde Tony'e kızan sesler tekrar yükselmişti.

Emma'yı yanında Voldemort kılığında hayal edince pek bir komik geliyordu aslında. Yüksek sesle "Partnerimin kim olacağını bilseniz böyle kızmazdınız." dedi ve yeniden güldü. Cody ona "Oyuncak ayınla mı geleceksin?" diye seslenmişti. Tony gülerken kaşlarını kaldırıp "Hayır, Cody. Birlikte gitmiyoruz." dediğinde Cody'nin arkadaşı bile bile Cody'nin kulağına sahte bir kahkaha -gerçekten sahte ve rahatsız edici aynı zamanda sesli olan bir kahkaha- atmıştı. Profesör Hudson sonunda dayanamayıp "İptal edilmesini istemiyorsanız sessiz olun!" demişti. Sınıf yine sessizleştiğinde parmaklar yeniden havaya kalkmıştı.

Continue Reading

You'll Also Like

272K 25.5K 31
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
44.6K 4.7K 10
jjk: affedersin, tavşanımı hamile bırakan senin tavşanın mı? semetae / texting+18 (ağırlıklı) / text ~ #1-taekook {020524} #1-vkook {120424} #1-hayra...
154K 11.9K 103
Karanlık ve sırlarla dolu bir hayatı olan Dylan, hayatına almak zorunda kaldığı avukata daha önce hiç hissetmediği şeyler hissetmeye başlar.
491K 56.8K 39
çapkın bir omega olan kim taehyung, kızgınlıklarını geçirmek için gözüne alfa jeon jungkook'u kestirir