YB GELDİ. OY VE YORUMLARINI BEKLİYORUM. BU BÖLÜM BAYA İÇİME SİNDİ. UMARIM SİZDE BEĞENİRSİNİZ.
İYİ OKUMALAR. UNUTMA OY VE YORUM LÜTFEN.
-Bahar.
-Sevgilimle buluşucam. Üzgünüm sana vaktim yok.
-sevgilin kim lan senin?
-sanane Rüzgar. Unuttun mu-
-sen benim sevgilimsin. Oldu mu? Duymak istediğini duydun şimdi otur oturduğun yere.
-öküz. Duymak istediğim o mu sanıyorsun?
-değil mi?
-değil.
-ne peki?
Birkaç adım onun dibine yaklaştım ve fısıldayarak konuştum.
-seni seviyorum desen mesela.
***
Rüzgar'dan birkaç adım geri çekildim. Bana farklı bir ifade ile bakıyordu. Çözemeyeceğim karmakarışık bir ifade. Seni seviyorum. Evet bunu bana daha önce hiç dememişti. Hep benimsin falan dedi. Ama bana hiç seni seviyorum dememişti. Tam kapıya doğru yönelecekken kolumdan tuttu ve:
-bunu sana dedim defalarca.
-demedin. Sen bana hep benimsin falan dedin. Ama bana seni seviyorum demedin. Ya da dedin ama bunu sadece bana dedin. Benden başka kimse beni sevdiğini bilmiyor. Herkes beni senin sürtüğün sanıyorlar. sürtüğün
-bunun saçma ve dedikodu olduğunu seni sevdiğimi biliyorsun Bahar.
-ama bunu herkesin duymasını istiyorum Rüzgar. Herkesin.
-Bahar...
-ben adımı biliyorum zaten. Ben artık başka şeyler duymak istiyorum Rüzgar. Ben artık mutlu olmak istiyorum. Ben artık gülmek istiyorum. Ben artık sevmek ve sevilmek istiyorum. Ben artık seni istiyorum Rüzgar. Seni.
Gözümden damlayan tek bir damla gözyaşı ile evden çıktım. Taksi düğmesine bastım ve taksinin gelmesini beklemeye başladım. arkamdan dokunan el ile geriye döndüm. bu Rüzgar'ın yanındaki kızdı. Elif di adı. Ona biraz sinir ve kinle bakınca kız:
-bana öyle nefretle bakma. Ben sizin için buraya geldim.
-pardon? Bizim için derken?
-Rüzgar istedi. Biz onunla yetimhanede beraber büyüdük. Dosttuk. Bazen abim bazen erkek kardeşim oldu. Her zaman kardeşim oldu. Bugün buraya seni kızdırmak kıskandırmak için geldim. Yani her şey bir oyundu Bahar.
-eee?
-diyceğim o ki Bahar, Rüzgar sana aşık. Hemde sırılsıklam.
-bunu bana desin o zaman.
-demiş zaten.
-sen benimsin sen şuyumsun demekle olmuyor o işler.
-neyse ben görevimi yaptım. Gerisi size kalmış. Görüşürüz.
-hıhı.
Elif yanımdan geçti ve sessizce gitti. Bir korna ile irkildim. Taksi gelmişti.
***
Çalan alarm ile ayaklandım. Banyoya girdim. Gözlerim uykusuzluktan kızarmıştı. Dün evden çıkıp bara gitmiştim. Baya bir içtim. Eve geldiğimi falanda hatırlamıyorum. Off acaba noldu sonra ya? Dolabımı açtım ve sivil giyincektim. Okul formasını nadir giyiniyordum zaten. Biraz dolabımı inceledikten sonra siyah dar paça kotumu ve borda lacivert kareli dirsek kol gömleğimi giyindim. Kereste yüzünden giyincek bir şeyim yoktuki. Alışveriş yapacaktım okuldan sonra. Saçlarımı tepeden dağınık bir topuz yaptım. Hafifi bir makyaj ve siyah omuzdan çantamı alıp odadan çıktım. Aşağıya indiğimde Rüzgar masada oturmuştu. Başını kaldırıp bana baktı. Dikkatlice süzüp geri kahvaltı masasına döndü. Biraz sinirli miydi? Ama neden ki?
# RÜZGAR'DAN DEVAM #
Bahar evden gideli yaklaşık dört saat oldu. Ama hala ortada yoktu hanfendi. Korumaları aradım:
-efendim Rüzgar bey?
-nerdesiniz?
-bir bardayız.
-hangi bar?
-Tibet beyin çalıştığı bar endim.
-Bahar nerde?
-içerde.
-siz kapıda mı bekliyorsunuz?
-bizi yanında istemedi efendim.
-siz nasıl böyle bir aptallık yaparsınız. Hemen içeri girin ve baharın yanında durun ben on dakikaya geliyorum.
-peki efendim.
Hızla telefonumu cebime koydum ve evden çıkıp arabama atladım. Sinirliydim. Ne bok yemeye gitti sanki bara. Barın önüne gelince hızla arabadan indim. Bara girdim. Karşıda korumaları ve Baharı gördüm. Hızla insanları itekleyerek onun yanına gittim. Elindeki bardağı alıp yere attım. Birkaç kişinin dikkati bize kaymıştı. Bahar ayaklanarak bana yaklaştı ve:
-noluyor Rüzgar bey?
- senin ne işin var burada?
-hiç biraz içmeye ve kafa dağıtmaya geldim.
-yürü eve gidiyoruz.
-ben hiçbir yere gelmiyorum.
-geliyorsun.
-gelmeyeceğim.
-geliyorsun dedim.
Bahar tam ağzını açacaktı ki bir kez daha onu kucakladım ve bardakilerin kahkahaları arasında bardan çıktım. Eve geldiğimizde o çoktan uykuya dalmıştı. Yine kucaklayarak odasına çıkardım. Tam yatağına yatırmıştım ki birden kalkarak lavaboya koştu. Bende arkasında girdim. Kusuyordu. Saçlarını geriye çektim ve ona yardımcı olmaya çalıştım. Lavaboya geçerek elini yüzünü yıkadı. Bana bakarak:
-ben iyi değilim.
-o kadar içersen olacağı bu.
-laf sokmasan olmaz dimi?
-olmaz. Hem suçlusun hem de daha konuşuyorsun hadi değiş üstünü ve yat.
-hıhı.
-odanın dışındayım. Üstünü değişince söyle.
-hıhı.
Odadan çıktım ve beklemeye başladım. beş dakika sonra içerden ses geldi:
-giyindim.
Odaya girdim. Pijamalarını giymiş. Yatağına ilerliyordu. Yatağa direk uzanınca bende geri kalan pikeyi üstüne örttüm ve alnına sıkı bir öpücük koyup odadan çıktım.
# BAHAR'DAN DEVAM #
Rüzgar tabağındakileri yemekten çok sinirle gözleri ile beni yiyor. Nolduğunu sormaya korkuyordum. Sormayacaktım da. Ya da yok ben dayanamam ki.
-dün gece ben nasıl eve geldim?
-gerçekten bunu bilmek istiyor musun?
-evet. Noldu ki?
-hımm. Ben aradım seni ama açmadın. Korumalardan yerini öğrendim ve o bara geldim. Ama sen eve gelmek istemedin. Bende yine seni kucaklayarak eve getirdim. Eve geldiğimizde uyuyordun. Ama birden lavaboya koştun ve içtiklerini çıkardın içinden. Sonra elini yüzünü yıkadık ve üstünü değişip yattın. Tabi gece boyu saçmaladın. Oda ayrı mesele.
-ne dedim?
-yok bana aşıkmışsın. Yok beni saatlerce öpmek istiyormuşsun. Benimle yirmi tane çocuk yapmak istiyormuşsun. Çocuk yaparken-
-ta-tamam sus. Sus lütfen. Ben bunları söylemiş olamam.
-söyledin. Hatta ses kaydı yaptım.
-sapık mısın sen?
-Vallaha dün gece sapıkça şeyler söyleyen ben değildim.
-dün geceyi unut tamam mı? Zaten sana inanmıyorum. Ben onları söylemiş olamam.
-istersen ses kaydını açayım. Kendi kulaklarınla kendi sesini dinle. Belki sonra inanırsın.
-ha-hayır. Ben okula gidiyorum.
Hızla masadan kalktım ve evden çıktım. Sesini bile çıkarmadı. Korumaların kapısını açtığı arabaya bindim ve okula gittim. Okuldan içeri girdiğimde tüm öğrenciler bahçedeydi. Tam okula girecektim ki bir ses ile durdum.
-Bahar.
Rüzgar'dı bu. Arkamı döndüğümde bana doğru geldi. elini bana uzattı. Anlamadım başta ama bende elini tuttum. Bana bakıyordu. Yine gözlerinde anlayamadığım duygular vardı. Birden elimden tutup beni bir adım öne çıkardı ve bağırarak konuşmaya başladı:
-herkes burayı dinlesin. Ben bu elini tuttuğum masum, güzel, iyi kalpli, çekici, inatçı, saf, temiz, tatlı kızı var ya çok seviyorum hem de çok. Bundan sonra herkes bilsin bunu. Ona yan gözle bakanın gözünü oyarım. Ona dokunanın o dokunduğu ellerini keserim, onu düşünenin beynine sıkarım, onun adını ağzına alanın dilini koparım, onun sesini duyanın kulak zarını delerim. Kısaca bu kız benim.
Sonra bana döndü ve:
-seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni seviyorum ilk ve son baharım.
BÖLÜM SONU