Louis, Andy ile biraz daha sohbet ettikten sonra aşağıya inmişti. Kevin ve Dan ayaklarını koltuğun önündeki masaya uzatmış bir şekilde ellerinde mısır gevreği zannettiği kaseyle televizyon izliyorlardı.
Acaba Harry neredeydi?
Adımlarını mutfağa yöneltip içeriye göz attı. Hiç kimse yoktu. Tam gidecekken tezgaha konulmuş jelibon paketlerini gördü. Zıplaya zıplaya jelibonların durduğu tezgaha ilerledi. Paketi açıp, birkaç taneyi ağzına attı. Gözünü kapatarak tadını çıkardı.
"Louis!" Arkasından Harry'nin sesini duymasıyla, ağzına doldurmaya çalıştığı jelibon dolu elini yere indirip ağzı dolu bir şekilde Harry'ye döndü.
"Ne yaptığını sorabilir miyim?" Harry söyledi ve kollarını önünde birleştirerek ona baktı. Jelibon dolu ağzını umursamadan konuşmaya başladı.
"Orodon no yopoyor gobo gozokoyorom?" (Oradan ne yapıyor gibi gözüküyorum?)
Louis ağzının içinden homurdanarak sordu ve kaşlarını havaya kaldırarak ağzındakileri çiğnemeye başladı. Harry kısa bir şekilde gülümsedi.
"Buradan bakınca ayıcık gibi gözüküyorsun." Söylediği şeye kaşlarını çatarken, Harry hâlâ gülüyordu.
Louis onu umursamadan paketi bittiği için diğer pakete geçip açmaya başladı. Harry yanına gelip paketi tutan eline vurarak paketin yere düşmesine neden oldu.
Ona ne yaptığını soran bakışı attığında, Harry kafasını olumsuz anlamda sallayıp Louis'ye baktı.
"Birinci ders: kalori aldıracak gıdalar yemek yok!"
"Affedersin?!" Louis ciyaklamıştı.
O kim oluyordu da Louis'ye karışıyordu?
Harry yanaklarını ve göbeğini şişirdiğinde Louis ne yapmaya çalıştığını anlamamıştı. "Bu sana tanıdık geldi mi?
"Ben bir kere öyle değilim!" Louis anladığında bağırıp karnını içeriye çekti.
"Elbette öylesin. Eğer müşteri çekmek istiyorsan, dediklerimi yapacaksın!"
Louis hangisine şaşırıcağına karar verememişti.
Louis'ye şişko demesine mi?
Yoksa..Emir vermesine mi?
"Bana emir veremezsin!" dediğinde, Harry dediği şeye alayla gülüp, kaşlarını çatarak kısa boyluya baktı.
"Bunu yapmak zorundasın." diyerek burnunu sıktı."Unutma öğretmen benim." Louis burnundaki parmağı itip kaşlarını çattı. Harry ukala bir şekilde gülümseyerek mutfağı terk etti.
Taburelerden birine kendini atıp başını ellerinin arasına aldı. Buradan kaçmak istiyordu ama kaçsa bile ne yapabilirdi ki?Birikmiş parası olsa bile nereye kadar dayanacaktı? Bir işe girse bile lise mezunu olduğu için almazlardı. Sam liseden sonra okumasını istememişti. Karşı çıkmaya çalışsa bile başarısız olmuştu. Polise şikayet etmek istedi Sam'i her ne kadar sevmese de, Louis için yaptıgı şey çoktu.
Louis böyle düşünüyordu.
Sam'de kendisini terk eder diye korkuyordu. Ama Louis onun kendisini böyle iğrenç bir yere getireceğini nereden bilebilirdi ki?
Jelibon paketini yırtıp umursamazca yemeye devam etti. Müşteri çekmek istemiyordu zaten. Kendini yakışıklı buluyordu.Ayrıca kilolu da değildi.
Lisede sevgilisi olmak isteyen kızlar vardı.(y/n; şu an Louis'nin ergen hali gözümün önüne geldi ağlyrm.)
Onlardan koşarak uzaklaşmıştı. Hem ne kadar sevgilisi olsun istese bile kendisini terk edeceklerinden korkardı hep. Bu korkuyla baş etmek zordu. Arkadaşları bir elin parmak sayısını geçmezdi. Bu yerde iki cinsiyetten de müşteri geliyordu. Hala alışmış değildi. Düşündükçe garip hissediyordu.
Karşı cinsle beraber olmak neyse ama hemcinsinle beraber olmak Louis'yi biraz geriyordu. Erkeklerden hoşlanıyor olabilirdi çünkü ne zaman bir erkekle bir araya gelse, onları istemsizce baştan aşağı süzdüğünü farkediyordu. Veya onları yarı çıplak gördüğünde içinde garip bir his oluyordu. İlk başlarda kendine inandıramasada, bu hep olmaya başlayınca, korktuğunu hatırlıyordu.
Burada ki herkes biseksüel veya gaydi. Üstelik Louis'den kat kat yakışıklılardı. Gözünün önünde bir el sallanınca, düşencelerinden sıyrıldı. Diego elinde ki sigarayla Louis'ye bakıyordu.
"Hey? Yine ne düşünüyorsun?" Diego gözlerini Louis'nin eline çevirdi. "Ayrıca benim jelibonlarıma ne yaptın dostum?" diyerek gülümsedi.
Önüne baktığında sinirden ayıcık jelibonları parçaladığını farketti. Elindekileri temizlemeye çalıştı.
"Üzgünüm b-ben masanın üstünde görünce dayanamadım." Louis kendini açıklamaya çalıştı.
"Tamam sakin olabilirsin ama onları öldürme dostum." diyerek sigarasını ağzına aldı. Louis ise gerçekten öldürdüğü jelibonları toplamaya başladı.
"Andy daha aşağıya inmedi mi?" diyerek elindeki son jelibonu çöpe attı.
"Dansına hazırlanıyor sanırım." Diego tabureye oturdu.
Louis, Andy'nin nasıl dans ettiğini merak ediyordu. Diego'ya teşekkür niyetinde gülümseyip, mutfaktan çıktı. Salona girip etraftakilere baktı.
Dan, Kevin ve Harry televizyon izliyorlardı. Onlara hiçbir şey demeden salondan çıktı. Merdivenleri çıkıp koridora girdi. Hafif bir müzik sesi duyduğunda sesin nereden geldiğini kontrol etti.
Tabiki de koridorun sonundaki striptiz odasından geliyordu. Yavaş adımlar atıp, striptiz odasının kapısına doğru ilerlemeye başladı. Geçerken odaların içinde biri var mı diye bakıyordu.
Striptiz odasının kapısında durup, biraz bekledi. Aslında girse Andy kızmazdı ama yinede girmeye çekiniyordu. Kapı kulpuna eliyle tutup bekledi.
"Merhaba."
Harry'nin sesini yine duymasıyla arkasına döndü. Koridorun başından Louis'ye doğru gelmeye başladı.
"Tanrı aşkına.. Her zaman arkamdan çıkmak zorunda mısın?" Louis sinirle söylendi.
Harry gülüp kendi odasına doğru adımladı. "Sen de her zaman bir şeyler karıştırmak zorunda mısın?" Tam ağzını açıp bir şeyler söyleyecekken lafı Louis'nin ağzına tıktı. "Çok konuşuyorsun.Hadi yanıma gel ve öğretmeninden bir şeyler öğren tatlım."
Louis cevap vermeden, odasına girdi Harry.
Louis ellerini iki yana açıp, kafamı olumsuz anlamda salladı. Biraz daha olduğu yerde dikildikten sonra, Harry'nin peşinden girdi. Yatağının üstünde oturmuş telefonuyla uğraşıyordu. Odadaki diğer yatağa oturup, Harry'ye baktı. Telefonu yatağa bırakıp Louis'ye döndü.
"Şimdi müşteri memnuniyeti. Öncelikli görevin sana gelen kişilerin memnuniyeti, müşteriyi ne kadar memnun edersen o kadar para kazanırsın." dedi. "Zaten bugün gideceğimiz mekanda birkaç taktik öğrenirsin. Kız ve erkek müşteriler ama genelde erkek olur . Hepsine nasıl istiyorlarsa öyle davranmalısın. Bakir misin?"
Louis ani gelen soruyla şaşkın şekilde Harry'ye baktı.Yüzünde hiç alay yoktu ama yine de şaşırmıştı. Hiçbir cinsiyetle beraber olmamıştı. Bir süre cevap vermeyince Harry kafasını olumlu anlamda salladı.
"Peki hiç porno izledin mi? "
Ah hadi ama!
Louis kafasını olumlu anlamda salladı.
Çünkü tanrı aşkına hangi erkek porno izlemez?
Harry arsızca gülümseyince, bu konuşmanın nereye gideceğini merak etti.
"Güzel..." Harry gözlerini vücuduna dikti. "O zaman pozisyonları veya sekso nasıl yapılır biliyorsundur?"
Louis kendini ağzı açık şekilde Harry'yi onaylarken buldu. Şu an utanmıştı ve neden hâlâ Harry'yi uslu bir çocuk gibi dinlediğini bilmiyordu.
Harry hâlâ sırıtıyordu.
"O zaman benim üzerimde de denemek ister misin? "
***
y/n; (ノ*゚ー゚)ノ
ヽ(*゚ー゚*)ノ
(ノ*゚ー゚)ノ
ヽ(*゚ー゚*)ノ
(ノ*゚ー゚)ノ
ヽ(*゚ー゚*)ノ
(ノ*゚ー゚)ノ