YB GELDİ. OY VE YORUM DİYORUM SADECE. GECİKTİ BÖLÜM AMA HASTAYDIM. SERUMLU KOLLA YB YAZAMADIM. OY VE YORUM BOL OLURSA YB AKŞAMA KADAR GELİR
OY VE YORUM LÜTFEN YA.
ÔNEMLİDİR.
MEDYADA YENİ BİR KAPAK TASARIMIZ VAR. SİZCE ŞİMDİKİ KAPAĞIMIZ MI YOKSA MEDYADAKİ TASARIM MI YENİ KAPAĞIMI OLSUN?
İpek hanımların arabasına bindik. İçimde ufak bir ürperti vardı. O kadar şeyden sonra onunla aynı evde kalmak benim için hiç iyi olmadı. Ondan uzak durmalıydım. Öfkeliydim ona. Onun yüzüne bakamazdım. Sesini duyamazdım. Ama şimdi ben onunla aynı evde kalacağım. Adalet mi bu? Nerede adalet. Ondan daha fazla iğrenmem için sanki herkes iş birliği yapıyor. Ah be Rüzgar ah be? Keşke o gece bana inansaydın da şu an boynumdaki izlerden kendimden nefret etmeseydim.
***
# RÜZGAR'DAN DEVAM #
Duştan çıkıp üzerimi giyindim. Aşağıdan sesler gelince bende aşağıya indim. Merdivenin son basamağında gördüğüm manzara beni şaşırttı. Annem ve Neriman teyze Baharım'ın koluna girmiş yürümesine yardımcı oluyorlardı. Bahar'ı salondaki tekli koltuğa oturttular. Ona bakmaya devam ediyordum. Ama o benim yüzüme bile bakmadı. Annem bana dönerek:
-Rüzgarcım, Bahar bir süre bizde misafir olacak.
-Peki. Sevindim. Yani tehlikede değil ya ondan sevindim.
-Anladık oğlum anladık.
Annem gülerek mutfağa geçti. Babam elinde telefon ile çalışma odasına , Neriman teyze de annemin peşinden gidince salonda ben giray ve baharım kaldık. Geçip Bahar'ın karşısındaki tekli koltuğa kendimi attım. Bahar başını koltuğa yaslamış gözlerini kapatmıştı. Gözünden bir damla yaş aktığını görünce kendime yine küfrettim. Daha fazla dayanamayarak:
-Bahar?
-Ne var?
-Özür dilerim.
Bahar başını kaldırdı ve bana bakarak:
-Dileme Rüzgar. Buraya annen için geldim o kadar. Sen bittin benim için Rüzgar. Bittin.
Ağzımı açmıştım ki salona giren kalabalıkla başım kapıya çevrildi. Ozan, Doğukan, Dünya, Kerem ve Savaş girdi. Kerem, Bahar'ın yanağından makas alıp kanepe oturdu. Dünya ona sıkıca sarıldı ve sevgilisinin yanına geçti. Ozan, yalaka gibi Bahar'ın elini öptü ve oda yerine geçti. Doğukan gülerek göz kırptı. Savaş. Daha onunla tanışmamışlardı. Savaş elini, Bahar'a uzatarak:
-Sen beni tanımasan da ben adını çok duydum. Adım Savaş.
-Memnun oldum. Bende Bahar.
Savaş'da oturunca, Dünya:
-Ee Bahar nasılsın?
-İyim. Ama canım sıkılıyor.
-Hım tüm olanları unutmaya ve can sıkıntımızı geçirmeye ne dersin?
-Nasıl olacak o?
-Bara gidelim. Tibet'in barına.
Bahar'ın cevap vermesine izin vermeden:
-Olmaz Dünya?
-Neden?
-Şeyden dolayı. Çünkü bugün sınıftaki birinin doğum günü partisi var. Oraya gideceğiz.
-Kimin doğum günü? Ben hatırlamıyorum.
-Barış'ın.
-Ben bilmiyordum ama neyse. İyi o zaman gidelim. Saat kaçta?
-Sekizde.
-İyi. Bahar' da o zamana kadar dinlenmiş olur. Rahatça da hazırlanırız.
Hepimiz Bahar'a döndük:
-Benim için fark etmez.
Dünya ayaklanarak:
-O zaman sen bir duş al. Sonra hazırlanalım.
İçeriden anneme seslendim:
-Anne!
-Efendim oğlum?
-Bahar hangi odada kalacak? Dinlensin biraz.
-Misafir odasına çıkarın oğlum. Odayı ona göre hazırladık zaten.
-Tamam anne.
-Ha bide Rüzgar çekmecelerde eşyaları da var.
-Tamam anne.
Tam ayağa kalkmış Bahar'a yönelmişken Bahar:
-Dünya sen bana yardımcı olsan daha iyi olur.
-Tabi canım.
Dünya ile beraber üst kata odaya çıktılar. Bende aklıma gelen fikir ile hızla ayaklandım. Arkamdan Ozan seslendi:
-Nereye?
-Partide görüşürüz. Acelem var.
-Ne oldu lan?
-Bu kez de Tibet olmadan kendi işimi halledeceğim.
-Ne işi?
-Görüşürüz kardeşim. İşim var.
Hızla evden çıktım ve arabama bindim.
# BAHAR'DAN DEVAM #
Dünya ile odaya girince ben yatağa oturdum ve odayı incelemeye başladım. pembe ve maviden oluşuyordu. Beyaz bir yatak, mavi bir dolap, pembe ve mavi bir makyaj masası, gümüş rengi boydan bir ayna ve mavi pembe beyaz raflarda kitaplar vardı. Dünya:
-İyi misin?
-Galiba.
-O zaman sen bir duş al. Sonra hazırlanalım,
Mırıldanmak ile yetinmiştim.
Bakışlarım tavanda iken Dünya:
-Bahar?
-Hı?
-Rüzgar ile nasıl aranız?
-O konu kapandı.
-Kapandı derken?
-Biz diye bir şey yok artık.
-Neden?
-Dünya gerçekten konuşmak istemiyorum.
-Peki tamam. Hadi gir sen duşa.
Ayaklandım ve çekmecelere yöneldim. Benim evdeki çamaşırlarım vardı. Dolabı açtım. Karar vermeye çalışırken Dünya bir kombin çıkardı ve bana verdi. Krem gömlek üstüne kırmızı küçük güller ve krem üstü tül bir etek çıkardı. Siyah büyük bir bileklik ve kahverengi bir kemer ile beyaz iki bileklik aldı takı kutusundan. Her şeyi yatağa koydu ve:
-Giyindiğinde bana seslen. Makyajını ve saçını yapalım.
-Fazla süse gerek yok.
-İnan bana iyi gelecek.
-Peki.
Dünya odadan çıkınca bende duşa girdim. O pisliğin islerinden kurtulmak için saatlerce duşta kaldım.
***
Şu an büyük güzel beyaz bir villanın önündeydik. Havuz tarafında olan parti yerine geçtik. Çok güzel olmuştum. Kendimle ilgilenmem aklımı dağıtmıştı. Hiç değilse birazcık yani. Bir masanın etrafına oturduk. Çevremi izledim. Herkes kahkahalarla gülüyordu. Dans edenler, sarılanlar, atışanlar. Eğlenceli bir ortamdı. Sahnede canlı müzik vardı. Genç bir kız sahneye çıktı ve konuşmaya başladı:
-Bugün hepimiz buraya eğlenmeye geldik. Canlı müzik ile. Ama şimdi okulumuzun popüler Piskopatı bizi kırmadı ve şarkı söyleyecek. Umarım Piskopat demem sorun değildir. Rüzgar.
Bakışlarım elinde gitar ile sahneye çıkan Rüzgar'a kaydı. Sahnedeki sandalyeye oturdu ve çalmaya başladı:
''Çok geç tanıdım seni
Ne de çabuk kaybettim sanki
Hiç bitmeyecek bir rüyaydın zannettim
Şimdi hasta bir çocuk gibi sokağa hasret
Dalarak hayallere yaşadım sanıyorum
Affedecek misin beni tekrar sevecek misin
Yoksa beni hayatından silecek misin
Ya beklerim sonsuza dek yada biter giderim
Ölüm beni bulmadan gelecek misin
Affedecek misin beni tekrar sevecek misin
Yoksa beni hayatından silecek misin
Ya beklerim sonsuza dek yada biter giderim
Ölüm beni bulmadan gelecek misin ''
Rüzgar sahnedeyken sürekli bana baktı. Ama ben ona nefretle baktım. O sahneden inince ben ayaklandım ve az önce Rüzgar'ı sahneye davet eden kızın yanına gittim. Kıza bir şeyler söyledikten sonra bende sahneye çıktım. Başta o, olmak üzere herkes şaşkınlıkla bana akıyordu. Arkadaki müzisyenlere söyleyeceğim şarkının adını söyledim ve mikrofonu elime aldım. Rüzgar'ın gözlerinin içine bakarak bende şarkımı söylemeye başladım.
''Ne sende,, ne bende bitmez gurur,,
Affetsem,, dön desem bİle yolunda durur..
Küskündür kopmuş hayaller hızla savrulur,,
Her büyük depremde taşlar yerini bulur..
Yetse ömür bir sen daha elbet bulur...
Ya da akan gözyaşı gibi,, yeniden yeniden yeniden...
Yetse ömür bir sen daha elbet bulur...
Ya da akan gözyaşı gibi,, ümitler kurur...
Dönmem,, geri dönmem...
Bu aşk ile yaşayamam...
Hani bizbize yeterdik,, her zoru yenerdik;
Yalan; bir benim kanan...
Dönmem,, geri dönmem...
Bu aşk ile yaşayamam..
Hani bizbize yeterdik,, her zoru yenerdik;
Yalan; bir ben kanan ...''
Şarkı bitince çalan alkışlar eşliğinde ger sahneden inip masaya geçtim. İnadım inat. Sen şarkı söyleyerek bana inat yaparsan bende inat yaparım.
#BÖLÜM SONU#