twelve

2.2K 179 73
                                    

Sabah alarmımın sesiyle gözlerimi açtım. Jennie'nin o çiğ sesini duymaya öyle alışkındım ki şimdi o boşluk hissini tam olarak hissedebiliyordum.

Bugün okula gidecektim. Devamsızlık hakkım oldukça azalmıştı ve artık yerime imza atacak herhangi biri yoktu. Dersten çıktığımda da Hoseok ve Namjoon'la buluşacaktım. O, hayatımın her anını ona anlatmamı istiyordu ama bunu ona anlatırsam bu arkadaşlarımı da aynı Yoongi gibi araştıracağını biliyordum.

Yatağımdan kalktım ve giyindim. Bir ara alışverişe çıkıp kendime yeni kıyafetler de almam gerekiyordu. Telefonumu elime aldım ve en son aldığım nota bunu da ekledim.

Lisa'nın önemli notları:
+ Ergen psikolojisi tezi yazılacak.
+ Market alışverişi yapılacak.
– Annemle konuşmam gerek.
– Hoseok'la buluşacağım. (Dersten sonra.)
+ Dönem ödevi yapılacak.
– Alışverişe gidilecek.

Telefonumu tam cebime koyuyordum ki mesaj attı. Uyandığım saati bildiği için buna şaşırmamıştım.

L: Günaydın. Benim Lisa'mın bu saatte uyanmış olması gerekiyor.

Lalisa: Uyandım zaten. Giyiniyordum.

L: Gerçekten çok uykucusun. Sabah 8'de zor uyanıyorsun. Neyle gidiyorsun okula?

Lalisa: Yürüyerek gidiyorum.

L: Bugün hava biraz soğuk. Şoför göndermemi ister misin?

Hayır! Hayır şoför gönderemezdi çünkü taşındığımı bilmiyordu.

Lalisa: Hayır! Benim pek spor yapmaya vaktim olmuyor da... Sabahları o yüzden yürümeye çalışıyorum.

Lalisa: Hem de hiç soğuk değil. Oh, mis gibi hava var. Hatta ne kadar sıcak yahu?

L: Peki madem. O zaman kalın giyin. Hasta olmanı istemiyorum.

Bir saniye... Şoför göndermek mi demişti o? Bu kimdi ki bana şoför gönderebilecek fırsatı oluyordu?

Lalisa: Tamam, kalın giyineceğim.

Taşınma işini ondan kurtulana kadar saklamak zorundaydım. Ondan sonra zaten hayatıma karışamazdı.

L: Geç kalıyorsun, hadi. Akşam konuşuruz.

Telefonu yatağa fırlatıp makyajımı yapmaya başladım. Taşındığımı ondan bilerek sakladığımı öğrenirse beni mahvedeceğini biliyordum. En başında bunu yapmamalıydım.

***

Dersim biteli 25 dakika olmuştu. 25 dakikadır Hoseok ve Namjoon'u okulun kapısının önünde bekliyordum. En sonunda buraya doğru ilerleyen iki uzun boylu yakışıklı erkek görünce geldiklerini anladım. Kızlar onlardan gözlerini ayıramıyordu.

İkisine de sarıldım. "Nasılsınız çocuklar? Nasıl gidiyor?"

"Seni sormalı, küçük..." dedi Namjoon saçlarımı karıştırarak. "Haberler sende. Hesap çalınma işi falan. Baya heyecanlı bir hayatın var, haberlerini alıyoruz hep."

"Ay, lütfen sus Namjoon," dedim gözlerimi devirerek. "Ne heyecanlı, ne heyecanlı ama... Hayatım ellerimden kayıp gidiyor, bana heyecan diyorsunuz."

"Bir haber var mı bu heriften? Kim olduğunu öğrenebildin mi?" dedi Hoseok sinirle. Başımı sağa sola salladım. "Hayır, öğrenemedim. Ama siber suçlara şikayette bulundum."

a stolen life | lisa & jungkookWhere stories live. Discover now