thirty four

1.9K 162 87
                                    

Ne yapacaktım?

Ona şans vermek istemiyordum. Bana yaptığı bunca kötülükten sonra onunla iletişimde olmak beni yine tehlikeye sokardı. Ya yine bir şeyleri ifşalamaya devam ederse? Yine hayatımı kaydırmaya devam ederse ne olacak? O, o kadar kötü biriydi ki bazen gözü dönüyordu ve şirketi düşünür müydü bundan bile emin değildim.

Bir yandan da bana yardımcı olmuştu. Wichi Holding'de staj yapmamı sağlamıştı. Bu benim CV'mi öyle muhteşem hale getirmişti ki! Güney Kore'nin en büyük 2. şirketinde staj yapmak öyle herkesin yapabileceği bir şey değildi.

Bana telefon almıştı, bilgisayar almıştı. Tamam, lanet olsun ki bunları yapmasının altında da bir kurnazlık yatıyordu ama sonuçta almıştı, değil mi? Gün içinde benimle konuşuyor ve beni merak ediyordu. Ne yalan söyleyeyim, bana annem bile hayatım boyunca bu kadar ilgi göstermemişti. Arkadaşlarım da öyle.

Rose'ye verdiğim uyku ilacını ifşaladığında herkes benim ne kadar berbat biri olduğumu düşünmüştü. Ama o yine de benimle konuşmaya devam etti. Ne yapmış olursam olayım onun umrunda değildi. Telefonumda makyajsız fotoğraflarım, ağlamaktan bitap düştüğüm fotoğraflarım, finallerin olduğu hafta saçımın başımın dağılmış olduğu fotoğraflarım da vardı ve bunları illaki görmüştü. Beni bu şekilde de kabul ediyordu.

Ama ben onu bana yaptığı bunca kötülükten sonra kabul edebilir miydim? Bunları yapmasının tek bir amacı vardı: Benim hayatıma sızmak. Onu hayatımda kabul edeyim istiyordu. Ne olduğu ise önemsiz. Bir arkadaş ya da bir sevgili. Onun umrunda değildi. Hayatımda var olmak istiyordu ve ben bunu biliyordum.

Belki de onu hayatıma dahil edersem bütün bunlar son bulacaktı. Yani onunla Rose'yle ya da Yoongi'yle konuştuğum gibi konuşursam bundan mutluluk bile duyabilirdi. Derin bir nefes aldım ve mesaj yazdım.

Lalisa: Bir daha bir şey paylaşmayacaksın, değil mi? Sana güvenmek istiyorum.

L: Paylaşmayacağım Lisa. Paylaşmayacağım güzelim. Nasıl yapabilirim böyle bir şeyi artık?

Lalisa: Lanet olsun, sikinde bile değilim. Sırf şirketi düşünüyorsun, öyle değil mi? Yarın Wichi Holding yerine başka bir şirkette çalışsam yine bana aynılarını yapacaksın.

L: Hayır, anlamıyorsun. Artık hiçbir şey paylaşmayacağım Lisa. Başka bir şirkette çalışmaya başlarsan da paylaşmayacağım, yeniden konuşmayı kabul etmezsen de paylaşmayacağım. Lütfen bana bir kez olsun güven.

Sıkıntıyla başımı geriye attım. Tanrım, resmen "Tamam, hadi yeniden konuşalım," demeye dilim varmıyordu. Zorlanarak mesaj yazdım.

Lalisa: Tamam.

L: Ne tamam?

Lalisa: Tekrar konuşalım. İnsan gibi. Paylaşımlar ve tehditler olmadan. Bir kez daha denemek istiyorum.

L: Oh, yavrum.

Uzun bir süre mesaj yazdı. Ne yazacağını bilmiyor gibiydi. Sevinmişti, biliyordum. Aynı bir çocuk gibiydi.

L: Seni öyle çok özledim ki.

Lalisa: Ben seni özlemedim.

L: Yalancı :D Özlediğini biliyorum.

Mesajına görüldü atınca tekrar yazdı.

L: Konuşacak çok şeyimiz var. Sehun'da kaldığında ne yaptın?

Lalisa: Bana kaltak diye mesaj attığın günden mi bahsediyorsun?

L: Lisa değer verdiğim tek kadın bir gece gidip bir orospu çocuğunun evinde uyuyor. O kadar deliye döndüm ki Sehun'u gidip öldürene kadar dövecektim.

a stolen life | lisa & jungkookWhere stories live. Discover now