380.Ders Neml Sûresi 45-55

10 5 3
                                    

380. Ders :

19. Cüz, 27. Sûre, 380. Sayfa
Neml Sûresi
45-55. Âyet-i Kerîm'eler.

 بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ


45

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا إِلَى ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ
"Andolsun ki Semud'a 'Allah'a ibadet edin' diye kardeşleri Salih'i gönderdik."

فَإِذَا هُمْ فَرِيقَانِ يَخْتَصِمُونَ
"Derken, birbirleriyle çekişen iki zümre oluverdiler."

Hz. Salihin gönderilmesiyle, aralarında ayrılık ve düşmanlık çıktı, bir fırka iman etti, bir fırka da inkarcı oldu.






46

قَالَ يَا قَوْمِ لِمَ تَسْتَعْجِلُونَ بِالسَّيِّئَةِ قَبْلَ الْحَسَنَةِ
"Dedi ki: Ey kavmim! İyilik dururken niçin kötülüğe koşuyorsunuz?"

Ey kavmim! Tevbe etmek varken niye "haydi bize vaad ettiğin azabı getir" diyerek hemen cezalandırılmanızı istiyor, onu cezanın geldiği vakte bırakıyorsunuz?Çünkü kavmi, "eğer bizi kendisiyle korkuttuğu azap doğruysa, o azap geldiğinde tevbe ederiz" diyorlardı.

لَوْلَا تَسْتَغْفِرُونَ اللَّهَ
"Ne olur Allah'a istiğfar etseniz."

Azap gelmeden istiğfar edip Allahtan mağfiret dileseniz ya!

لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
"Ola ki rahmete ulaşırsınız."

Şayet tevbeyi tehir etmez hemen yaparsanız, Allahın mağfiretine kavuşmanız umulur. Yoksa azap geldiğinde tevbe etseniz de kabul edilmez.





47

قَالُوا اطَّيَّرْنَا بِكَ وَبِمَن مَّعَكَ
"Dediler: Sen ve beraberindekiler yüzünden uğursuzluğa uğradık."

Başımıza gelen çetin hâller, Senin ve Sana tâbi olanlar yüzünden!

Veya yeni bir dinle çıktığınızdan bu yana aramızda ayrılık meydana geldi, sen bize bir hayır getirmedin!

قَالَ طَائِرُكُمْ عِندَ اللَّهِ
"Dedi: Uğursuzluğunuz Allah katındadır."

Başınıza gelen musibetin sebebi, Allah nezdinde yazılı olan amelinizdir.

بَلْ أَنتُمْ قَوْمٌ تُفْتَنُونَ
"Doğrusu siz imtihan edilen bir kavimsiniz."

Doğrusu siz peşpeşe gelen tatlı ve acı olaylarla denenmektesiniz.

"Doğrusu" ifadesiyle başlarına gelen çetin hallerin asıl sebebine dikkat çekilmiştir.






48

وَكَانَ فِي الْمَدِينَةِ تِسْعَةُ رَهْطٍ

"Şehirde dokuz kişilik bir çete vardı."

يُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ
"Bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, ıslaha hiç yanaşmıyorlardı."

Yani, onların bütün yaptıkları ortalığı karıştırmaktı, işe yarar bir şeyler yapmaları söz konusu değildi.





49

✔️2- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚Where stories live. Discover now