255.Ders İbrâhîm Sûresi 06-10

18 4 16
                                    

255. Ders :

13. Cüz, 14. Sûre, 255. Sayfa
İbrâhim Sûresi
06-10. Âyet-i Kerîm'eler.

 بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ

6

وَإِذْ قَالَ مُوسَى لِقَوْمِهِ اذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللّهِ عَلَيْكُمْ
Musa kavmine demiştiki: “Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın.”

إِذْ أَنجَاكُم مِّنْ آلِ فِرْعَوْنَ
“Hani O, sizi Firavun ailesinden kurtardı.

يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ
Onlar sizi en kötü bir azaba sürüyorlardı.”

وَيُذَبِّحُونَ أَبْنَاءكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءكُمْ
“Ve oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı hayatta bırakıyorlardı.

Burada ifade edilen azaptan murat, Bakara ve A’raf sûrelerinde geçen onlarla ilgili azaptan farklıdır. Çünkü orada azap boğazlamak ve öldürmek şeklinde açıklanmıştı. Burada ise boğazlamak atıf yoluyla gelmektedir. Bu durumda burada ifade edilen azap, ya cins bildirir veya onların köle yapılmaları, dayanılmaz işlerde çalıştırılmaları gibi durumları anlatır.

وَفِي ذَلِكُم بَلاء مِّن رَّبِّكُمْ عَظِيمٌ
Ve bunda Rabbinizden size büyük bir bela vardı.

Burada belanın Allaha nisbet edilmesi, Firavun ve hanedanına O’nun güç ve kudret vermesi, onları hemen cezalandırmayıp mühlet tanıması yönündendir. Şüphesiz Allahu Teâlânın bu şekilde onlara imkân vermesi, bir imtihandır.

Öte yandan ayette işaret edilen durum İsrailoğullarının kurtarılması da olabilir. Bu durumda ayette geçen “belâ” ifadesinden nimet murat edilmiş olur.





7

وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكُمْ
Ve hatırlayın ki Rabbiniz size şöyle bildirmişti:

Bu da Hazreti Musa'nın(عليه السلام) kelamıdır.

لَئِن شَكَرْتُمْ لأَزِيدَنَّكُمْ
Eğer şükrederseniz mutlaka size artırırım.

Ey İsrailoğulları! Size verdiğim Firavundan kurtarmak ve diğer nimetlerime iman ve salih amelle şükrederseniz, nimet nimet üstüne artırırım.

وَلَئِن كَفَرْتُمْ إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ
Ve eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.

Ama size verdiklerime nankörlük yaparsanız, olur ki bu küfranınıza şiddetli bir şekilde azap ederek ceza veririm.

Ekremü’l-Ekremin olan Cenab-ı Hakkın âdeti, vaadî açıktan belirtmek ve vaîdi tarîz yollu söylemektir.[1>






8

وَقَالَ مُوسَى إِن تَكْفُرُواْ أَنتُمْ وَمَن فِي الأَرْضِ جَمِيعًا فَإِنَّ اللّهَ لَغَنِيٌّ حَمِيدٌ
Musa dedi ki: Siz ve yeryüzünde bulunanların hepsi nankörlük etseniz, iyi biliniz ki Allah Ğani’dir –Hamid’dir.

Siz ve arzda olan bütün ins ve cin inkâr etseniz, şüphesiz Allah sizin şükrünüzden Ğanî’dir, muhtaç değildir; Hamîd’dir, zâtında hamde layıktır, bütün meleklerin kendisine hamdettiği Mahmud’dur, bütün mahlukatın zerreleri O’nun nimetlerini yad eder, söylerler. Dolayısıyla sizler küfür ile ancak kendinize zarar verir, daha ziyade olabilecek nimetlerden kendinizi mahrum bırakırsınız ve ayrıca şiddetli bir azaba muhatap edersiniz.






✔️2- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚Where stories live. Discover now