239. Ders Yûsuf Sûresi 38-43

14 5 6
                                    

239. Ders :

12. Cüz, 12. Sûre, 239. Sayfa
Yûsuf Sûresi
38-43. Âyet-i Kerîm'eler.

 بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ

38

وَاتَّبَعْتُ مِلَّةَ آبَآئِي إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ
Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un dinine uydum.

Hazreti Yûsuf'un (عليه السلام) bu peygamberlerin isimlerini söylemesi, davete hazırlık ve kendisinin nübüvvet evinden olduğunu ortaya koyarak muhataplarını kendisini dinlemeye teşvik etmek ve güvenmelerini sağlamak içindir

Bundan dolayı, bilinmeyen kimsenin tanınmak için kendini anlatması, böylece kendisinden istifade edilmesini sağlaması caiz görülmüştür.

مَا كَانَ لَنَا أَن نُّشْرِكَ بِاللّهِ مِن شَيْءٍ
Bizim, Allah’a hiçbir şeyi ortak kılmamız söz konusu olamaz.

Biz peygamberlerin, hangi şey olursa olsun, bir şeyi Allaha şerik kılması söz konusu değildir.

ذَلِكَ مِن فَضْلِ اللّهِ عَلَيْنَا وَعَلَى النَّاسِ
Bu, bize ve insanlara Allah’ın bir lütfudur.”

İşte Allah bu tevhid lütfunu bize vahiyle gösterir. Diğer insanlara da onların irşadı ve tevhidde sebatlarını sağlamak için bizi göndermesiyle gösterir.

وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَشْكُرُونَ
Fakat insanların çoğu şükretmezler.”

Lakin, kendilerine peygamber gönderilen insanların çoğu bu lütfa şükretmek yerine ondan yüz çevirirler, akıllarını başlarına almazlar.Veya şöyle de düşünülebilir: İşte bu tevhid, deliller nasbederek ve ayetler indirerek

Allahın bize ve diğer insanlara bir lütfudur. Lakin insanların çoğu onlara bakmazlar, onlarla istidlâlde bulunmazlar. Böylece nimete nankörlük edip şükretmeyen kimseler gibi hezeyanlarda bulunurlar.






39

يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ
Ey benim zindan arkadaşlarım!”

أَأَرْبَابٌ مُّتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ أَمِ اللّهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ
“Ayrı ayrı birçok rabler mi daha hayırlı, yoksa Vahid-i Kahhar (her şeye hâkim ve galip olan bir tek) Allah mı?





40

مَا تَعْبُدُونَ مِن دُونِهِ إِلاَّ أَسْمَاء سَمَّيْتُمُوهَا أَنتُمْ وَآبَآؤُكُم
Sizin Onu bırakıp da o taptıklarınız, sizin ve atalarınızın uydurduğu birtakım isimlerden başka bir şey değildir.

Hazreti Yusuf’un (عليه السلام) bu hitabı, hem o iki zindan arkadaşına, hem de Mısır halkından olup da onların dini üzere olan kimseleredir.

مَّا أَنزَلَ اللّهُ بِهَا مِن سُلْطَانٍ
Allah, bunlarla ilgili hiçbir delil indirmemiştir.

Allahtan başka ilah payesi verdikleriniz müsemmasız birer isimden ibarettir, onların ilâh olduklarına ait herhangi bir delil yoktur. Böyle olunca sizler ancak mücerret isimlere ibadet etmektesiniz.

Yani sizler, aklın ve naklin ilahlığına delâlette bulunmadığı şeyleri “ilahlar” olarak isimlendirdiniz. Sonra da kendi verdiğiniz isimler doğrultusunda onlara tapmaya başladınız.

✔️2- Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz 📚Where stories live. Discover now