- 43

4.7K 245 176
                                    

İyi okumalar...

-

*Euphemia*

Gözlerimi tavana dikmiştim.

Ne yapmalıydım, ne hissetmeliydim bilmiyordum. Düşündüğüm tek şey, şu an geri dönmesi için her şeyi verebileceğimdi ki birkaç dakika sonra tüm düşüncelerim az evvel yaptıklarımın gerçekliğinin istilasına uğrayana kadar beni etkisi altında boğacak tek şey bu olacağa benziyordu.

Gözlerimi kapadım. Yaktığı şömine ateşinin loş ışığı yerini düşüncelerimin zemini olan siyahlığa bıraktı. Bedenim yanıyordu. Özellikle de dokunduğu yerler... Dudaklarımdaki sızı bile hala hissedilir düzeydeydi. Ellerimi dudaklarıma götürdüm. Hala burada gibiydi...

Yüzüme bir gülümseme yayıldı ve yayılırken de yaptığım şeylerin hiçbiri için pişmanlık duymayacağımı fark ettim. Utanmayacaktım. Çünkü ona dokunmak, muhteşem hissettiriyordu. Kimin ilk adımı attığı önemli değildi, ona dokunmanın verdiği o muazzam ve yakıcı his için her şeyi yapardım.

Doğrulup ayağa kalktım ve üzerine uzanıyor olduğum örtünün altına girdim. Yastığa başımı koyduğum anda kokusu burnuma doldu. Kokunun güzelliği karşısında kalbim bir kez daha erirken, sanki yıllardır görmemişim gibi bir özlem doldurdu içimi. İkinci bir nefesi almak bile güç gelmeye başladı. Bir süre kendimi tuttum. Ama bunu bölen gözümden süzülen bir damla yaş oldu. Damla hızlıca yastıkla buluşurken nefesimi verip hemen elimin tersiyle sildim.

Gerçekten Bruce'un bu gece burada kalmayacak oluşu beni sandığımdan daha fazla üzmüştü. Derin bir nefes alıp kendimi toparlamaya çalışırken, neyse ki göz yaşlarımın durduğunu fark ettim. Gözlerimi kapadım ve, "Uyu..." diye fısıldadım kendime. Tarifsiz güzel kokusu ve yaktığı şöminenin çıtırtıyla yanan ateşinin sesine odaklanıp uyumaya çalıştım. Eğer şanslıysam, onu rüyamda görebilirdim. Ve daha da şanslıysam söylediği gibi yarın şatoda, daha da iyisi yanımda olurdu...

Gözlerimi bir ara açtığımda hala geceydi. Nerede olduğumu anlamam yaklaşık 1 uzun dakikamı almıştı. Uyku sersemliği içinde bulunduğum yeri anladığımda gülümseyerek yastığıma sarıldım ve hızlıca yeniden uykunun dayanılmaz kollarına bıraktım kendimi.

İkinci kez uyandığımda ise artık sabah olmuştu. Yine gözlerimi ilk açtığım anda odamda olmamanın minik bir şaşkınlığını yaşamıştım ama bu defa fazla sürmedi. Esneyerek yatakta sırtüstü döndüm ve bulunduğum yerin keyfini çıkararak biraz daha öylece kaldım.

Ne yazık ki Bruce hala burada değildi. Ve bu fark edişin ağırlığı geceki hayal kırıklığımla birleşerek tüm sabahımın üzerine hüzünden bir perde örttü.

Sonsuza kadar bu yatakta hüzünle uzanabilirdim.

~

~

Kendimi fena halde aç hissedene kadar bir süre daha olduğum yerde oyalandım ama Bruce'un artık geleceği yoktu. Çok geçmeden zihnimde aniden beliren "kötü bir şey olmuş olabileceği" fikriyle yataktan hızla doğruldum. Nasıl olur da bu olasılık üzerinde daha önce hiç durmazdım? Kalbim deli gibi çarparken elimi göğsüme götürdüm ve sönmüş şömineye baktım.

İçimi bir ürperti sararken hızlıca yataktan çıktım ve önce yatağın üzerini sonra da fena halde dağılmış saçlarımı üstün körü bir şekilde düzenleyip odadan çıktım. Boş ve sessiz koridora ilk adımı atar atmaz bir de temkinli olmam gerektiğini hatırlamanın verdiği endişe sardı kalbimi. Boş koridorda gözlerimi gezdirirken kapıyı arkamdan kapattım. Kimse olmadığına emin olunca hızlı ve sessiz adımlarla merdivenlere doğru ilerledim. Sonunda inmeyi bitirdiğimde nefes nefese sayılırdım ama bunu oradan geçen diğer çalışanlara ve muhafızlara belli etmemeye çalışarak, ana bölmeyi başımı eğerek normal adımlarla geçtim. Üstelik Lord Ronin'in o yardımcısı olan adam da etrafta olabilirdi, temkinli olmalıydım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 03, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kurtarıcı ve MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin