- 18

13.8K 798 17
                                    

Ben geldim! :)

Bir süredir aktif değildim ve beni sabırla beklediğiniz için hepinize minnettarım :) Bu bölümü uzun yazmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz. :)

Neyse uzatmadan buraya küçücük bir açıklama daha yapmak istiyorum, lütfen okumadan geçmeyin...

Okuyan ve yorum yapanların genelinden "Neden Euphemia-Bruce bölümleri bu kadar az?" ve benzeri şeyler duyuyorum. O yüzden buraya bir açıklama yazma ihtiyacı duydum.
Evet, Euphemia-Bruce bölümleri cidden çok değil, farkındayım. Ama şimdilik çok değil. Kurgum gereği o ikisi şu an çok sık bir arada olamazlar. İçinde bulundukları koşulları göz önüne alacak olursanız siz de bana hak vereceksiniz. Yine de yakında onları daha fazla birlikte göreceğiz. İlk etkileşimler güzeldir... :)

Vote veren, yorum yapan herkese teşekkürler. :)

İyi okumalar...

*

-

Hayatım boyunca hiçbir zaman "işte tam olarak olmak istediğim yer" dediğim bir zaman olmadı. Belki de kendime bunu sorgulayacağım yaş aralığı geldiğinden itibaren böyle bir şey olmadığındandır. Ama bir şekilde etrafa ve diğer insanlara ayak uydurmanın bir yolunu bulabiliyordum. Bunun ilahi bir yetenek mi yoksa kendiliğinden gelen bir içgüdü mü olduğu tartışması içimde hala sürüyor ama böylece onların arasına kamufle olabiliyordum. Çünkü her zaman ön planda olmak, hiç bana göre değildi... İnancım, hayatım boyunca kalabalıklar içinde yalnızı oynayacağıma dair keskin bir yön değişimi yaptığından beri; böyle yaşıyordum...

Okuduğum kitapların karakterleri kurgu gereği kimi zaman zor durumda kaldığında zihnime düşen o 'sayfaların devamına duyulan merak' duygusunun ötesinde tam olarak böyle bir duruma düşeceğim fikri hiç beni bulmamıştı. Kitap karakterleri daha fazla hayal ve daha fazla geçici gibiydiler...

Ama şimdi...

Artair'in karşımda şaşkın bir şekilde beni izlerken attığı bakışlar kafamı daha da karıştırıyor, ne diyeceğimi bilemememe sebep oluyordu.

İlk konuşan ortadaki gerilimi fark eden demirci olmuştu.

"Siz tanışıyor muydunuz?"

İçimdeki ses "Lütfen daha evvelden tanışıyor olduğumuzu öğrenip benim bir de gerçek kimliğimi tanıtma. Lütfen..." diye sessiz yakarışına geçtiği sırada gözlerini ilk çeken Artair oldu.

"Şey... Evet," dedi elini adeta nereye koyacağını bilemeyerek ensesine atarken, "Biz tanışmıştık."

Demircinin gözlerinin içi parladı, "Yani siz-"

"Arkadaştık," diye kestim demircinin sözünü aceleci bir şekilde.

Demirci kuşkuyla bana baktı. Oğlunun beni gerçekten tanıyor olmadığını anlamasını diledim. Umarım yüz ifademden bunu anlayabilirdi. Gerçi Artair tam karşımdayken çok da bariz yüz ifadesi yapamıyordum ama, ona dün burada yaşayan kimsenin benim gerçekte kim olduğumu bilmediğini söylemiştim.

"Buna sevindim." dedi ve oğluna doğru dönerek, "Evlat, Euphemia bizim eski bir aile dostumuzun kızıydı. Yaşadığı köyün başına gelen talihsiz bir olaydan sonra buraya yerleşmiş." diye açıkladı.

İçime büyük bir rahatlama yayıldı. Ona az evvel, Artair gelmeden konuştuğumuz sırada buradaki insanların beni kim olarak tanıdığını ve hikayemi anlatmıştım. O da şimdi kendi hikayesine uydurarak tanıdık çıktığımızı söylemişti. Mantıklıydı ve oğlu da şüphenmemişti.

Kurtarıcı ve MaviWhere stories live. Discover now